32. bölüm

5.8K 172 28
                                    

Defne: Demir sen göreve gittiğinde ben ne yapacağım ya?

Defne: Şimdi sana yazıyorum ama yanlış anlama.

Defne: bunlar hep alıştırma. Sanki her gün göreve çıkıyorsun.

Defne: ay bir de biliyor musun, ben de Demir hariç herkese anksiyete var.

Defne: yani diyorum ki bebeğim, seni seviyorum.

Demir: sen beni sevdiğini söyler miydin ya?

Demir: Defne yan yanayız. Yazmasana! O aşık olduğum sesini duyayım.

Defne: karga gibi demek istedin herhalde.

Defne: çingeneyiz kızım nolduuu, he noooldu?

Defne: KQJWOQIWPWJDOEKELW

Defne: ay öleceğim ya. Ağzıma takıldı durdu.

Demir: ben görevdeyken de böyle saçma şeyler yaz.

Demir: gelince okurum.

Defne: sen benim cümlelerime saçma mı dedin?

Defne: SAKIN.

Defne: ay büyükte kalmış. Neyse,

Defne: sakın bana yazma. Küçük ve minnoş olan kalbimi kırdın Demir. Aşk olsun.

Demir: aşk almış başını gitmiş zaten kızım. Tabii aşk olsun.

Defne: emin misen gurban?

Demir: eminem gurban.

Defne: emine kim Demir?

Demir: aynen Defne seni aldatıyorum.

Defne: ben öyle bir şey mi dedim? Hem şakası bile komik değil. Salak.

Demir: sen de ciddiye alma.

Defne: tamam gel öpüşelim. Yarın göreve gideceksin zaten.

Defne:

Demir: çok özle ama beni

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Demir: çok özle ama beni.

Demir: geldiğimde özlem giderelim.

Demir: *göz kırpma emojisi*

Defne: edepsiz!

Demir: ne dedim ya...

Telefonu elimden bir kenara fırlatarak Demir'in kucağına yerleştim.

"Of Demir of, çok özleyeceğim seni." Dedim yanağını öperek.

"Ben de, bebeğim. Başka yerlerimden de öper misin? Bu bir rica sadece." Dedi gülerek. Gülüşünden öptüm.

"Oh," dedim bir kere daha öperek. Tabi işlerin kızışacağını bilemezdim.

(+18)

Dudakları dudaklarımla büyük bir açlık içinde öpüşürken dişlerini dudaklarıma sürterek dişini geçirdi. İnleyerek dudaklarımı araladığımda dili dilimle buluşmuş; elleri de her bir yerimde gezinmeye başlamıştı. Parmaklarının ısısı kendi vücut ısımla birleşiyordu ve beni cayır cayır yakıyordu. Demir'in bir öpüşü bile beni bitirirken bu kadar ileriye gitmemiz, daha doğrusu bu şevkle ileriye gideceğimiz kadınlığımı zorluyordu. Büyük bir istek ile Demir'i arzuluyorum.

Islak öpücükleri çenemden aşağıya inmişti ve köprücük kemiğimde durmuştu. Büyük bir açlıkla orayı de öperken sert bir şekilde emiyor, daha sonrasında diliyle yarama merhem oluyordu.

Gerçi ondan gelecek her bir yaraya ben kabuldüm.

Başımı yastığa daha da geçirerek ellerimi Demir'in ensesine götürdüm ve kısa olan saç tutamlarını zevkin getirisi ile çekiştirmeye başladım. Demir'in de hoşuna gidiyor olmalı ki her bir nefes alış verişi için durduğunda gülerek tekrar öpmeye devam ediyordu.

Dudakları hassas noktamda; kulağımın altında durduğunda ıslak dudaklarını kulağımın altına sürttü. Bu sırada bütün vücudu benim vücudumla birleşerek birbirine sürtünmüştü. İnleyerek daha başımı ne kadar yastığa bastırabilirsem bastırdım.

"Ah, Demir!" Dedim titrek bir nefes vererek. "Bu küçük dokunuşların bile beni bitiriyor."

"Sen de beni bitiriyorsun Defne." Dedi kulağımın atlına bir öpücük bırakarak ve gerdanıma ıslak öpücükler bırakmaya devam etti. Diliyle öptüğü bölgeleri talan ediyor; içimdeki bu hissi hiç tatmayan Defne kendini ateşler içine atarak kendini Demir'in ellerine bırakıyordu.

Bu sefer izin almadan tişörtü üzerimden çıkardı. İzin almasına gerek yoktu çünkü bu izni ben bir kere vermiştim. İkincisini istemesine gerek dahi yoktu ki zaten ben ellerimi kaldırarak ona izin vermiştim. Sütyenimden taşan göğüslerime gözlerinden kalp çıkarcasına baktıktan sonra kahkaha atarak başını göğsüme yaslamıştım. O da ayak uydurarak göğüslerime dişlerini geçiriyor; diliyle acısını geçiyordu.

Of yemin ederim inlemekten yorulmuştum.

Demir sütyen kopçamı açmadan ben elimle açarak sütyenimi bir kenara fırlattım ve Demir'i sırt üstü yatağa yatırarak üzerine çıktım. Bana alaycı gözlerle bakıyordu. Sanırım ona o zevki veremeyeceğimi sanıyordu ama böyle düşünüyorsa daha çok yanılırdı.

Dudaklarım kısa bir süre dudaklarıyla temas ettikten sonra Demir'in bana yaptığı gibi yavaş yavaş; etini dişlerimle ezerek boynundan aşağı; göğüslerine iniyordum. Her bir yerini emerek ve dilimi öptüğüm yerlerle temas ettirerek karın kaslarına geldim. Ellerim de bu sırada rahat durmuyor ve hiç de dokunmamam gereken yerlere temas ediyordu.

Kaslarına dokunduğum an kasıldığını hissettim.

"Şş," dedim dalga geçerek. "Sakin ol."

Kaslarına sert ve ıslak öpücüklerini bırakarak fermuarına kadar gelmiştim fakat o izin vermeyerek beni ters çevirdi ve göğüslerime resmen abandı. Hayvan!

Bir göğsümün ucunu parmaklarıyla sıkıyor, bir diğer göğsümün de ucunu diliyle talan ediyordu.

Dişleri göğsümün ucunu temas edince altımdan bir sıvının aktığını hissetmiştim ama bu duyduğum büyük zevk ile inlememden çok da takmamıştım.

"Ah, hayvan! Az yavaş ol." Dedim.

Sırıtarak diğer göğsüme geçmeden aşağı doğru ilermeye başladı ve altımdan şortumu bir hışımla çıkararak tek bir bez parçası ile durmamı sağladı.

Hiçbir şeyden utanmayan ben; bundan utanmıştım.

Gece böyle hararetli ve zevk dolu geçmişti. Sayamadığım kadar çok kez birlikte olmuş; sayamadığım kadar çok kez beni arşa çıkarmıştı.

Allahım beni yok et, allahim beni yok et, yooookkkkkkk.

Of çok utandım, çok utandım.

Neyse, eğer benim kişisel Instagram hesabımı istiyorsanız bana özelden yazmanız yetecektir. Hepinizi öpüyorum. Birkaç bölüm daha yazarak yarın yayımlayacağım.

ASKER HATTI | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin