Belkide bu şehri özlememin asıl nedeni içinde yaşayan sevdiğim insanlardı.
-----------------------------------------------------------
(Aysima Aydemir'in anlatımıyla...)
Uzun bir aradan sonra yeniden İstanbul'a düşmüştü yolum. Gözlerim özlemimle dolup taşan bakışları taşıyarak etrafta dolanıyordu. Güzel şehrimin güzel manzaralarını özlediğimi şehre ayak bastığımda daha da iyi hissetmiştim. Belkide bu şehri özlememin asıl nedeni içinde yaşayan sevdiğim insanlardı.
Boğazımı temizleyerek feribottan indim ve adımlarımı hızlıca en yakın durağa gidebilmek için atmaya başladım. Nihayetinde vardığımda telefonumu çantamdan çıkararak onunla ilgilenmeye başladım.
Anneme ve kardeşime bilerek haber vermemiştim, niyetim onlara sürpriz yapmaktı. Bu sürprizi son ana dek sürdürecek ve yüzlerindeki şaşkın ifadelerini izleyerek eğlenecektim.
Annemi çok özlemiştim. Kahverenginin açık tonlarının sergilendiği gözlerindeki hareleri yakından görmeyeli epeyce bir zaman geçmişti. Bana karşı olan şefkatli bakışından tutun, saç tellerimin her birini büyük bir sevgiyle sevişine kadar özlemiştim her ayrıntısını.
Erkek kardeşim Araf ise tam anlamıyla burnumda tütüyordu. Bir anneymişim gibi davranırdım ona hep. Annem olmadığında annesi olur, koruyup kollayarak severdim hep onu. Öyleki o da her seferinde buna razı gelir, hareketlerimi sevdiğini belli ederdi.
Gelen minibüse binerek parayı uzattım ve boş olan koltuğa yerleştim. Bakışlarımı cama çevirerek ineceğim zamana kadar çekmemiştim. Gözlerim tanıdık sokaklara değmeye başladığında boğazımı temizledim.
"Müsait bir yerde inebilir miyim," dememle kaldırıma yanaşan minibüs durana kadar yerimde oturmaya devam ettim. Nihayetinde durduğunda açılan kapıların arasından sıyrılarak indiğimde rüzgarın ani esişiyle gözüme kaçan tozu def etmek için elimi gözüme götürdüm.
Arkamda kalan minibüs harekete geçerek gözden kaybolduğunda siyah çarşafımda kendini belli eden tozları elimle temizlemeye başladım.
Tozlar temizlendikten sonra başımı kaldırdım ve kaldırımın üzerinde yürümeye başladım. Tam da o esnada hemen sağımda kalan gösterişli evden yükselen seslerle olduğum yerde kalarak bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim.
Bunu yapmam doğru değildi belki de ama kendime engel olamıyordum.
"Hahaha... Kerem bak kızımız hazır gelmişken bize şaka yapmak istemiş olmalı. Şu vaziyete bak," diyen kadının yüksek sesi fazla rahatsız ediciydi. Gözlerimi işaret ettiği yere çevirdiğimde çarşaflı bir kız görmemle durumu az çok kavramıştım.
"Şaka yapmıyorum ben anne." Kızın sesindeki bozulmuş tınıyı fark ettiğimde onun için üzülmeden edememiştim. Kız doğru yolu bulmuşken ailesi onu resmen yanlışa itmek istiyordu.
"Ne demek şaka yapmıyorum? Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Ne bu vaziyet? Çıkar şunu kafandan," diyerek kızın başındaki örtüyü çıkarmaya yeltendiğinde kız geriye çekilmiş, yanındaki müzekker de kadının bileklerinden tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Dinimizi Anlat
SpiritualKalbinin çizdiği haritada adımlamaya başlayan, Ahsen Demir... İslam yolunda adımlarını sürdürür ve nihayetinde islam ile buluşur.