Selamunaleykümm... 💗
Ben geldim vee Ahsen ile Araf' da geldi.
Bölüme geçmeden önce birşeyleri dile getirmek istiyorum.
Kitap için oldukça emek veriyor hatta bazen verdiğim ders aralarında 2 veya bilemediniz 3 cümle de kelime de olsa giriyor ve yazıp çıkıyorum. YKS'ye az kaldı bunun için çok sık bölüm yayınlayamıyorum evet ama elimden geleni de ardıma koymuyorum.Oy ve yorumlarınızı bekliyorum ve yeterince gelmezse bölüm yayınlamak için motive olamayacağımdan dolayı yeni bölüm bekleyenlere ulaşamayacak.
Fazla uzatmadan bölüme geçelim miiii ne dersiniz??
❄️
'Kördüğüm'
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Hayat zorlu bir serüven misaliydi. Bir andan diğerine geçmek için tamamlaman gereken engebeler vardı. Kimi insan başarıyla galip gelirdi lakin kimisi yenilgiyi tadarak düşerdi. Düşenlerin bir çoğunun kalkmak için bir uğraşı yok iken bir diğer çoğunluğu ise daha da güçlü kalkmak için dayardı avuçlarını asvaltın sert ve soğuk zeminine. Soğuk her ne kadar hissizleştirse de avuçları, hissedilen hissizlik daha da bir güçlendirirdi bedeni. Hakikatinde hissizlik beraberinde gücü de getirirdi. Hissizleşen her beden daha da güçlenerek yeniden doğar, kötülüklerden arınarak kendine zaman tanır ve sonra yeni hislere gebe kalırdı.
Gözlerim camımdan akıp giden yağmur damlalarının üzerinde, kulaklarımda çalan ilahinin kısık melodisi ve yüzüme doğru esen hafif meltemin dansı huzuru bana hissettirirken derince bir nefesi içime çekerek toprak kokusunu soludum. Camımın dışındaki doğada yaşanan hadiselerin güzelliği karşısında sadece izlemekle yetiniyordum. Yaratılanlar bu denli güzel ise yaratan ne kadar da güzeldir, değil mi? O'nu görmeyi o kadar çok istiyordum ki... Arzuladığım bu tutum karşısında eksiksiz bir şekilde ibadetlerimi yerine getirerek dinime uygun yaşamaya çalışıyordum. Hakikatinde biliyordum ki Cennet'e layık görülürsem, görünecekti Rabb'im bana.
Ayağa kalkarak odamdan çıktıktan sonra parmak uçlarımda yürüyerek mutfağa geçerken serdiği seccadenin üzerinde, ellerini semaya açarak oturmuş kardeşimi gördüğümde ayaklarımın tamamını soğuk zeminle temas ettirdim. Uyuduğunu sanarak sessiz olmaya özen gösterirken sabah namazına kalkacağı olasılığını düşünememiştim. Benim küçük kardeşim islam ile buluşmuştu, tabii ki sabahın huzur dolu saatlerinde Rabb'i ile buluşacak ve konuşacaktı. Çağrıya yanıt vermemek olur muydu? Hiç sanmıyorum...
Hele de o çağrıyı yapan bizzat Allah iken...
Küçük bir gülümsemeyi dudaklarıma yerleştirerek mutfağa doğru ilerledim. Abdestli iken çayı üzerine koymayı kendime huy edinmiştim. Abdest ile günüme başlayıp aynı şekilde sona erdiriyordum ve bu eylemim gün boyu temiz hissetmemi sağlıyordu. Suyu kaynamaya bırakıp dolaba yöneldim. İçinden kahvaltılık besinleri çıkararak mesanın üzerine dizmeye başladım. Ocağın yanındaki çekmecelikten iki tane çatal ve bıçak, üst dolaptan da iki tane servis tabağı alarak masaya özenle yerleştirdim. Tencerelerin bulunduğu bölmeyi açıp bir tane tava çıkardığımda kardeşim Adem mutfağa gelmişti. "Yardım etmemi ister misin," diye sorduğunda gülümseyerek başımı salladım ve ocağı yakmaya çalışırken başımla buzdolabını işaret ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Dinimizi Anlat
SpiritualKalbinin çizdiği haritada adımlamaya başlayan, Ahsen Demir... İslam yolunda adımlarını sürdürür ve nihayetinde islam ile buluşur.