B.D.A | 19

69 7 0
                                    

Selamunaleyküüm B.D.A okuyucuları 💗

Nasılsınız?

İnşallah iyisinizdir.

Yeni bölüm şimdi sizlerle...

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur.

Verdiğim emeğin karşılığı olarak oy ve yorum bırakmayı unutmayın lütfen.

İyi okumalar dilerim...

Hayatın devamlılığı için kanı pompalayan o organ bir süre sonra karşısına çıkan biri için atmaya başlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatın devamlılığı için kanı pompalayan o organ bir süre sonra karşısına çıkan biri için atmaya başlardı.

~

"Kübra, anlatmayı düşünüyor musun artık?"


Sabırsızca dile getirdiğim sualim bir kere daha yanıtsız kaldığında Kübra'nın hâlinin hâl olmadığını düşünmeden edememiştim. Sabahın erken saatlerinde uyanmış ve bildirim panelimin tabiri caizse anasını ağlatmıştı. Düşünsenize uyuyorsunuz ve uyanıyorsunuz yalnızca bir kişiden gelen iki yüz elli üç mesajla karşılaşıyorsunuz. Tek tek gönderdiği mesaj balonlarını kafasında patlatmak isteğim o anı gözardı etmek zorunda kalmıştım. Adem'e kahvaltı yapmayı unutmaması için bir not yazıp başucuna koymuş ve hazırlanıp evden çıkmıştım. Hatta ne diye not yazıyorsam diye kendimi sorgulamaktan da geri kalmamıştım. Mesaj atıp da söyleyebilirdim. Gerçi güne kendi kendine konuşurken bana iki yüz elli üç mesaj atan bir Kübra ile başlıyorsam mantıkla hareket edebilme olasılığım yarıya indirgeniyordu.

Ve o attığı iki yüz elli üç mesajın herhangi birinde bile ne olduğunu doğru düzgün anlatmamıştı!

"Ay Kübra! Anlat artık!" Sabrımın sonuna yaklaşmış bulunmaktayız sayın seyirciler. Kendileri anlatmak yerine karşımda yere bağdaş kurmuş bir ileri bir geri sallanarak tırnağını yemekle meşguldü ve bu beni daha da meraklandırmaktan başka bir işe yaramıyordu! "Tamam, anlatacağım," dediğinde gözlerimi devirdim. Yaklaşık on dakika önce de aynı cümleyi kurmuştu lâkin gelin görün ki bir ilerleme katettiği görülmüş bir husus değildi!

"Yaklaşık on dakika öncede dedin bun-"

"Selim'in bana karşı hisleri varmış," diyerek sözümü kestiğinde öylece kalakaldım. Selim, Araf'ın en yakın arkadaşıydı. Yedikleri içtikleri ayrı gitmez herşeyi birlikte yaparlardı. "E bu güzel bir haber. Neden bu kadar uğraştın ki söylemek için," diye sorduğumda yutkunarak gözlerime baktı. Bakışlarından okuduğum mahcubiyetin nedenini kendi içimde sorgulamaya başladığımda bulduğum yanıtla yutkundum.

Kardeşim: Adem...

Adem'in Kübra'ya olan hislerine Kübra karşılık vererek onunla bir yola girmeyi dile getirmişti. Adem, uygun şartlar sağlanılarak Kübra için buluşmayı çok istiyordu. İstemesine istiyordu evet ama hislerinin ciddi bir boyutta olduğunu sanmıyordum. Eğer öyle bir mevzu olsaydı Adem'in davranışlarındaki değişim gözden asla ama asla kaçmazdı. Basitçe bir hoşlantıydı onunkisi ama gelin görün ki yine de kardeşime üzülmeden edemiyor, bu haberi duyunca vereceği tepkiyi şimdiden tahmin edebiliyordum.

Bana Dinimizi Anlat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin