B.D.A | 17

95 7 0
                                    

Selamunaleyküüm okuyucularımm 💖
Uzun zamandır yine yoktum ve yine geldim.
Yks'ye çok az kaldı...
stresim her geçen gün daha da artıyor... 😬

O hâlde bölüme geçelim mi?
Ahsen ile Araf sizi özlemiş...

Oy ve yorum bırakmayı unutmayın lütfen 🤗

~

Bir çiçeği elime almak için dalından koparmama gerek yoktu benim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir çiçeği elime almak için dalından koparmama gerek yoktu benim. Ahsen'imin elini tutmak, bir çiçeği elime almakla eş değerdi.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(Araf Aydemir'in Anlatımıyla...)


Helallik...

Helallik daireme girmişti sevdasıyla kalbimi ele geçiren, dünyamın en güzel kadını. Bana helal oluşu binlerce kez şükür edişimin sebebiyetiydi.

Ben Araf Aydemir...

İslamiyete ısınan soğuk bedene aşık olan o adam.

Üniversitedeyken hep yalnızlığı ve soğuğu kendine güvenli yer bilip sırtını dayayan kadına aşık olan o adamım işte fazlasi değil. Ahsen Demir, islamiyetle tanışıp soğukluğunu bırakmış ve ailemle yalnızlığından sıyrılmıştı. Şimdi tekerleklerin yuvarlandığı asvaltın üzerinde istikametimi onun evi bilmiş gidiyordum ona. Bakışlarımı yoldan çekerek yanımdaki koltuğun üzerine koyduğum çiçek buketine bakarak gülümsedim. Çiçeğime kendi gibi mis kokulu ve güzel çiçeklerden götürüyordum. Çiçekleri eline verdiğimde yüzünde oluşacak olan ifade gözümün önünde en ufak ayrıntısına kadar canlanmıştı bile. Önce şaşkınlığın verdiği etkiyle kaşlarını yukarıya kaldırarak gözlerini far görmüş tavşan misali açacaktı. Daha sonra dudakları hafifçe aralanacak ve o şeklini alacaktı. Yanakları kızarıp onu kırmızı bir domatese çevirecekti ve bende bu manzarayı seyredip keyiflenecektim.

İster şaşırdığı zaman olsun, ister mutlu olduğu bir zaman... Ahsen'im hangi duyguyu yaşarsa yaşasın her duygusunda yüzünde hareketlenen mimikleri onu ele veriyordu. Kimi zaman üzülürdü ve bunu da gizlemeye çalışırdı lâkin bu pekte mümkün değildi. Hakikatinde kendisini ele veren mimikleri ona izin vermezdi. Arabam tanıdık sokağa girdiğinde hızımı yavaşlattım ve gözlerimi etrafta gezdirerek park için boş bir alan aramaya başladım. Bulduğum ilk boş yere arabamı park edip indim. Elime aldığım buketi burnuma yaklaştırarak kokusunu içime çektiğimde tıpkı Ahsen'im gibi koktuğunun farkına yeniden vardım. İster duruşu olsun, ister kokusu, ister masumluğu veyahut güzelliği... Ahsen bir çiçek gibiydi ama hangisi olduğu meçhuldü. Hakikatinde her çiçek güzeldi ama Ahsen, hepsinden daha da güzeldi. Bir çiçeği elime almak için dalından koparmama gerek yoktu benim. Ahsen'imin elini tutmak, bir çiçeği elime almakla eş değerdi.

Bana Dinimizi Anlat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin