🍬11.Sakız Falı,Pedar

393 41 7
                                    

🍬Sakız Falı
11.Bölüm

Cici kızlarım yeni okul yılınız hayırlı olsun. Sizleri seviyorum...

Araçlara binmiştik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Araçlara binmiştik. O güzel Gonya yollarını seke seke giderken Barat, Defne'ye bakarak "Düğünde muhabirler olur sizi arkada bırakacağız"dedi. Doğru normal bir aile değiller şu an her yer kaynıyordur.

Başımı sallayıp onaylayarak ayağıma baktım. Ah be bi çiftetelli oynardık ama işte malum ayağım pert. O an sırıtarak "Ben de seni gidi topal oynayacağım! Orijinal halini kimse görmemiştirler eminim"diye güldüğüm sırada Defne ve Eda kahkaha atmıştı.

Allah'ım şu durumda bile eğleniyorum ya daha ne olsun! O an yan tarafıma döndüğüm sırada maviler de tebessüm ediyordu. Şuna bak bir de nasıl gururlu!

Araç ilerledi ve başka bir girişe geldiği sırada Defne önden indi. Şöför abi inip etrafa bakınırken benim inmemr yardım eden Barat ve Defne ile yavaşça indim. Defne "Ben girişe bakayım siz gelirsiniz"dedi ve Eda'nın koluna yapışarak hızlı adımlarla içeriye girmişti. Kız dur nereye?

Şöför abi araca geçip park etmeye giderken Barat bana baktı ve "Demek seni pansumana götüreceğim"dedi. Ah evet şu mesele! Ya Allah aşkına o kıza katlanabiliyor musun?

Göz devirerek "Gerçekten bunu istiyor olmana şaşırıyorum"dedim ve bir adım atıp girişe gidiyordum. Arka girişi bile sarı LED ışık ve nilüfer çiçeğinin ağaç haliyle girişi süslüyordu.

Hayranlıkla bakıyordum. O sırada Barat yanıma gelip "İstediğimi kim söyledi?"dedi. Sence istemesen bu kabul edilir mi? Belli ki dedem, sen ve o kızla kafayı bozmuş.

Durdum ve ona tamamen dönerek "Farkındaysan aile sizin evlenmenizi istiyor...buna dede bey de dahil"dedim. O an mavilerin şaşırmış olduğunu gördüm. Yani sanane demediğine şükür etmeli.

Başını sallayarak "Evet istiyorlar"dedi. Of niye böyle tane tane konuşuyor? Soluk verip "Ya sen robot musun niye cümleleri taksit taksit söylüyorsun? Of!"dedim. Ben sinirden baygınlıklar geçirecektim ama o eğleniyor halde ellerini cebine koydu ve "Hayır ama neden seni bu kadar alâkadar etti? Evet dedem istedi ve evet herkes istiyor ve ben de sessiz kalıyorum"dedi. Şuna bak bir de ne yaptığını biliyor!

O an sanki esen yel durmuş, giden arabalar yavaşlamış gibiydi. Aha bir şey oldu! Lan! Kalbim de....yok kalbim değil aşağısı....midem mi? Ay içerde bir şeyler oluyor ve şu an o maviler yıldız gibi parlarken mi oluyor? Bana ne oluyor?

Daha fazla durmayıp başımı zorla çevirdim ve her şey akışına devam etmişti. Az önce ne oldu? Bir şeyler oldu ama ne oldu? Kalbim hızlandı ve mideme vurdu. Aslında ülser gastrit problemleri de kalbi etkilermiş....de....maviler ne alaka?

Ahh vallahi bayılacağım!

Çıkışa doğru yürürken masaları görmüştüm. Nihhh bu ne? Ben hiç böyle bir şey beklemiyordum. Fazlasıyla güzel ve fazlasıyla lüks duran bahçenin çimenleri bile başka renk duruyordu. Şaşkınlıkla bakıyordum.

Yukardan inen ışıklar, lotus çiçekleri ve boyum kadar sandalyeler vardı. Vay canına vay! Heyecanla bakarken Defne el sallamıştı. Dedelerin masasını görünce onlara gidecektim birden ayağımın yakılmasıyla attığım son adım olmuş ve ellerimi yere siper alacakken birden omuzlarından tutulmuştum. Aha düşüyordum!

Şoka girmiş halde gözlerimi kapadım anda sessizlik çökmüş herkeste gelen uğultular ile yavaşça gözlerimi açtım ve birden gelen flaş sesi ve suratıma vuran beyaz ışıkla başımı çevirdim. Herkes bize bakıyor ve bütün kameralar bizi çekiyordu. Ne oldu?

Başımı kaldırdım sırada kolumdan tutan Barat sinirlenmiş ve hatta kolumu sıkıyordu. Yerimde doğrulmaya çalışarak "Bunlar ne yapıyor?"dedim. Çünkü istisnasız herkes çekiyordu. Elim yüreğimde onlara bakarken Barat "Yarın'ın manşeti olduk"dedi. Ne demek manşet olduk? Bir dakika ben düşüyordum ve sen tuttun diye mi? Nasıl ya?

Şaşırmış kalmıştım ve o an gelen soru yağmurları ile önümüze gelen mikrofonlar bir olmuştu. Önüme geçen Barat "Bugün burada evlenecek olan kuzenimin mutlu günü için toplandık lütfen çıkışı bekleyin sizlerle konuşma yapacağım"dedi. Kız ne konuşacaksın? Allah'ım bu ne diyor?

O an gelen korumalar bir bir muhabirleri uzaklaştırıyordu. Bense kalakalmış vaziyette onları izliyordum. Barat bu işi iyi biliyordu ama durum çok ciddiydi. Ah be seni gidi topalı oynayamayacağım!

"Sakız şu yüz ifadeni güzeltir misin herkes bize bakıyor?"dedi. Ne var ki yüz ifadem de ?

Ellerimi indirip kendimi düzelttim ve "Ben normal bir vatandaşım biliyorsun değil mi? Şu hale bak yarın ki sayfalarda çarşaf çarşaf olacağız? Ya ben yeni atandığım yerde fenomen öğretmen olmak istemiyorum!

Yürümeye başlayarak ilerliyorduk. Dede bey, nene hanım, Mehmetali amcam, şükrü amcam, Nefise halam ve biricik kızı Derna, teyzem ve Pedar yan yana oturuyordu.

Dedem sandalyemi çekerek "Gızım yanıma gelgi millet hız göre"dedi. Değil mi kız mesela Derna, Süleyman Dayıma benziyor. Yavaşça oturdum ve değneği bir yere bırakmıştım. Defne tatlı tatlı gülerken anons verilmişti. Gelin ve damat geliyordu. Millet ayağa kalkmış alkış tutarken göz ucuyla o tarafa baktığım anda neye uğradığımı şaşırdım. Bir dakika....bu...bu bizi ceza evine götüren komiser değil mi? Evet gayette o!

"Ama bu-"dediğim sırada dedem gülümseyerek "İkisi de kuzenin"dedi. Aaa cidden mi? Ne yani kuzeniyle mi evlendi? Ne tuhafmış...kuzen...aslında ne demek onu da bilmiyorum. Sınıftan arkadaşlar genelde arkadaş, dost her şeye sığdırdı ama ben de belirsizdi. Mesela Barat var....

Gözlerim Barat'a döndüğün de beyaz yakalı insanlarla sohbet ediyor ve yanlarında asla sırıtmıyordu. Hatta kumaşı değil duruşu kaliteliydi. O da benim kuzenimdi ve işin civ civli yanı beni vurmasına rağmen şu an onu tanıyor gibiyim. Evet sanki yıllardır tanıyor gibi rahattım.

Barat'a söylenecek kadar, bazen şakalaşıp bazen de nazlanacak kadar tanıyor gibi...ama bu iyi mi bilmiyorum. Aslında bu eve,bu insanlara alışmamam gerek çünkü bir gün tekrar gittiklerinde alacağım hasarı tahmin dahi edemiyorum.

Ah ah şu gözlere bak. Sülalenin en güzel gözlerini almış gibi bir de bana bakıyor gibi durmuyor mu? Aslında evet bakıyor gibi...yok be ne gibisi bu bana mı bakıyor? Ah Sakız adama gözlerini dilersen olacağı buydu!

Hızla başımı eğdiğim de çalan şarkı yeni yeni kulağıma dolmuştu. Şarkı mı çalıyormuş? Ay ben ne yapıyorum ya yaşım başıma vurdu herhal delirdim.

Gözlerimi sıkıca kapayıp önüme döndüğüm de ilk dans bitmiş aile arası oyun başlamıştı. Derna, Pedar ayaklanmıştı dedem yanımda birileri iler sohbet ediyordu. Defne de Eda ile muhabbeti koyulaştırmıştı. Şuna bak güya benim arkadaşım hemen de alıştı buralara...hoş ikisi de sosyallik kraliçesi benim gibi mi?

Ben marsık suratlıyım. Sert duran bir yapım, konu soğuk yapmaksa buz kesilirim. Ama...sevdiğim insanlara da pamuk gibiyim. Sahiplenirim mesela...canıma dokunanın canını alırcasına sahiplenirim. Evet asiyim ve evet inatçıyım bunu her kitapta bulabilirsiniz ama bu başka bir şey. Cennetten kovulanların asiliği gibi kendini yakarcasına, bir ipi elin yarılırcasına bırakmayan inat gibi...

Ben de böyleyim işte, böylesine delirmiş böylesine zor...kolay olmayan bir ben varken kim uğraşır ki benimle? Zorun zoru olabilirim mesela...ya da delinin delisi...kim sever beni?

"Sakız!!!"

Boğucu bir düşünceler almış giderken bir ses duymuştum. Başımı kaldırıp baktığımda yanı başımda duran Barat'ı gördüm.

🍬Sakız FalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin