🍬20.Sakız Falı, Melake

261 35 2
                                    

🍬 Sakız Falı🍬

A'râf / 204. Ayet

Kur’an okunduğu zaman hemen dikkat kesilerek ona kulak verin, susup dinleyin ki rahmete eresiniz.

20.Bölüm

Melake

Ağzım iki metre açılmış halde hızla Barat'a döndüğüm de dedemi zor tutuyordu. O an bana dönen maviler resmen sinirden kahroluyordu. Olamaz ama...ama bu çok saçma! Bunu yapamaz! Ben evlenmem!

Hızla yerimde kalkıp "Dayı sen iyice bunadın herhalde! Ne saçmalıyorsun?"diye bağırdığı da tıpkı dedem gibi durmayıp yürüdüğümde önüme çıkan Demir elini kaldırıp beni durdurdu ama asla durmayıp "Şuna bak ya adam ahkam kesmeye gelmiş. Sözmüş! Papucumun sözü! Barat'ın hayatını kararttığınız yetmiyor mu?"diye bir adım daha attığımda Barat durmayıp "Sarraf Ağa ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Her şeyinize evet dedim ama bu kez haddinizi aşmayın!"dediğinde Sarraf bunağına doğru gidiyordu. Demir topaç gibi bu kez onun önüne gitmişti.

Barat öfkeliydi. Hem de haddinden fazla öfkeliydi. Dedemi ve onu tutmak için Pedar ve Dedem gelmişti. Korkuyla onları izliyordum. Derince nefes aldığımda maviler dedemden ayrılmış bana dönmüştü. Taşlaşmış bir kaç göz ve heran patlayacak yüz ifadesi vardı.

O bana bakarken Sarraf Ağa'ya döndüm. Kendince haklı gibi sadece bize bakıyordu. Sadece gülümseyip yandakilere baktı ve başıyla işaret etti. Annemin annesi ve yanındakiler ayaklanmıştı. Beynim durmuş halde olanları izliyordum.

Sarraf Ağa, bizim aksimize son bir bakış atıp arkasını dönüp yürümeye başladı. O an peşlerinde giden Pedar, Zühtü dedenin emriyle izle demişti. Biz ne yapacağız?

Barat'ın özgürlüğünü satın almak için onunla evlenmem mi gerek? Ama bu çok saçma! Hem de şok saçma!

Bütün herkes seslice konuşuyor ama kocaman sessizlik var gibiydi. Dedem, Emre, babaannem ve herkes birbirine girmiş bağıra bağıra konuşuyordu. Fakat gördüğüm tek şey bana bakan mavilerdi. Delirmiş gibi boynundakini çıkarıp dedeme döndüğün de daha fazla duramadım ve salonun çıkışına doğru yürümeye başlamıştım.

Adımlarımı hızlandırıp odama doğru gidiyordum. Şaka gibi! O saçma nişanın...başrolü mü olacağım? Olamaz!

.
.
.
.

Kafam almıyordu. Sırf anne ve babalarımız yüzünden ha hayatından olacak ya da onun kanından biriyle olacak. Lanet olsun ki onun dedem olması kadar rezil bir durum yok. Ne diyeceğim? Ne olacak?

Ah kahretsin ki ben ona söz verdim! Onu kurtarma imkanım olduğunda bir dakika durmamaya söz verdim. Ama şimdi benimle ölecek! Benimle hayatı mahvolacak!

Yatağımda durmuş boş boş bakıyordum. İki melek durmuş cibinliğin başında bana seslenerek "Hey kalk artık diyordu" iki bebek melek hayal ürünümdü. Evet sıkıştığımda yol gösterircesine çıkarlardı. Şu anda da sıkışmıştım.

Sarışın mavi gözlü, altın saçlı, üzerlerinde beyaz elbiselerin olduğu bebekler cibinliğin tepesinde durmuş bana bakıp konuşuyolardı. Etraflarında saçılan yıldızlı ışık hüzmeleri gerçekliği kaybetmeme yardımcı olmuştu.

 Etraflarında saçılan yıldızlı ışık hüzmeleri gerçekliği kaybetmeme yardımcı olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

🍬Sakız FalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin