🍬Sakız Falı🍬
16.Bölüm
ÇiftlikKendimi halsiz ve yorgun hissediyordum. Psikolojik olarak iyi değildim ama duymak...bunları görmek ve duymak en azından gerçekleri ortaya koymuştu. Dedem ve babaannemin benim için çabaladığını gösteren tonlarca belge vardı. Kayıp başvurusu, arama başvurusu vardı. Yurt dışına kadar uzanan bir sürü belge vardı ama...sadece İstanbul'un yetiştirme yurdundaydım.
Dedemle ağlaşmıştık. Hala kendime gelememiştim ama gitmek zorundaydık. Birlikte araca doğru gidip bindiğimizde yutkunup dışarıya baktım. Gözlerim sızlıyor ve aklımdan çıkmak bilmeyen görüntülerle başetmeye çalışıyordum.
"Gideceğimiz yer sana iyi gelecek...baban da pek severdi"diyen dedemle yola çıkmıştık.
Ailem patlamada öldü. Ben sadece biraz ileride kaldığım için beni bulan kişi direkt olarak aldı ve gitti. Benim eşyalarımda sadece bir fotoğraf, bir kaç zerzavat vardı. Birisi gelip durum bu dese güler geçerdim ama şu an ağlamak ve kendimi bir odaya kapatmak istiyordum. Bir çocuk gibi yatağıma uzanıp ağlamak istiyordum.
Yok boyunca yolları izlerken bir ormanlık alana girmeye başlamıştık. İlerleyen yerlerde düzenli ağaçlar, çeşit çeşit çiçekler vardı. Her yer yeşillikler içerisindeydi. Hayranlıkla bakarken dedemi şimdi anlamıştım. Dışarısı masallar diyarı gibiydi.
Sızlayan gözlerle izlerken birden kale apısı gibi büyük ve uzun kapı yavaşça açılmaya başladı. O an karşıda beliren koca arazi ile gözlerim büyüdü. İnanmıyorum burası gerçek olamaz!
"Beğendin mi?"dedi. Beğenmek ne kelime...şu an psikolojime iyi gelen tek şey gibi duruyordu. Araç ilerliyordu. Ağaçlık alanlar, çimenlikler vardı. İlerledikçe karşıda saray yavrusu sayılacak bir ev göz önüne çıkmıştı. Kapının önünde birbirine arkasını dönmüş at heykeli duruyordu. Patika yol, kenarınlar dümdüz duran çimen, çeşit çeşit, rengarenk açılmış çiçekler ve evin arkasında kalan kocaman orman vardı.
Kenarda duran atlarla bu kez gülümsedim. Tamam at bir hayvan ve dünyamızda vardı. Hatta Türkler için en sevilen hayvandı ama...beklemiyordum.
Evin kenarında asmalar, bahçenin ortalarına doğru ilerleyen botanik bahçe hayranlık uyandırıyordu. O sırada araç durd. Yavaşça kapıyı açan şoför önce dedeme yardım edip indirdi ve sonra bana eliyle in işareti yaptı. Zaten istesen de durmam...şuraya bak, resmen bir kaç saatte çağ atlayıp geldik. Mükemmeldi.
Gözlerim etraftaki gezinirken tertemiz hava ciğerlerime doluyordu. Yeşilin her tonu vardı. Evin yanlarında açılan göletler, evin arkasından uzanıp botanik bahçeye doğru giden bir kanal vardı. Evet gizli bahçe gibiydi. Botaniğin içerisine kurulmuş ufak köprüler, şırıl ışıl akan doğal su terapi gibiydi....çok ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🍬Sakız Falı
SpiritualHikayemin en güzel yanı cinayetten alındığım karakolda ailemi bulmak ve orada başlayan serüvenimle bir kaymakama kapat atmak oldu. Konya'nın eli baltalı kaymakamı ile iki işi bir araya getiremeyen Sakızı bir araya gelir, şok şok şok devamı hikayeye...