"Yazım hataları için kusura bakmayın elimden geldiğince uğraşıyorum umarım beğenirsiniz "
Karanlık sokakları aydınlatan ay ve sessizlik kokan gece görüyordu genç adam, yüreğinin yangınını nasıl dindirir nasıl kor gibi olmuş bedenini rahatlatırdı bilmiyordu, bir yol bulamıyordu.
Dört duvar üstüne gelmişti adeta, insan hiç özgürken bir o kadarda tutsak olabilirmiydi..Hah işte Ömer öyleydi özgürdü ama bedenen, ruhu tutsak kalbi bir suçlu gibi tutuklanmıştı....
Rahlenin üstünde duran kutsal kitap Kuran'ı Kerim'i kapattı Ömer, yanlızlığını hep böyle gidermiş, Allah'a sığınmıştı bir tek ona anlatır içini dökerdi gün boyu etrafındaki insanların yapmacık halleri, onu düşünüyor gibi davranan aile ferdleri Ömer'i bunaltmıştı. Telefonun yanan ışığına baktığında Pelin'in aradığını gördü, yine izin vermiyorlardı, gün boyu yetmiyor gecelerinde ondan almaya çalışıyorlardı.
Telefonunu sessize alarak ayağa kalktı kitaplığına yürüdü ve bugün Rabia'nın masasındaki gördüğü kitabın aynısını aldı, sanırım aynı kitaplardan hoşlanıyorlardı, bu düşünce Ömer'i gülümsetmişti.
Kitabını alan Ömer odasında bulunan küçük balkona çıktı..Her zaman oturduğu tekli koltuğa oturup kitabını okumaya başladı..
Okuyor her bir satırını kafasına kazıyordu, Ömer böyleydi herşeyi en ince tedayına kadar kafasına kazırdı, alakasız dı okuduğu kitapla ama okudukça beynin hücreleri denize gidiyordu, denizin mavisine, sesine, huzur kokan kokusuna, uçsuz bucaksız, sonu gözükmeyen görüntüsüne ve güneşle bir olup göz kamaştırıcı parlaklığına..... sonra Rabia'ya...Nasıl girmişti hayatına nasılda var olmuştu, onu çok göremesede yinede hayatındaydı aklının bir yerlerinde onu rahatsız eden ona kendini hatırlatan varlık...
Kocaman mavi gözlü Rabia, bunun düşüncesi yanlıştı iffetini bu denli koruyan biri için böyle düşünmesi, bir kadın için böyle düşünmesi yanlıştı.Kendine hakim olamıyor, iki yıldız gibi parlayan mavilikler de kayboluyordu, ona haram olduğu için yanlıştı, ama düşünmüştü, bir kereliğine mahsus düşünmüş, onun için acaba haram olmasa ne olurdu fikrine kapılmıştı, bir hayalde kalmayan helâli olsa, ama hayatına yön vermeyi seven insanlar Ömer'in temiz düşüncelerini tıpkı bir uçağın bulutların içinden geçer gibi dağıtmışlar dı..
İki aile birbirine girme aşamsına gelmiş büyük bir kaos çıkmıştı,
Ömer'in babası sıkıntıya girmiş abisinin desteği olmadan şirketini nasıl ayakta tutacağını düşünür hale gelmişti..
Ömer babasına yardım teklifi etmişti ama babası kabul etmemişti.
Teklifi kabul etmek abisine saygısızlık olur, onca yılın hatrını yok saymak anlamına gelir demişti.Ömer köşeye sıkışmış, daha kendine bile itiraf edemediği ama gönlünün fark ettiği duyguları törpülemek zorunda kalmıştı. Bir hafta sonu kendini Pelin'le sözlü bulmuştu.
Arabada bu evliliği istemediğini Pelin'e açık bir dille anlatmıştı ama sanki konuştuğu Pelin değil başka biriydi..Kaderinin hepsine yön veremezdi insan ama yinede katkısı olurdu, bu evlilikte Ömer kaderini sanki başkalarının eline vermiş gibi hissediyordu, istemediği ama mecbur bırakılmış bir evlilik olacaktı onun için.
Bir aydır sözlüydü Ömer ama ailesinin tüm düşünceleri sanki durmuş, Ömer'in evliliğine odaklanmış gibilerdi.Bu gidişle bir ay sonrada evli olurlardı.
Bu düşünce bile baş ağrısı yapıyordu genç adamda. Ama yinde mutlu hissettiği anlarda olmuştu mesela Mücahit'in Rabia'nın kuzeni olması gibi.. bu onun için güzel bir teselliydi ama bunu bile onun kursağında bırakmışlardı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(İMTİHAN, SERİSİ) İmanımın Yarısı
Teen FictionRabia, inancına ve değerlerine sıkı sıkıya bağlı, güçlü bir kadındır. Dış dünyanın baskılarına rağmen, kendi yolunda kararlılıkla yürümeye devam eder. Ancak bu yolda, inancını savunduğu bir tartışma sonucunda kendini mahkemede bulur. Davayı açan Pel...