İftira 🤍

193 36 22
                                    

Yazım hataları için kusura bakmayın 🥰

Karşımdaki ikiliye yaklaşmaya başladığımda annem beni fark etti, Ömer bey ile konuşmasını ara verip bana seslendi...

"Kızım yavrum ben geldim" diyerek kollarını iki yana açtı ona sarılmamı bekledi ben de beklentisine karşılık vererek sıcacık kollarının arasına girdim..

"Annem hoş geldin seni çok özledim" başımı onun boyun girintisine sokarak cennet kokusunu içime çektim birbirimize sarılmamızı bölen benim Ömer Bey'in varlığını hatırlamış olmamdı, arkamı dönerek Ömer beye baktım oda şaşkın bir şekilde bize bakıyoru...

"Ömer bey" dediğimde kendine gelmiş ve bana odaklandı..

"Rabia hanım" demişti annemde bu saçma diyaloğun üzerine konuşmuştu..

"Siz tanlşıyormusunuz" evet anneciğim tanışıyoruz kendisi ile iki ay önce mahkemlik olmuş, sonra yetmezmiş gibi yüklü miktarda borca girmiş, oda yetmezmiş gibi şirketinde işe başlamıştım tabi bunları söylemedim, ama ne söyleyecektim Allah'tan Ömer bey ne diyeceğimi bilmediğimi anladığında konuşma gereği duymuştu..

"Evet Rabia hanım beniz asistanım ve sanırım sizin de kızınız "anneme dönerek..

"Ben çok şaşırdım, siz nasıl tanıştınız"diyerek bir anneme bir Ömer bey'e baktım, annemin konuşması ile ona döndüm...

"Hemen endişelenme ama ben küçük bir rahatsızlık geçirdim, Ömer beyde o an oradaymış beni, sağolsun beni hastaneye götürdü öğleden beri hep benimle ilgilendi" duyduklarıma inanamıyordum kulağım çınlıyordu, annem hastanelik olmuş ve benim daha yeni oluyordu...

"Anne iyi misin, Ne oldu, neymiş rahatsızlığın, Ömer Bey ne oluyor" diyerek Ömer Bey'e döndüm çok korkmuştum anneme bir şey olursa yaşayamazdım, O benim her şeyimdi ona birşey olma ihtimali kalbime ağrılar girmiş gibi acıtıyordu..

"Korkma sanırım annen fazla güneş altında kalmış biraz tansiyonu yüksek çıkmıştı" hemen bakışlarımı anneme çevirdim benimde ondan aldığım vavi gözleriyle bana melül melül bakıyordu, yorgun olduğu her halinden belli olan yüzü, morarmaya yüz tutmuş göz altları ile çok kötü gözüküyordu..

"Ah anne ah, ne diye güneşin altında kalırsın, gelceğini söylesen alırdık biz seni havaalanından değdimi sağlığından olmana bak hala güneşte durmuş konuşuyoruz hadi içeri girelim" arka arkaya sıraladığım cümlelerle kendimi frenleyemeyen bir tren gibi hissetmiştim. Annem yanaklarımı avcuna yaslayıp huzur dolu gülümsemesini bana bağışladı..

"Sakin ol kuzum bir işin içinde evlatlarım varsan eğer kesinlikle sonucu ne olursa olsun değer, diğer yandan zaten Allah halime acımış bana bir koruyucu göndermişti" deyip Ömer beye döndü anneme Ömer bey hafif başını eğerek gülümsedi.

"Estağfurullah efendim bu benim insani görevim siz iyi olun yeterli"
Bu muhabbet çok uzayacaktı anlaşılan onun için konuya el atma kararı aldım, bide iyilik borcu altına girmiştik iyimi..

"Ömer bey gerçekten çok teşekkür ederim siz olmasaydınız annem ne halde olurdu bilmiyorum, biz eve girelim annem daha fazla yorulmasın" dedim annem yorgundu bunu görebiliyordum Ömer bey'in derin bir nefes aldığını havaya yükselip tekrar alçalan göğsünden anladım daha sonra bana elinde tuttuğu ilaç poşetini uzattı, elimi uzatarak elinde poşeti almak istedim ama yanlışlıkla elimin temas ettiği bir tek ilaç poşeti olmamıştı..

Ömer Bey'in sıcacık parmakları ile buluşan parmaklarım karşı taraftan aldığı sıcağa rağmen buz tutmuştu, sanki kışın ortasında kalmış gibi üşümüştü, hemen elimi geri çektim bu temastan her ne kadar rahatsız olsamda bu tiksindirici bir rahatsızlık değildi içime sinmeyen orda kendine bir yer edinmeyen bir rahatsızlık..

(İMTİHAN, SERİSİ) İmanımın YarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin