“Oo namuslu Ferit günaydın,” dedi, Seyran elindeki çaydanlığı masaya bırakarak.
“Günaydın,” Ferit, utandığı için kafasını kaldırmıyordu.
“Kahvaltı hazır, yemek istersen eğer.” diyerek masaya oturdu Seyran.
“Elimi yüzümü yıkayayım ben,” diyerek banyoya geçti.
Aynada kendisi ile göz göze gelince deli gibi kendi kendine konuşmaya başladı.
“Ne var, ne bakıyorsun öyle? Bilerek mi sarhoş oldum sanki!”
“Saçmaladım evet, ama bilerek mi yaptım bakma bana öyle.”
Ardından Seyran içeriden bağırdı;
“Bir şey mi dedin?”“Yok, demedim!” diyerek karşılık verdi.
Kendi kendine sadece deliler konuşurdu, Ferit de aynada kendi kendine konuştuğuna göre demekki o da deliydi.
Kendine geldikten sonra, masaya geçerek bir ıslık çaldı.
“Bir tek kuş sütü eksik, ellerine sağlık.”
“Afiyet olsun namuslu Ferit ” diyerek, kahkaha attı Seyran.
“Ya Seyran söyleme gerçekten çok utanıyorum ya,” diyerek yüzünü kapattı Ferit.
“Hayır Ferit, utanılacak bir şey yok. Hem çok tatlıydın.” dedi, Seyran.
Ferit, ellerini yüzünden indirerek Seyranın gözlerinin içine baktı.
Bir şey söyleyecekken, Seyranın çalan telefonu Ferit'i yarıda kesmişti.Seyran, ilk önce oldukça mutlu bir şekilde açmıştı telefonu. Fakat konuşmaya devam ettikçe yüzü düşmeye başlamıştı.
Ardından göz yaşıda devreye girince Ferit kaş göz yaparak ne olduğunu soruyordu.
Ve Seyran telefonun karşısındaki kişiye şunları söyledi;
“Ne demek koleksiyon kaybolmuş?!”***
Kahvaltının başında koleksiyonun kaybolduğunu bu yüzden defilenin iptal edileceğini söylemişlerdi.
Bunları duyduktan sonra Seyran ağlamaya başlamıştı, Ferit ısrar ile dil dökse de Seyranı ikna edemiyordu.
Seyran şiddetli bir şekilde ağlıyordu, emekleri boşa gitmiş hayalleri suya düşmüştü.
“Bekle babamı arayacağım.” diyerek telefonuna ulaştı.
“Alo baba, koleksiyon olayı doğru mu? Neler oluyor?”
....
“Anladım baba tamam,”
....
“Evet evet Seyran yanımda ben söyleyeceğim ona şimdi.”
ve ardından telefonunu koltuğa bıraktı.Seyran, dolu gözleri ile Ferit'e baktı.
“Koleksiyon falan kaybolmamış Seyran, kim sana ne söyledi bilmiyorum ama birisi sanırım sana eşek şakası yapmak istemiş.”
Derin bir nefes aldı Seyran, ardından hızla Ferit'e sarıldı.
“Hayallerim suya düşmedi Ferit.” diyerek göz yaşlarını sildi.
Sonrasında bulundukları konumun farkına vararak ayrılmak için geri çekilmeye çalıştı fakat aniden kendisini sarsan iki tane kol izin vermemişti.
Daha fazla direnmeyi bırakmıştı Seyran, kollarını daha da sıkı sararak Feritin kollarında sakinleşti.
Ama şirkete gider gitmez kendisine bu oyunu oynayan kişinin canına okuyacaklardı.
***
Ferit, hazırlanmak için kendi evine geçtiğinde Seyran da şirket için hazırlanmaya başladı.
İlk önce kendisine bu berbat şakayı(!) yapan kişiye bunun hesabını soracaktı.Kapısını kilitleyerek, çıktı. Arabasına binerek evden uzaklaştı.
Şirkete girdiğinde, girişteki kadın ayağa kalkarak;
“Hoşgeldiniz Seyran hanım ” diyerek selam verdi.
Seyran da gözlerini kapatarak selamına karşılık verdi.
Ardından asistanına kendisini arayan numarayı vererek araştırmasını söyledi.Bir süre kendi kendine çizim yaptı, sıkıldığı anda da kapıda elinde iki kahve ile beliren adam gülümsemesine neden olmuştu.
Ferit, elindeki kahveleri havaya kaldırarak Seyrana kapıyı açmasını işaret ediyordu.
Oturduğu yerden kalkararak kapıyı açtı ve Feritin elindeki kahveyi aldı.
“O kadar iyi geldi ki anlatamam.” diyerek gözlerini kapattı.
Ferit de bu anlara tebessüm ederken, Seyranın bir daha asla yüzünü bile görmek istemediği adamın kapıyı açması ile bütün bakışlar ona çevrilmişti.
“Berk?!” dedi, Seyran sinirle.
“Senin burada ne işin var?!?!”
________________________________
Berk bi defol kardesim ya🙄50 Oy. 💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmate.+18 || SeyFer
Teen FictionÇalı bile itmiyor kendisine sığınan kuşu, denk geldiğimiz şu kalplere bak. "•Souls don't meet by accident."