“Çok geç kalmadım değil mi?”
Ardından gözlerini sımsıkı kapatıp tekrardan açtı Seyran,
Bu defa karşısında takım elbiseli ve saçı başı düzgün bir Ferit vardı.Yanında ise, gördüğü gibi bir kadın yoktu.
“Biraz geç kaldın ama olsun.” diyerek, oğluna sımsıkı bir şekilde sarıldı Orhan.
“Hey Dude! Whats Up?”
(Hey ahbap! N’aber?)“Great! What about you Mr. John.”
(Müthiş, Seni sormalı Mr. John)Ardından John dönerek Seyranı gösterdi,
Sonrasında Seyrana eli ile gelmesini işaret etti.
“Ben mi?” diyerek sağına soluna baktıktan sonra kendisi olduğunu anlayan Seyran, masalarına doğru ilerlemeye başladı.“I’m Good this reason is Seyran!”
(Ben iyiyim bunun sebebi Seyran.)Ferit, Seyranı baştan aşağıya süzdü. Ardından elini uzattı.
“Tebrikler Seyran Hanım.” sondaki hanım’ı vurgulayarak söylemişti.
“Oğlum bizim misafirlerimiz gelecek sen Seyranıda alıp başka bir masaya geç hadi.” diyerek boş masalardan birisine yönlendirdi Orhan.
Orhan ve John sohbetlerine devam ederken Seyran ise aklındaki sorularını dile getireceği an’ı bekliyordu.
“Neden bana soğuk davranıyorsun, seni kıracak bir şey mi yaptım?”
Sanırım herkesin içini kemiren soruyu sormuştu,
Derin bir iç çekti Ferit, ve bu soruyu cevapsız bırakarak önündeki içecekten bir yudum aldı.
“Sana soruyorum Ferit! Şimdi de beni yok mu sayacaksın?”
Seyran ile göz göze gelmemek için öyle bir efor sarfediyordu ki.
Ardından Seyran, Feritin içeceğini elinden alarak tekte içti.“Gözlerime neden bakmıyorsun?”
Ferit, gece boyunca susmaya yeminli gibiydi.
“Susarak mı konuşacağız?”
Ferit hâla Seyranı umursamıyordu.
“Pekala, susalım o zaman.” E cevap alamayınca Seyran da pes etmişti hali ile.
Önünden geçen bütün garsonlardan birer shot alıyordu.
Aralıksız içtiği 7. shot onu perte çıkarmaya yetmişti.“Şu garsondan aldım mı ben?”
Sonrasında yürümek için bir adım öne atınca sendeledi, o sırada Ferit hızlıca yanına gelerek elinden ve belinden tuttu.
“Bırak!”
Seyran kendini Feritin kollarından geriye çekerek bağırdı.
“İstemiyorum yanımda olmanı, olmuyorsun da zaten. Bugün benim en özel günümdü gelmedin bile!”
Sarhoşluğun etkisi ile çoğu kelimeyi yutuyordu hatta ne söylediği bazen anlaşılmıyordu bile.
“Seyran hadi seni evine götüreyim.”
“İstemiyorum, sen götürme.” Dedi, Seyran.
Ardından arkasına dönerek birine el salladı.“Can! Can gelsene bi!”
Kendi kendine etrafında dönüp bağırırken birden havalanınca dönüp önündeki adama baktı.
“Oha Ferit bak nasıl uzadım senin boyuna geldim bak!”
Sonrasında yere baktı,
“Ben baya uzamışım! Hatta senden bile uzunum yani seni dövebilirim.” diyerek, kahkaha attı.Kafasını Feritin omzuna koyarak ellerinide boynuna doladı.
“Ne saçmalıyorsun sen? Ben kucağıma aldım seni yoksa sen uzamadın”
“Beni neden kucağına aldın Ferit, ben o çocuk muyum?” Sondaki “-muyum” ekini oldukça uzatarak ağlamaya başlamıştı.
Ferit, Seyranı arabanın ön koltuğuna oturtarak emniyet kemerini taktı.
Ardından Seyran'ın yüzünü avcunun içine alarak göz yaşlarını sildi.
Seyran burnunu çekerek dinliyordu Feriti.“Çocuk değilsin, sadece çok sarhoşsun oldu mu?”
“Ne Feriti sarhoş ya!! Ay yanlış oldu, ne sarhoşu Ferit ya!!”
“Birazcık susabilir misin? Çok şey istemiyorum sadece sus”
“Sen böyle dedin ya yol boyu konuşacağım bak gör sen! Seni pişman edeceğim.”
“Et Allah aşkına et!”
****
“Sonra ben çocuktum, güvercin elime sıçtı.”
Yola başladıkları andan itibaren Seyran aklına gelen her hikayeyi gieriye anlatıyordu.
Bazen kendi kendine konuşup kahkahalar atıyordu.
“Sonra su bulamadık, elim öyle kaldı.”
Ferit, artık dinlemeyi bırakmış ve yolun bitmesi için dua ediyordu.
Ses kesilince sağına dönme ihtiyacı hissetti.
Seyran, kafasını cama koymuş bir şekilde uyuyakalmıştı.Yinede o hâlini görünce istemsizce sırıtmıştı, Seyranın her hali hoşuna gidiyordu.
“Ben aslında geldim ödül törenine, sen görmedin sadece.”
Sonuçta Seyran duymayacaktı, duysa da hatırlamayacaktı. İçini dökmesinde bir sorun yoktu sanırım.
“Aslında en başından beri yanındaydım, sen konuşma yaptıktan sonra ayakta alkışladım seni.”
“Mekana gelirken arabam arkanızdaydı, attığın her adımdan haberim vardı.”
“Seyran ben seni seviyorum ama sen beni seviyor musun bilemiyorum. Tam umutlandırıyorsun beni sonrasında arkadaşız diyorsun. Belirsizlikler yoruyor beni.”
“Keşke ayıkkende böyle dinlesen beni”
***
Seyranın evine gelince, arabadan inmeden kolaylık olsun diye önce anahtarı çantasından çıkardı.
Zaten çantasında çok fazla bir eşya da yoktu Seyranın, bu yüzden bulması kolay olmuştu.
Sonrasında, Seyranı tekrardan kucağına alarak asansöre bindi.
4. Kata kadar kucağında taşıyamazdı çünkü.Kapıyı açarak Seyranı odasına yatırdı,
Ayakkabılarını çıkarıp üzerini örttü.Seyran o sırada bir şeyler mırıldanıyordu,
Yavaşça yanına eğilip söylediklerini dinlemeye başladı.“Bende,”
“Bende seni seviyorum Ferit.”
_______________________________
Vote dolmadan attım değerimi bilin slxpspwpBu buradan nasıl dönecek diyenlere sesleniyorum!!!! 😼
75 Vote👍🏻

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmate.+18 || SeyFer
Teen FictionÇalı bile itmiyor kendisine sığınan kuşu, denk geldiğimiz şu kalplere bak. "•Souls don't meet by accident."