“Lan!” hızla Berk’in elindeki vazoya vurarak yan tarafa düşmesini sağladı.
“Sen ne hakla Seyran’a vurmaya kalkışırsın? Senin o ellerini kırarım!” diyerek parmağını salladı Ferit.
Ardından, yerde kolunu tutan Seyran’a elini uzatarak yerden kaldırdı.
Pelin’e başı ile işaret ederek, Seyranı içeriye götürmesini söyledi.
Pelin, Seyranın kolundan destek vererek diğer odalardan birine götürdü.
“Sen nasıl geldin buraya?” dedi, Ferit.
“Seyran çağırdı, da sanane?” Berk oldukça dik cevaplar veriyordu Ferit'e.
“Seyran yapmaz öyle bir şey, yaptıysa da vardır bir bildiği.” dedi, Ferit.
“Sanane kardeşim sanane, ben onun nişanlısıyım karışma.” dedi, Berk.
“Nişanlısı? Ben ortada bir nişan göremiyorum. Seni isteyen bir kadın da göremiyorum hani nerede?” diyerek güldü Ferit.
“O şuan tripli bana, ondan böyle davranıyor. Gönlünü alayım geri döneceğiz zaten.” dedi, Berk.
“Sen dönebilirsin ama Seyran hiçbir yere gitmiyor.” dedi, Ferit.
“Hadi ya! Sen mi karar veriyorsun buna?!” dedi, Berk.
“Ben değil, Seyranın kararı bu. Geri dönecek olsaydı buraya gelmezdi. Seyran çok başarılı bir kadın ve senin gibi biri onu asla hak etmiyor.”
“Aa, bak sen. Sen kim oluyorsun da Seyran adına konuşuyorsun bakalım aslan parçası?” diyerek kolunu Feritin omzuna attı.
Ferit önce Berk’in koluna sonrada yüzüne baktı.
“O elini çek, ben çekersem iyi olmaz.” dedi, Ferit.
“Çeksene.” dedi, Berk. Gülümseyerek.
Ferit de ufak sırıttı, ardından yüzündeki gülümseme yavaşça soldu. O an hızlıca Berk’in kolunu çekerek çevirdi. Kolunu kıvırıp belinin üzerine koydu.
Ardından Berk, açıkta kalan elini arkasına doğru sallamaya başladı.
Ferit o elinide hızla tutarak iki kolunuda ters çevirdi.
Tam kelepçe durumundaydı,
“Bıraksana lan!” dedi, Berk. Acı içerisinde kıvranırken.Ferit, Berk’in kolunu ters çevirince Berk refleks olarak dizlerini büktü.
Ferit de hızlıca kafasını koltuğa bastırdı, asla Feritlik hareketler değildi bunlar. Bu hareketleri ise sırf can sıkıntısından öğrenmişti.
Yeri gelirse bile ben asla kimseye uygulamam deyip geçiyordu fakat şuan hepsini Berk’in üzerinde deniyordu.
“Bir daha Seyranı rahatsız edersen bu kollarını kırarım.” dedi.
“Lan o çağırdı o!” dedi, Berk.
“Çağırsa da gelmeyeceksin, şimdi defol git!” diyerek bıraktı.
Berk ise arkasına bile bakmadan çıkıp gitti.
***
“En iyisi ben sizi baş başa bırakayım” diyerek çıktı Pelin.
“Berk’i sen mi çağırdın?” dedi, Ferit.
“Son kez konuşalım ve beni rahat bırakıp gitsin istedim ama.. Bilemedim işte.” diyerek, derin bir nefes verdi.
“Eğer Pelin olmasaydı ve beni aramasaydı şuan..” diyerek, yutkundu Ferit.
“Şuan ölmüştüm muhtemelen.” diyerek Feritin yarıda bıraktığı cümleyi tamamladı Seyran.
Ardından derin bir sessizlik oluşunca Ferit tekrardan bozmuştu.
“Nişanlınmış?”
“Öyleydi, artık değil.” dedi, Seyran.
“Peki neden?”
Derin bir nefes aldıktan sonra anlatmaya başladı Seyran.
“Buraya gelmeden bir gün önceki gece; Berk’i en yakın arkadaşım ile bastım. Sonrasında nişanı atarak yeni bir hayata başladım, buraya geldim.”
“Ama, geçmişim beni bırakmadı. Çalıştığım yere kadar geldi, devamını da biliyorsun zaten.” dedi.
“Anladım, peki gidecek misin onunla?”
“Berk ile mi? Tabikide asla!” diyerek kafasını olumsuz şekilde salladı Seyran.
Sonrasında parmakları ile oynayarak başını kaldırdı.
“Teşekkür ederim Ferit, iyiki varsın.” diyerek göz yaşlarını sildi.
Ferit'de oturduğu yerden kalkarak Seyranın yanına oturdu.
Seyranın elini tuttu, göz yaşlarını sildi.
“Sende iyiki varsın Seyran.” diyerek gülümsedi.
Seyran da dolu gözleri ile beraber gülümsedi Ferit’e.
________________________________
Sınır fazlasıyla doldu, bu yüzden yazıp atmak istedim💗75 Oy 🌹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmate.+18 || SeyFer
Dla nastolatkówÇalı bile itmiyor kendisine sığınan kuşu, denk geldiğimiz şu kalplere bak. "•Souls don't meet by accident."