“Hadsize bak ya, kim oluyor da benim karımı istemiyor!”
Kapıyı hızla kapatıp yanındaki koltuğa bir güzel tekme sallamıştı Ferit.“Önemli değil Ferit, hadi sen in aşağıya. Özellikle seni istemişler.”
“Olmaz Seyran asla! sen olmadan asla!”
“Peki, o zaman gidelim.” diyerek elini uzattı Seyran.
Ferit ise söz verdiği gibi sımsıkı tuttu Seyranın elini ardından başı dik ve vicdanı rahat bir hâlde indi dedesinin odasına.
**
“Bizi çağırmışsın dede,” diyerek söze girdi Ferit.
Asuman, Orhan, Gülgün, Seyran ve Ferit karşısında ip gibi dizilmişlerdi Halis’in.
“Bu sabah masada yaptığınız hadsizlikler için çağırdım.”
“Evlatlıktan reddedilecek bir şey yaptığımı hatırlamıyorum ben Halis Bey!” dedi, Orhan. Altını bastırarak.
“Halis Bey, öyle mi Orhan? Bey mi olduk şimdi? Babaya ne oldu?”
“Tarih oldu, bu sabah babam beni 3 dakika önce gördüğü kızı ve torunu için evlatlıktan reddetti. İşte o an öldü benim için.”
“Sen benim ile ne biçim konuşuyorsun hadsiz?”
“Artık oğlun olmadığım için istediğim herhangi bir birey gibi konuşabilirim.”
Ardından Ferit sözü devraldı ve sorusunu yöneltti Halis’e.
“Evet dede neden çağırdın bizi buraya?”
Halis’in, “Ben buraya, ailemi çağırdım. Aileden olmayanları değil,” diyerek gözlerini Seyrana dikmesi Feritin son kalan sabrını taşırmaya yetmişti çoktan.
“Dede! Ben sana ne dedim?!”
“Ne demişsin?!”
“Seyran’a tek laf etmeyeceksiniz! Ben ne isem Seyran da o!”
Ardından Halis zorda olsa elindeki bastonu ile ayağa kalkmaya başardı,
“Sizin diliniz çok fazla uzamış! Siz kimsiniz benim karşımda bana böyle kouşuyorsunuz? Ne haddinize?”“Yeter! Dede, sen aşağıda benim ölen kocamın yerine daha 3 saniyelik tanıdığın çocuğu oturttun. Fuat’ı sevmiyorsun anladık ama en azından saygınız olsun!”
Asuman artık susmayacaktı, kocasını sonuna kadar savunacaktı. Kocasının kırkı çıkmadan davullu zurnalı düğün yaparken utanmadıkları gibi bir de şimdi yerine başkasını oturtuyorlardı.
Artık Asuman’ın da Sabrı taşmıştı, sonuçta o da acısı daima taze kalacak bir insandı.
“Sen ne saçmalıyorsun Asuman?!” Ardından bastonunu bir kez daha yere vurdu Halis.
“Bu ne saygısızlık?!”
Ardından yere eğmiş olduğu kafasını kaldırdı Asuman,
“Size karşı, yaptığınız her şeye karşı susmayıp tepki göstermem saygısızlık mı? Özür dilerim Halis bey, ama sizin bu sabah sofrada yaptıklarınız benim ölen kocama sizinde ölen torununuza yaptığınız saygısızlık..İzninizle”
Ve ardından arkasını dönerek odadan çıktı Asuman. Halis ise söyleyecek bir şey bulamayıp arkasından bakakalmıştı sadece.
“Asuman haklı Halis bey, şimdi sıra bizde. Bizi neden çağırdınız?”
“Bu saatten sonra ben ne isem, Nükhet de o. Bu evin bütün sorumlulukları bundan sonra Nükhet de. O ne derse onu yapacaksınız ne derse o olacak anladınız mı beni?!”
![](https://img.wattpad.com/cover/351013017-288-k142091.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmate.+18 || SeyFer
أدب المراهقينÇalı bile itmiyor kendisine sığınan kuşu, denk geldiğimiz şu kalplere bak. "•Souls don't meet by accident."