16

437 50 52
                                    

Önceki bölümü okuduğundan emin ol
_______________________________________

"Ah Won, sonunda geldin. Kahvaltı yapalım mı birlikte? Bak en sevdiklerinden hazırladım" hazırladığı sofrayı göstererek eve yeni gelen oğluna söylüyordu.

"Arkadaşımla kahvaltı yaptım anne, sen yiyebilirsin" odasına çıkmak için merdivenlere yöneldi "Hangi arkadaşındı? Tanıyor muyum?" Annesinin sorusu onu durdururken arkasına dönüp annesine baktı "Sanmıyorum" "Son zamanlarda biraz fazla dışarıdasın, seninle zaman geçirmek istiyorum ve tanımadığım arkadaşlarını tanımak" "Tanımana gerek yok anne, hem iş için dışarıdayım bu yüzden ara veremem" kadın çaresiz bakışlarını oğluna sunarken oğlu bunu reddediyordu.

"O zaman şimdilik yanımda duramaz mısın? Annen olarak buna ihtiyacım var" nefes aldı Jungwon, sonra annesinin yanına,koltuğa, oturdu. Annesi yeniden gülümseyerek oğluna sarıldı "Seni seviyorum Won" oğlunun saçına minik bir öpücük kondurup doyasıya sarıldı ona. "Peki abimi de seviyor musun?"

Kadın duyduğu cümle ile duraksadı, "Nereden çıktı birdenbire bu?" "Bilmem öylesine sorasım geldi. Abimi özledim" "Elbette abini de seviyordum" "Seviyordun demek, yani artık sevmiyorsun" kadın kucağındaki oğlunu kollarından tutarak dikleştirdi "Ne diyorsun Won? Anlamıyorum" "Abimi seviyorsan seviyorum derdin seviyordum değil, nasıl o ölünce ona olan sevgin bitebilir ki?" Kadın sessizleşti, kararan anıları tek tek oğlu tarafından yüzüne vurulurken sessizce durdu.

"Evet ona olan sevgim bitmedi ama azaldı, o Yang ailesinin.." gözünden düşmesine engel olamadığı bir damla gözyaşını elinin tersiyle sildi. "Neyse Won bunun bir önemi yok. Biz bu konuyu boşverelim tamam mı?" Burun çekişleri arasında gülümsemeye çalıştı "Hayır anne bunu nasıl boşverebilirim? Bana hiçbir şey söylemiyorsunuz? Hayatımı öylece yaşayabilmemi nasıl benden istersin?!" Yükselen sesine engel olamıyordu şimdi. Buna karşı annesinin gözünden pembeleşmiş yanaklarına akan gözyaşı damlaları çoğalıyordu.

"Hadi ama Jungwon ne istiyorsun? Sana bu olayları bırakmanı söylemiştim! O öldü.." hıçkırıklarıyla birlikte gözyaşları da artarken devam etti "O Yang ailesi için öldü..!" Oturduğu koltuğun kenarına tutunuyordu. Boğazı düğümleniyor, yutkunamıyordu.

"Hayır benim için ölmedi! O hala benim abim" Karşısında ona bağıran oğluna dayanamıyordu kadın, kalbi acıyordu. Bir oğlunu zaten kaybetmişti şimdi diğerini de kaybetme düşüncesi onu öldürüyordu.

"Ne dememi istiyorsun Jungwon?! Onun ölmediğini mi? Abin yaşasa ne değişir ki? O Yang ailesinin yüz karasıydı"

"Ne diyorsun anne? Nasıl ona böyle diyebilirsin?! O ne yaptı ki?"

"Bir vampirin izini taşıyordu, bunun bizi nasıl zedeleyeceğini anlayabilir misin? O sadece bir aptaldı, o vampire inandı, onun izini taşıyan biriydi!" Oğluna sesini yükseltmek en son isteyeceği şeylerden biriydi ama şu anda bunu yapıyordu, zorundaydı.

"İzini taşıyorsa ne olmuş? O senin oğlundu, işin veya Yang ailesinin adı oğlundan daha mı önemli?!"

"Önemliydi, o rezil oldu ama sen değilsin, sen bizim oğlumuzsun"

"O gerçekten öldü mü?"

"Bunun bir önemi yok, o bizim için öldü. Tüm ülke onu ölü biliyor onun yaşıyor olması önemli değil, sonuç önemli"

"Beni de mi öldü göstereceksin?" Sessizleşen konuşmasıyla eli titreyen annesine döndü. Annesi ona anlam veremezken konuştu "Neden bunu yapayım ki? Sen onun gibi değilsin, sen rezil ya da ailemizin yüz karası değilsin"

Red Moon Light // JaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin