Önceki bölümü okuduğundan emin ol
________________________________________"Acıktım" dedi Jungwon sessizliği kırmak için çabalarken. Anneleri hemen gözyaşlarını silerken kafasıyla onu onayladı "Size yemek yapacağım, sizin için yemek pişirmeyi özledim" dedi ıslanmış yanaklarını gererek gülümserken.
İki genç kafasını sallarken anneleri hızla mutfağa geçti. Tuhaf bir günün şimdi başladığını anlayabiliyorlardı.
°•☆•°
Orta yaşlı kadın mutfakta bir şeyler hazırlarken iki genç salonda yalnız kalmışlardı. "Onu en son gördüğümden bu yana çok değişmiş.. sanki o.. o ölmüş de yeniden diriltmek zorunda kalmışlar gibi... gerçekten çok bitkin gözüküyor"
Jungwon, yeri inceleyerek konuşan abisine karşı -göremeyeceğini bile bile- kafasını yukarı aşağı salladı ardından konuştu "Hm onun bu kadar kötü olabileceği aklımın ucundan dahi geçmezdi. O her zaman kendini önemseyen biri olmuştur"
"Ne konuşuyorsunuz çocuklar?" Gülerek salona giren kadın iki gencin konuşmasını bölerek bakışları kendine çekmişti. "Neden sustunuz böyle? Hadi masaya geçelimm~"
Sesi yumuşak çıkmasının yanı sıra konuşma esnasında sesi çatlıyor arada nefesi kurduğu cümlelere yetmiyordu. Gözlerindeki şişliği ve kırmızılı umursamadan gözlerinin içiyle gülüyordu çocuklarına.
Birlikte masaya geçtiklerinde masanın üstünde yapılmış yemeklere göz gezdirdiler. Kadın Jungwon'un en sevdiği yemeğin yanında Jeongin'in de Kore'deyken en sevdiği yemeği yapmıştı. Hep birlikte sofraya oturduklarında kadın çocuklarının tabağına bol bol yiyeceklerden koyuyor, doyduklarından emin olmak istiyordu.
"Jeongin.." Jeongin başını kaldırıp kadına baktığında kadın ona sanki mümkünmüş gibi daha büyük gülümsemişti "Jeongin.. Bu yemeği seviyorsun değil mi? Biraz daha alsana"
"Gerek yok, sanırım doydum. Yemek için teşekkürler" kadının morali bozulsa da yüzüne çok yansıtmamaya çalışarak yeniden gülümsedi. "Peki o zaman, sen nasıl istersen oğlum"
Son kelimeyle Jeongin eğdiği kafasını kaldırarak karşısında duran kadına baktı. Bu kelimeyi duymayalı uzun zaman olmuştu.. hem de epey uzun bir zaman...
'Oğlum' diye tekrarladı sessizce sonra izin alarak masadan kalktı ve banyoya doğru ilerledi. Tuhaftı eskiyi hatırlatıyordu ve eskiyi hatırlamak ona acı veren en büyük şeylerden biriydi. Aile ortamını özlemişti; sıcak bir yuvayı ve annesine sarılmayı özlemişti ancak tüm bunlar onun boğulmasına neden oluyordu. Nefes alamıyormuş gibi ancak o nefese de muhtaçmış gibi.
Banyoya girdiğinde kapıyı kilitledi. Önce etrafa göz attı, tamamen eskisi gibiydi. Bunca zaman hiç değiştirmemişlerdi. Gülümsedi ve burada kardeşiyle yaptığı su savaşlarını, sonra her yeri ıslattıkları için annelerinin gelip onları ıslatmasını ve Jungwon'un zaten ıslanmış olmasına rağmen ıslandım diye ağlayıp annesini çekiştirmesini hatırladığında istemsizce kıkırdadı ve lavaboya doğru yönelip kendi kendine "Aptal çocuk, bunun için ağlanır mı?" diyerek musluğu açtı ve elini yıkadı. Ardından yüzünü yıkayıp kuruladıktan sonra geri aşağıya inmek için merdivenlere yöneldi.
O sırada Jungwon ve annesi mutfağı topluyordu. O da mutfağa girince annesi Jungwon'a dönerek "Bizi biraz oğlumla baş başa bırakabilir misin küçük oğlum?" Jungwon başını 'tamam' anlamında salladıktan sonra odadan çıktı. Annesi Jeongin'e sandalyeye oturmasını söyledikten sonra ikisi birlikte sandalyeye oturmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Moon Light // Jaywon
Vampirİnsanların vampirlerden korkulduğu hatta vampir olduğunu düşündükleri kişileri öldürdüğü bir zamanda Seul'ün soylu ailelerinden birinin çocuğuydu Jay. Ama insanların bu soylu aile hakkında bilmedikleri ufak bir sır vardı. (...) Ailesinin düzenlediği...