25

461 47 18
                                        

Önceki bölümü okuduğundan emin ol
________________________________________

(...)

İçeri giren siluetle aniden ayağa kalktığı için sandalyesi yere düşmüştü. Şaşkınlığı her saniye olayın gerçekliğiyle artarken dudaklarından tek bir kelime çıkmıştı

"Abi?!"

~~

Karşısında duran beden ona yavaşça gülümsemesini sunarken Jungwon bir adım geriye gitti. Abisinin ölmediğini düşünüyordu, evet ama onu böyle canlı bir şekilde karşısında görmek ister istemez onu şaşırtmış biraz da korkutmuştu.

"Vay be.. büyümüşsün" gülümsemesinin içinden şaşkınlık ve özlemle karşısında duran küçük kardeşine doğru mırıldandı. Kapıyı kapatarak kardeşine doğru yürüdü.

"Şaşırdığını biliyorum ama ben buradayım işte, seni özledim Jungwon" iki kolunu yana kaldırıp kardeşine baktığında Jungwon bir süre öylece bir abisine bir de abisinin ona doğru açtığı kollarına bakıyordu.

Kısa bir süre sonra ona -abisine- doğru adım attı ve abisine sarıldı. İki kardeş uzun bir aradan sonra burada, yeniden birlikte sarılıyorlardı.

"Madem ölmemiştin neden hiç yanıma gelmedin?" Sarılmayı bırakmadan abisine kızarmış gibi söylendiğinde abisi hafifçe kıkırdadı "ahh, sürgün kolay bir şey değil ki Won"

"Sürgün mü?!"

"Evet"

"Babam mı gönderdi yoksa annem mi?"

"Sanırım babamdı, her neyse bunu bilemeyecek kadar acizdim diyelim"

"Buraya nasıl geldin?"

"Çok sıkı bir güvenliği yok, öyle değil mi?" Göz kırptığında Jungwon dolmuş gözleriyle ona gülümsedi.

"Aç mısın abi? Yemek yiyelim mi?" Kapıya yöneldiğinde abisi de kafasını sallayarak onu takip etti.

Girdikleri rastgele bir restorana oturduklarında yanlarına gelen garson kız onlara menüyü uzattı. Onların sipariş vermesini bekliyordu ki arkasından bir kişi onu çağırdı "Hey Seomi çabuk buraya gel!"

Bununla birlikte kız yüzüne bir gülümseme yerleştirip "Özür dilerim, siparişinize karar verdikten sonra bu düğmeye basabilirsiniz böylece siparişiniz almak için biri gelecektir" iki genç kafasını onaylar anlamda salladığında kızda başını hafifçe eğmiş ardından ona seslenen kişinin olduğu tarafa yönelmişti.

"Bunlar Yang ailesinin çocukları değil mi?"

"Ha? Kimler?"

"Az önce garsonluk yaptığın kişiler"

"Gerçekten mi?!"

"Evet ama çocuklarından biri ölmemiş miydi?"

"Evet hatırlıyorum, şu büyük oğulları bir vampir tarafından katledilmişti"

"O zaman o nasıl burada olabiliyor?"

"Bilmiyorum, fotoğrafını çekelim mi?"

"Bu uygun olur mu ki?"

"Elbette seni ahmak, hadi telefonumu getir"

"Tamam"

İçerideki birkaç kişi kendi arasında konuşurken iki kardeş bundan bi' haber yemek tercihi yapıyorlardı. Uzun bir süre sonra buluştukları için küçük detayları -her ne kadar önemsemeleri gereksede- önemsemiyorlardı. Garsonun gitmesinin üzerinden yaklaşık 5 dakika sonra düğmeye bastılar. Garson bekletmeden onların yanına gitti ve siparişlerini aldı "Peki efendim hemen getiriyorum"

Red Moon Light // JaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin