"Bay Park, bugün her şey istediğiniz gibi ilerliyor" "Bunu duyduğuma sevindim. Bir de şu Yang ailesi.. hani araştırma yapanlar" "Evet efendim, onlar da burada olacaklar. Eminim sizden şüphelenmeyecekler." "Tamam çıkabilirsin. Ve Jay'e söylemeyi unutma bu akşam herhangi bir aptallığı kaldıramayacağım" "Elbette efendim"Kısa konuşmanın ardından Bay Park eline yarısı dolu olan kadehini aldı ve yudumladı. "Bu gece her şey bitecek"
*************
Kapıyı hafifçe araladı hizmetkar, Jay yatağında yatıyordu. Ona yaklaştı ve hafifçe dürttü "Genç efendi lütfen uyanın" Jay tepki vermiyordu ve bu hizmetkarı git gide endişelendiriyordu "Genç efendi lütfen uyanın" bir kaç kez tekrar etti ama Jay hala yatıyordu. En sonunda üstündeki örtüyü kaldırdı ama Jay orada yoktu. "Genç efendi beni büyük bir belaya sokuyorsunuz"
(...)
Babasını bu kadar kolay atlatabileceğini düşünmüyordu Jay ama bu kesinlikle çok kolay olmuştu. Elbette Kore'de tanınan bir chaebol olmak işini biraz zorlaştırıyordu. Etrafta onu tanıyan bir sürü insan vardı ve o bu insanların arasından yürümek zorundaydı.Evinden yeterince uzakta olduğunu hissettiğinde epey yürüdüğünü fark etti. Bu süreç hem onu yormuş hem de acıktırmıştı. Biraz daha yürüdüğünde önüne bir restoran çıkmıştı. Hemen içeri girdi ve pencere kenarındaki bir masaya oturdu.
"Bakar mısınız?"
Çalışanlar o anda Jay'i fark etmişlerdi, fark ettikleri gibi de yanına gitmişlerdi.
"Üzgünüz efendim. Buyrun menü" önündeki genç çocuk kibarca ona menüyü uzatmıştı. Jay menüyü bir süre inceledikten sonra yanındaki çocuğa döndü "Biftekle şarap olsun. Hızlı olursa sevinirim." "Tabi efendim ama elimizde şarap kalmadı başka bir şey ister misiniz?" "Ah cidden mi? Hangi restoranda şarap olmaz ki?"
Çocuk kendini stresli ve kötü hissediyordu. Sonuçta karşısında bağıran adam tek sözüyle onun tüm hayatını etkileyebilirdi."Özür dilerim efendim, eğer bekleyebilirseniz size şarap bulacağım"
"İyi tamam. Çabuk ol!"
"Tamam efendim, bana zaman verdiğiniz için teşekkürler. En kısa zamanda bulacağım"Jay'i ardında bırakan çocuk hızla mutfağa ilerledi. Şefe siparişi verip telefonunu aldı
"Hey Yang! Sana ihtiyacım var."
"Ne oldu yine, hem işim var Sunoo'yu arayabilirsin"
"Sen daha yakınsın restorana hem, ayrıca benden önemli bir işin olabilir mi?"
"Evet?"
"Şu an uğraşacak vaktim yok acil şarap lazım bize"
"O zaman gidip al"
"Gidemem burada işim var. Hemen alıp kafeye getirsen olmaz mı?"
"Bedava yemek verecek misin?"
"İyi tamam vereceğim. Hemen W209 al gel"
"Tamam bekle"Sessiz zafer çığlıklarıyla kapattı telefonunu çocuk. O sırada Jay hala bekliyordu.
Kısa bir bekleyişin ardından Jay'in dikkatini pencerenin dışında koşarak gelen çocuk çekti. Kırmızı saçları rüzgarın etkisiyle hafifçe yüzüne yapışıyordu. Kafenin içine girene kadar izledi çocuğu Jay. Çocuk hızla mutfağa doğru ilerledi.
"Al işte getirdim" nefes nefese söylüyordu bunu çocuk.
"Ver bakim, aferin lan Jungwon"Bardağa hızla şarabı katan çocuk hızla yemeği Jay'e götürdü.
"Buyrun efendim"
"Tamam, teşekkürler"Yemeğini yemeye başlayan Jay telefonun çalmasıyla durdu. Arayan kişi Heeseung'du ama bu aramayı yanıtlamayacaktı. Zaten ne diyeceğini biliyordu nasıl olsa. "Yine hangi cehennemdesin? Baban ne kadar kızdı biliyor musun? Yine başımızı belaya sokuyorsun" klasikti, her zaman olduğu gibi yine klasik olacaktı.
Telefonunu yeniden masaya bıraktı ve kalan yemeği yedi. Kısa sürede yemeğini bitirip parayı ödemek için kasaya doğru ilerledi. "Bakar mısınız?" İçeriden çıkan genç çocuk kasaya geçti "Beklettiğimiz için özür dilerim efendim. 600 000 Won* tuttu." Cebinden kredi kartını çıkartarak parayı ödedi ardından restorandan çıktı.
(...)
"Hyung sadece alışverişe çıktım, abartmaya gerek yok"
"Ne alışverişinden bahsediyorsun? Giyeceğin kıyafetleri çoktan aldık."
"Sadece istediğim şeyi giymek istedim. Bu yüzden çıktım"
"Her neyse uzatmanın bir anlamı yok. Hemen eve gel!"
"Tamam"Sakin bitmişti neyseki. Eve varmasına az bir zaman kalmıştı zaten. Bu yüzden sakince yürümeye devam etti. Eve gidince sakin olamayacaktı ne de olsa.
**********
"JAY PARK!" "Sana da merhaba baba" "Annenle seni ne kadar uyardık biz?! Hala çocuk gibi davranıyorsun. Büyüdün ve etrafta tehlikeli bir sürü insan var, neden anlamak istemiyorsun? Bir yere gitmek istiyorsan söyleyebilirdin ama sen kaçmayı seçtin. Bugün yemek olduğu için şükretmelisin sana ceza vermiyorum fakat yarın için aynı şeyleri diyemeyeceğim. Bu gece aptallık etme!"
"Tamam" diyebildi Jay karşısında bağıran yaşlı adama karşı. Zaten istese de bir şey diyemezdi. Hala sessizce söylenen yaşlı adamı arkasında bırakarak odasına çıktı.
-Haruto
______________________________*(Bilmeyenler için) Koreliler fazladan 3 sıfır ekliyorlar yani 600 000 Won'u 600 gibi düşünebilirsiniz. (Benim bildiğim kadarıyla 3 sıfırdı yanlışsa kusura bakmayın.
Yazım yanlışı varsa kusura bakmayın. İlk ficim olduğu için biraz heyecanlıyım. Lütfen yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Moon Light // Jaywon
Vampireİnsanların vampirlerden korkulduğu hatta vampir olduğunu düşündükleri kişileri öldürdüğü bir zamanda Seul'ün soylu ailelerinden birinin çocuğuydu Jay. Ama insanların bu soylu aile hakkında bilmedikleri ufak bir sır vardı. (...) Ailesinin düzenlediği...