24.Bölüm

282 14 17
                                    

Keyifli okumalar:)

GAMZE ;

Hızla odama girdiğimde kapıyı ardımdan kapatıp sırtımı yasladım.
Banyoya girip Üzerimdekilerİ bir çırpıda çıkardım ve duşa kabine girdim. Zaten ağrım vardı doğru düzgün birşey de yiyememiştim mide bulantısından. Regl olunca bütün dengem şaşıyordu. Hatta bir kaç kere okulda bayılmıştım.

Şimdi aç karnına ilaçta alamazdım bütün gece bu ağrıyı çekicektim. Hızlı ve sıcak bir duşun ardından havlumu bedenime sardım. Saçlarımı da havluya sarıp padişah kavuğu yaptım. Odaya geçip yatağa oturdum. Çekmecede aldığım losyonu bacaklarıma güzelce sürdüm.

Odamın kapısı çaldığında kaşlarım çatıldı. Burak hayatta benim kapıma gelmezdi. Yoksa Beyza ablalar dönmüşmüydü?
İmkansızdı.
Belkide Sedef abla gelmişti?

Kalkıp kapıyı açtığımda gördüğüm kişi donmama sebep oldu. Beni daha çok şaşırtan şeyse elindeki tepside olan çorbaydı. İlgilenmiyormuş gibi yaparak"Ne oldu Burak abi, ne istiyorsun yine?" dediğimde kaşları çatılmıştı.

" Görende hergün kapındayım sancak kızım. "

Ol aşkım, Hep ol sen...

Gözlerimdeki Üzerimdeki havlu da gezerken kapıyı biraz kapatıp.
" Fark etmez bugün her yerdesin maşallah. Niye gelmiştin sen Burak abi onu söyle. "

" Bugün yemekte çok birşey yemediğini fark ettim,bide havuza düştün ya buz gibiydi hasta olma. Ben yaptım beğenirmisin bilmiyorum ama için ısınsın diye getirdim Sanada."

Şaşırma sırası bendeydi. Burak benim için çorba yapmış, ayağıma kadar getirmişti. Rüya olmalıydı. Kendisine engel olamadı " Sen beni mi Düşündün Burak abi? "

Karasız bakışları önce gözlerimde, sonra da kapınan birazı görünen vücuduma kaydı." Ne seni düşüncem kızım benim yüzünden düştün ya havuza vicdan yaptım."

Bana şu ses tonu ve gıcıklıkla kızım denmesine sinir oluyordum. Öfkeme hakim olamadım ve kapıyı ardına kadar açıp tam karşısına geçtim. Gözleri havlu'nun açıkta bıraktığı yerlerde gezerken işaret parmağımı göğsünün tam ortasına bastırdım." Birincisi ben senin kızın değilim bir daha bana kızım deme yoksa bu kadar sakin kalmam. İkincisi Burak abi al çorbanın başka kapıya git haydee. Kendine dalga geçicek başka birini bul. Önemsediğin düşündüğün birini." öfkeyle ağzımdan kaçanlar için pişman olucaktım daha sonra ama iş işten geçmiş olucaktı.

Kapıyı hızla suratına çarptığımda odamdaki beşiğe takıldı gözüm. Lanet olsun Öyküyü unutmuştum. Neyse ki uyanmamıştı biriciğim. Hızlıca üzerimi giyinip yatağıma girdim ne vardı sanki kabule et seydim şu çorbayı karnım acıkmıştı. Üstelik tadını çok merak ediyordum. Off bir kez olsun gururumu susturabilirdim. Pişmanlık ve yoğun ağrıyla gözlerimi yumdum. Havuzun buz gibi suyu beni üşütmüştü. Dağ başıydı burası gündüzü sıcak, gecesi ayaz geçerdi. Yaşadıklarımız bir bir aklıma düşerken gözlerimi kapatıp unutmaya çalıştım.

Uykuyla uyanıklık arasında gidip gelirken terlediğimi hissediyordum. Saatlerdir yatakta bir sağa bir sola dönüp duruyordum. Yatağımdan zorla kalktığımda nevresimdeki kan lekesini gördüm. Üstüm başım batmış kan içindeydi.

Kendimi zorlukla banyoya attığımda aynadaki yansımama çarptı bakışlarım. Yüzüm su içinde kalmıştı. Saçlarım terden ıslanmıştı. Gözlerimin içi çektiğim ağrıyı kanıtlar gibi kızarmıştı. 'Keşke' dedimkendi kendime 'keşke Beyza ablam yada Sedef ablam yanımda olsaydı' şimdi kimden yardım istiyecektim ki. Telefonuma bile ulaşamayacağı hissettim. Göz yaşlarım birer birer akmaya başladı. Kendimi tutamıyordum. Ellerimi lavanbo tezgahına yaslamış ağlıyordum. Canımın acısına ağladım, çaresizliğim ağladım. Ama en çok da yalnızlığıma ağladım. Bacaklarım beni daha fazla taşıyamazken acılar içinde kıvranan bedenimin yere yığıldığını hissettim sonrasın ise karanlıktı...

GECENİN SÜRPRİZİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin