Keyifli okumalar...
Hepimiz insanız. Doğrumuz la, yanlışımızla, iyimizle, kötümüzle düşe kalka büyüyoruz, öğreniyoruz. Ve büyüdükçe gerçekleri daha iyi görüyoruz, anlıyoruz. Hayatta yaşadığımız herşey bize bir değer katıyor, bizi büyütüyor. İnsan geriye dönüp baktığında kendinde ki değişimi görüyor kendini daha iyi tanıyor. Her yıl yeni haliyle...
Tıpkı Beyza'nın da olduğu gibi. Salon kapısına yaslanmış yüzünde kocaman sırıtışla kızlarını seven adamı izliyor. Dönüp geriye bakıyor şimdi, büyüdüğünü, büyüdüklerini görüyor. Hayat onlara ne yaşatmış olursa olsun onu böyle bir adamın aşkıyla, kızının babası olmasıyla ödüllendiriyor. Herşeye bir yerden başlamalı ya insan, o da affetmeye başlamıştı bir yerden. Sonra kabullenmeye, şimdiyse bu aile fikriyle bütünleşmeye.
Gözlerine dolan yaşlardan bi haber sevdiği adam'a bakarken bakışları kesişiyor aniden. Adamın yüzündeki tebessüm yavaş yavaş soluyor. Kucağındaki kızıyla kalkıp sevdiği kadına doğru adımlıyor. Beyza ise Geçmişin ona ne kadar acı verdiğinden ve yüzünün aldığı ifadeden habersiz sevdiği adamı izliyor.
"Güzelim neyin var niye ağlıyorsun?"
İçindeki kötü his yavaş yavaş dağılıyor ve adamın merhametle bakan gözlerine gülümsüyor. "O kadar güzel oldunuz li böyle. Senden bazı şeyleri çaldığım için çok pişmanım. Affet beni arda. Keşke ilk aylarına sende şahit olsaydın. Sen onun babasısın ama ben elinden aldım haklarını yani-"
Daha fazla konuşmadan beline sarılan kol ve dudaklarına örtülen dudaklar ile susup kaldı Beyza. Bu sırada kızının müthiş kahkahası kulaklarına doluyordu. Adamın kısa sayılmayacak ama çokta uzun olmayan öpücüğü bitip geri çekildiğinde;
"Seni hakedicek ne yaptım acaba?"dedi gözlerinin içene bakarak." sen hiç birşeyi engellemedin güzelim sadece affetmen gerekiyordu. Haklıydın ben hatalıydım. Bu yüzden kendini suçlama. Ne olursa olsun birlikteyiz işte birbirimize çok geç kalmadan biz başardık. Artık geriye kalan zamanların hepsi bizim."
Sevdiği kadının şakağına bir öpücük kondurup ve;
"kızımız çok acıktı annesi ya. Biz kahvaltı yaptık ama o yapmadı. Daha fazla oyalanmadan onu doyur sen."
Kzını sevdiği adamın kucağından alırken ona gözleriyle teşekkür etti ve hızlı bir öpücükle dudaklarını ödüllendirdi. Kucağındaki kızıyla birlikte berjere oturup göğsünü açtı ve minik öykü hemen annesine sığındı.
Bu görüntü içini eritti Arda'nın. Kızının minik eli annesinin göğsünü tutmuş afiyetle karnını doyuruyordu. Beyza'nın onun yanında böyle rahat olması aidiyet duygusunu ortaya çıkarıyordu Arda da. Sevdiği kadın, kızının annesi, yakında karısı...
Sonra aklına başka düşünceler sızdı Beyazıt Aslan...Bu sırada kızını doyuran Beyza yüzünde tebessümle onları izleyen ve birşeyler düşünen adamın yüzündeki tebessümün silinişini farketti. Ne düşündüğünü o kadar merak ediyordu ki düşünceden kapının sesini duymamıştı bile.
Gamze yine Burak tarafından terslenmenin hüznü ve öfkesiyle evin kapısını çarptığının farkında bile değildi. Arda'nın "kim o?" diye bağırmasın dan sonra yaptığının farkına varıp;
"Benim Arda abi biraz hızlı kaçtı kusura bakma." aslında hiçte hızlı kaçma falan yoktu. Basbayağı kapıyı çarpmıştı işte. Sökercesine. Sanki kapıyı burağın yerine çarpmıştı. Ahh ona gücü yetseydi okkalısından bir Osmanlı tokadı yapıştırıverirdi tospa götü suratlı öküze.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN SÜRPRİZİ (+18)
RomanceGECENİN SÜRPRİZİ ; Herşeyin başlangıcı o geceydi. Aldatılmış ve ilk defa alkolle tanışmış ruhum darmadağında. Çok üzülmüştüm ama bana fayda vermezdi. Gördüklerimi zihnimde silmezdi. Elimdeki tekilayı yukarı kaldırıp dans pistinin ortasına geçtiğimde...