6.Bölüm

5.2K 104 3
                                    

SELAMLAR...

NASILSINIZ GÜZEL KALPLİ İNSANLAR?

BENDE İYİYİM TEŞEKKÜRLER.

UZATMADAN SİZİ BÖLÜME ALIYİM EFENİM, KEYİFLİ OKUMALAR...

*********

YAZARDAN;

Bazen umudun bittiği yerde tekrar güneş doğarmış. Biz o umuda tutunarak yaşayanlardan olduk hep. Modumuz ;
Yıkılmadım ama ayaktada değilim...

Ayazı sert olan bir kış mevsimi, insanı yazın daha iyi hissettirmez mi  ey yar...
Ne vakit gelicek gönlümüze bahar, bizde rahat nefes alabilicekmiyiz birgün?

Herkesin kendi derdi vardır elbet. Şimdi sorsam burda hangimizin derdi yok ki? Ya aile, ya arkadaşlar, ya eş, ya okul, ya geçim sıkıntısı. Hangi birini sayalım ki? Dert denilen şeyin bir çok çeşidi var işte. Beyzanın derdide biraz farklı bir dert. Amacı çocuğunu doğurup büyütebilmek. Biliyorsunuz ki Türkiye de bu gibi durumlarda ya orospu olursunuz ya fahişe. Evet günah,ama bilmeden işlediği günahı sevaba çevirmeye çalışan kaç tane doğru düzgün insan var? En basit yol aldırmak oluyor insanlar için, nasıl vicdanları rahat ediyor inanın bilinmez.  Yurtdışında Bir çok ülkede sperm bankaları var bilirsiniz, bu yüzden yurtdışında evli olmadanda hamile kalmak normal karşılanıyor. hiç değilse Türkiye ye göre...

İşte hem bu yüzden hemde ne kadar uzaklaşırsa o kadar iyi hissediceğini düşündüğü için fransaya gelmişti Beyza. Annesi zor bela babasından aldığı 100.000 dolarla almıştı bu malikaneyi. Şimdi ise en az 2.000.000 dolar değeri vardı. Çünkü Beyza iç dış tadilat yaptırmıştı. Sevgili babası gitmeden önce ona bir hesap açmış ve oraya para bırakmıştı. Beyzada birgün olurda geri gelirse ev için kullanmak istediğini söylemiş ve parayı banka hesabında bırakmıştı. Tadilattan kalan parayla buradaki arabasını satıp daha iyi bir araba almıştı. Yürüyüş yapmak dışında dışarı çıktığı yoktu,birde doktor rendevuları. Buraya geldiğinde değiştirdiği kimliği sayesinde kimse onu bulamamıştı. Yada arama zahmetine bile girmemişlerdi...

Bugün bebeği altı buçuk aylık olmuştu. Bir kızı olucaktı. Bu haber onu çok sevindirmişti. Kendisi gibi tarz giyidirebileceği ve saçlarını örebileceği bir minnnoşu olucaktı. O adama benzermiydi bilmiyordu ama kendisine benzemesini daha çok istiyordu. Bebeğinin babasız büyüyecek olması onu ne kadar üzsede bir yandan da öyle bir adamla hayat nasıl geçerdi düşünmek istemiyordu.

Kendini iyice belli eden kızı sayesinde artık eski giysilerinden çok giyemiyor olsada bu halinide sevmişti. Sürekli fotoğraf çekiyordu ki her anı hatıra olarak kalsın. Hatta bebeğinin ilk tekmelerini bile videoya çekmişti. Bugün ise arkadaşı Burak ve burağın arkadaşı Selçuk ona özel bir fotoğraf çekimi yapıcaklardı. Beyza bu yüzden balık model kırmızı bir elbise almıştı. Gerçekten bulmak hiç kolay olmamıştı. Kırmızıyı tenine çok yakıştırırdı annesi, o yüzden o hep kırmızıyı sevmişti teninde. Sabah kalkmış erkenden duşunu almış ve bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı. Burak yakın arkadaşıydı ama Selçukla ilk kez görüşücekti bu yüzden bir incelik yapmıştı. Herşeyin hazır olduğuna kanaat getirdiğinde odasına gidip saçlarına sardığı havluyu çıkarıp yatağın üzerine bıraktı ve fön makinesiyle  saç diplerini kuruladı. Eğer fazla çalıştırırsa başını ağrıtıyordu.
Migren ve sinüzit problemsss...

Daha sonra saçlarını tepeden bir topuz yapıp tekrar aşağı indi. On dakika sonra kapı çaldığında minik adımlarla kapıya gitti. Burak kocaman sırıtışıyla kapıda duruyordu ve arkasındaki adamda Selçuk olmalıydı. Burağın anlattığına göre sürekli birlikte vakit geçiriyorlardı ve Üniversitedeyken katıldıkları fotoğrafcılık kursları sayesinde bu hobiyi edinmiş, yakınlarına fotoğraf çekimi yapıyorlardı. Onları fazla bekletmeden içeri aldığında burağın yine takım taklavat geldiğini gördü.
"Hoşgeldiniz." dedi sıcacık gülümsemesiyle Beyza ve elini selçuğa uzattı. Selçuk bu gülüşle içinden birşeylerin akıp gittiğini hissetti ne kadar güzel bir kadındı. Aşık mı olmuştu? İlk görüşte mi?
Hayır hayır ona göre sadece ufak bir hoşlantıydı. "Ben Beyza" dedi genç kadın tebessümünü sürdürürken. Bunun üzerine selçukda"hoşbulduk." dedi aynı gülümsemeyle ve oda elini beyzaya uzattı. "memnun oldum Beyza hanım." dedi. Beyza ise bu resmiyetten hoşlanmadığını belli ederek "Beyza demeni tercih ederim. Memnun oldum Selçuk."dedi. Ardından burağa dönüp baktı çatık kaşlarıyla ellerine bakıyordu. Elini selçuğun elinden ayırıp burağın boynuna doladı." Sende Hoşgeldin meleğimin  bitanecik dayısı. " dediğinde ise burağın yüzündeki ifade yerini tatlı tebessüme bırakmıştı ve oda sarılabildiği kadar sarılmıştı Beyzaya. Sonunda ayrıldıklarında ikisine ithafen konuşup yavaş adımlarla mutfağa ilerlemeye başladı Beyza.

GECENİN SÜRPRİZİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin