Zilin çalması ile arkadaşlarıyla sınıftan çıkacak olan beden hocasının "Seungmin!" diye seslenmesini ile durdu.
"Biraz yanıma gelir misin?" diyen hocasını onaylayıp onu takip etti. Öğretmenler odasının yakınına gelirken "Evet hocam?" diye sordu.
"Seungmin biliyorsun ki sen on birinci sınıflar arasında en başarılı olan kişisin bazen üst sınıflarını geçtiğin bile oluyor".
Kaşları havaya kalkan beden başını sallayıp devam etmesini istedi. "Yang Jeongin ile yakın mısın Seungmin?".
Bu sefer kaşlarını çatarken Jeongin'in bu konuyla olan alakasını düşündü "Evet yakınız diyebilirim hocam".
"Ah demek öyle Seungmin son sınav da düşüklük var. Jeongin biliyorsun ki pek iyi bir öğrenci değil senide etkilemesini istemiyorum".
İç çekti beden "Hocam dersten düşük almam ile Jeongin'in bu konuda alakası ne tam olarak?".
"Jeongin kendisiyle beraber seninde başını yakacak çocuğum bırak şunu".
"Ben Jeongin ile olan arkadaşlığımdan memnunum hocam onunla arama mesafe koymayacağım. Başka bir şey yok ise?".
Hocası derin bir nefes alıp "Hata yapıyorsun Kim" diyerek yanından uzaklaştı. Giden beden ile gözlerini devirip merdivenlere yöneldi.
İnsanların işleri olmayan şeylere burunlarını sokmasından nefret ediyordu.
Jeongin ile yakın olduğundan beri bu tarz şeyleri çok duyuyor ve hepsi sinirlerini bozuyordu. Onunla arkadaş olmayı kendi seçmişti sonunda.
Bunları düşünürken fark ettiği şey ile duraksadı. Jeongin'i kendisinden başka biriyle arkadaş olduğunu görmemişti.
Kaşları çatılırken bahçeye çıkıp arka taraftaki bir ağaca yaslanıp iç çekti.
"Sorun mu var Minnie?". Duyduğu ses irkilmesine sebep olurken başını yukarı kaldırdı. Jeongin ağacın dalına uzanmış yukardan ona bakıyordu.
Saçları birbirine karışmış, elleri ve yüzünde toprak izleri vardı. "Jeongin? Orada ne yapıyorsun?" diye sordu.
Tilki gülüşü ortaya çıkarken eliyle ileriyi gösterdi. "Şurada top oynayan çocukları görüyorsun değil mi?".
Seungmin gösterdiği yere bakıp başını salladı. "İşte onları bir sürpriz bekliyor hihi".
"Klasik Jeongin" diyen beden ile gülüp ona döndü "Peki moralin niye bozuk?". Omuz silkip "Gereksiz şuan iyiyim".
"Hmm peki ama bana anlatabilirsin. Yani pek öyle gözükmese bile kişi sen isen çok dikkatli dinleyip olgun olabilirim".
Gözlerini kırpıştırıp yukardan ona gülümseyerek gördüğü en güzel şeymiş gibi bakan beden ile duraksadı.
Dudaklarını aralayıp konuşacağı sıra duyduğu çığlık ve küfür bağırışları ile o tarafa döndü.
Top oynayanlar mavi boya içinde kalmış bunu yapanı arıyorlardı. Jeongin kahkaha atıp ağaçtan atladı.
"Ben kaçsam güzel olacak. Görüşürüz sonra güzelim". Havadan bir öpücük atıp koşarak yanından uzaklaştı.
Seungmin iç çekip başını sallamış "Klasik Jeongin" diyerek top oynayanlara bakmıştı. Kendini engel olamadan gülerken okulun içine doğru adımladı.
Sınıfına geçerken orada saklanmaya çalışan beden ile "Seni burada bulurlar bence" dedi.
"Of Seungmin yok kaçış bu sefer kötü birine bulaştım o top oynamaz normalde".
Sınıfa giren Jisung gülüp "Yang Jeongin'in üzücü sonu yakında" diyerek diğerlerini güldürdü.
Bu sırada koridora yayılan sesle Jeongin hızla Seungmin'in arkasına saklandı. Kapı hızla açılıp ateş püsküren gözlerle onlara bakan beden kahverengi saçlının arkasında olan ile sinirli adımlarla yaklaştı.
"Yang Jeongin! Sensin dimi boya koyan puşt".
"Sakin ol be mavi yakıştı sana".
"Kes sesini Changbin!". Kapıya yaşlanan kısa beden ellerini havaya kaldırıp "Bittin Jeongin" diyerek güldü.
"Gel lan korkmuyorum senden" diyen Jeongin önünde ki bedenin tek kaşını kaldırması ile tekrar Seungmin'in arkasına saklandı.
"Of yeter be uzatma sende Minho Jeongin bu işte ne bekliyorsun her zaman ki halı".
Hyunjin'in dedikleri ile "Şuan masmavi haldeyim!" diye bağırdı Minho.
"Kabinlerde var duş iki yıka geçer hocalar anlar zaten biliyorlar Jeongin'in huyunu" diyerek ona katıldı Seungmin
"Çok seviyorum seni" diyen bedene gülüp omuz silkti. Minho iç çekip "Ben sonra göreceğim seni" diyerek diyerek sınıftan çıktı.
Changbin de arkasından giderken "Eh bende gidim daha müdürden kaçacağım" diyerek sınıftan çıktı.
Seungmin arkasından çıkıp "Jeongin!" diye seslendi. Bununla siyah saçlı durup merakla ona baktı.
Cebinden ıslak mendil çıkaran ona yaklaşıp "Her yerin toprak ve boya" diyerek dibinde durdu.
Ellerini tutup avuç içlerini temizlerken siyah saçlı nefesini tuttu. Dibindeki beden ona iyi gelmiyordu, kalp atışları çok hızlıydı.
Elini temizleyip bu sefer yüzündeki kiri temizlerken Jeongin kahveleri onun yüzünün her zerresini inceliyordu.
Kumrala kayan kahverengi saçları minik minik alnına dökülmüş, bakışlarında ciddilik varken dudakları onların aksine hafifçe büzülmüş haldeydi.
Gözünün altını da silmesi ile biraz geriledi "Oldu, çok fazla toprak içinde kalıyorsun. Küçük çocuk gibi".
Rahat bir nefes veren beden gülüp "Küçük bir çocuğum ben Seungmin" diyerek başını eğdi.
Seungmin gülüp omzuna vurmuş "Hadi git müdürden kaç" demişti. "Hih evet kaçmam lazım görüşürüz güzellik" diyerek koşarak yanında uzaklaştı.
Koridorun sonunda başını çevirip içeri giren bedene baktı. İç çekip adımlarını yavaşlattı.
Eli göğsüne doğru giderken hızla atan kalbi ile gülümsedi.
---
Tatlış bunlar
Ficin Jeongin'i
Baysss🦊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cheese // Seungin ✓
FanfictionOkulun enerjik ve yaramaz öğrencisi Jeongin ve çalışkan öğrenci Seungmin "Şimdi, 1, 2, 3 Peynir!" Jeongseung Jilix Hyunho Binchan