1.9

517 86 31
                                    

Hazırladığı kahveler ile kupaları eline alıp masaya koydu, annesinin karşısına oturup "İzni ne kadar verdiler?" diye sordu.

"Sadece bir hafta ama olsun seninle bol bol zaman geçireceğim" dedi kadın gülümseyerek.

Jeongin de buruk bir gülümseme bırakıp kahvesinden yudum aldı. "Ah en son izin aldığımda sanırım ortaokuldun değil mi?" diye sordu annesi.

Başını salladı "Altıncı sınıftım" dedi. Annesine döndüğünde ona şefkatle baktığını gördü. "Bebeğim benim" diyerek yanağını okşadı.

"Çok güzel büyüdün" demesi ile Jeongin de gülümsedi. "Keşke sana başka bir iş bulabilsek" diyen Jeongin ile "Sen sıkıntı etme bebeğim, iş yerim güzel gayet".

Jeongin iç çekip önüne döndü. Oranın güzel olmadığının farkındaydı.

Babasını çok küçük yaşta kaybetmişti, annesinin ise hayatı pek de göz alıcı değildi. Okuma yazmayı bile sonradan kocası sayesinde öğrenmişti. Durum bu şekilde olunca evi geçindirmek için çalışacak sadece bir yer vardı.

Orası içinde her zaman orada kalması gerekiyordu. Küçük oğlu içinde bunu yaptı.

Jeongin bu yüzden ona hiç bir zaman kızamadı. Evde tek başına bıraktığı için o küçük halinde bile kızmadı. Biliyordu annesi onlar için çalışıyordu.

"Nasıl gidiyor peki bebeğim? Onbirinci sınıfın bir kaç aya bitecek".

Gülümseyip ellerini kupasında ısıttı. "Aslında yani dürüst olmak gerekirse en güzel okul yılımdı diyebilirim".

"Daha çok mu yaramazlık yaptın?" diyen annesi ile güldüler. "O da vardır tabiki ama sanırım beni kabul eden bir arkadaş grubu buldum".

Annesinin gözleri parladı bununla "Gerçekten mi? Çok sevindim bebeğim senin için. Bak haklı çıktım, bir kaç yıl öncede 'seni sen olarak kabul edecek birilerini bulacaksın' demiştim".

Başını salladı "Gerçekten öyle". Annesi ellerini çenesinin altına koyup "Biraz bahsetsene onlardan" dedi ilgiyle.

"Peki" diyerek düşündü biraz, annesinin sığ görüşlü biri olmadığını biliyordu bu yüzden biraz rahattı.

"Öncelikle Chan, Changbin ve Minho hyung var hepsi bir sene büyük bizden. Chan hyung grubun lideri gibi en ufak şeyde hemen durumu toparlıyor, Changbin hyung onun sevgilisi baya kalıplı bide, Minho ise en korkunç hyung olabilir bir kere bulaştım ona yok hayır yani hayatım gözlerimin önündeydi".

Annesi kahkaha attı bununla, Jeongin de gülüp devam etti. "Sonra Hyunjin var çok güzel resimler çiziyor ve biraz dram seviyor diyebilirim tepkileri öyle hep. Jisung var sonra sanırım en komik olanı desem doğru olur gerçekten eğlenceli biri ve birde Felix var onun sevgilisi çok tatlı biri aşırı anlayışlı ve sürekli etrafa gülücük saçıyor ama kızdığı zaman kalın sesi falan çok korkunç oluyor".

"Anlattıklarına göre gerçekten harika çocuklara benziyorlar bebeğim, çok mutluyum senin için".

Jeongin hafif kızaran yanaklarıyla gülümsedi, biten kahvesinin kupasıyla oynarken "Biri daha var dedi"

İlgiyle ona dönen annesi ile "Onla daha önce tanıştık hatta, ben biraz peşinden dolandım sürekli o da beni kovardı ama alıştı sonra. Onun yanında gerçekten kendimi rahat hissediyordum sürekli onunla olmak istiyordum. Beni ben olarak ilk kabul eden kişi de o. Çok güzel biri, zeki, iyi kalpli. Bazen çocuk halleri oluyor cok sevimli oluyor. Çok mutlu oluyorum onun yanında".

Sözlerinin bitmesi ile "Yani bu kişi sadece arkadaşın mı?" diye sordu annesi kaşlarını havaya kaldırıp.

Jeongin başını iki yana salladı "Hayır. Sevgilim" demesi ile annesi mutluluk çığlığı attı.

Oğluna sarılıp "Bebeğim çok mutluyum" dedi.

Daha sonra ciddi bir hale bürünüp "Yinede ikinizde birbirinizi üzmeyin asla, ilişkiler her zaman yolunda gitmez çünkü. Ne sen onu ne o seni".

Jeongin başını salladı gülüp. "Ah gerçekten merak ettim onu" demesi ile "Tanışmak ister misin gerçekten?" diye sordu jeongin.

Oğlunun saçlarını karıştırıp "Tabiki şapşal" dedi. "Ben konuşayım o zaman onunla" dedi Jeongin mutlulukla.

Annesi kollarını ona sarıp saçlarını okşarken Jeongin kendini ona bıraktı. Akşama kadar vakit geçirmiş geç olan saatle "Hadi yatalım bebeğim, okulunda var senin"

Başını sallayıp koltuktan kalkarken sendeleyen annesi ile hemen onu tuttu. "İyi misin?" diye sorması ile kadın gülümseyip "İyiyim tatlım, oluyor böyle baş dönmeleri merak etme".

Jeongin iç çekip annesinin koluna girerek kendi odasına götürdü. "Sen burada uyu ben salonda yatarım"

"Ama olmaz ki öyle" diyen annesi ile "Şikayet yok hadi hadi" diyerek yatağına götürdü.

Annesi iç çekip yatağa geçerken jeongin örtü ve yastık çıkardı. Temiz olanları annesine vermiş kendi için olanlar ile salona geri gitmişti.

Haru'yu ve diğer hayvanları kontrol etmiş koltuğa uzanmıştı. Annesini görmek onu cidden çok mutlu hissediyordu ama onu bu kadar yorgun görmek istediği bir şey değildi.

İç çekip bir elini basının altına koyarak uyumaya çalıştı.

"Annen mi?"

Seungmin'in sorusu ile başını salladı. "İşten izin alabildi ve evde bir hafta boyunca. Çok konuşamayız normalde bu yüzden geldiği zaman bir çok şeyden bahsettim".

Ensesini kaşıdı "Biride sensin işte" dedi. Seungmin gülüp ellerini tuttu sevgilisinin "Annenle tanışmayı çok isterim. Ay heyecanlandım".

Jeongin saçlarından öpüp"Harika o zaman akşam yemeğimize davetlisiniz Seungmin bey"

Seungmin onun aksine dudaklarından öpüp "Seve seve geliriz Jeongin bey".

---

Jeongin ve annesi bölümü oldu

Olsun tatlılar

Olsun tatlılar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Baysss

Cheese // Seungin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin