"Yang Jeongin!". Okulda yayılan müdürün sesine alışan öğrenciler yoluna devam ederken onların aşkına siyah saçlı kahkaha atarak koşuyordu.
Sırılsıklam çıkan müdür sinirle nefes verdi. Jeongin trapzanlardan hızla kaymış sonunda atlamıştı.
Komaya devam ederken gördüğü beden ile "Selam Seungmin! Görüşürüz Seungmin!" dedi hızla elini sallayıp.
Seungmin ise şaşkınlıkla arkasından baktı olayı kavradığında ise gülüp başını iki yana salladı. "Kim bilir ne yaptın bu sefer tilki".
Kendi sınıfına geçip Hyunjin'in yanına oturdu. "Of son ders sonunda!" diyen Jisung başını sevgilisinin omzuna bıraktı.
"Senin okula olan nefret ciddi mi?" diyen Felix ile "Aşkım üzgünüm ama nasıl sevebilirsin ki okulu."
"Seni gördüğüm için". Jisung bu sözle hızla doğruldu "Felix gel aşkından öl diyorsan yaparım ben yani".
İkili flört etmeye başlarken Hyunjin göz devirdi onlara. Yanında ki arkadaşına dönüp burnunun ucuna vurdu. "Ne oldu köpüş bugün moralin pek yok".
"Ne? Yok ki bir şeyim" dedi. "Hyunjin haklı bugün bişey var sende".
Seungmin omuz silkti "Bilmiyorum, yani biraz yorgunluk var ama neden bilmiyorum".
Sırıtan Jisung "Jeonginin yanına hiç gelmedi ya ondan sıkkındır canın". Arkadaşına göz devirdi "Aynen kanka ondan".
"Tenefüste yine bağırış vardı ne yapmış gene?" diye sordu Felix. "Bilmem kaçarken benim için durmadı" dedi parmaklarıyla oynayarak.
"Oğlum sen harbi bozulmuşsun" diyen Hyunjin ile kaşlarını çattı. "Ya ne alaka? Saçmaladınız".
Sınıfa giren hoca ile derse dönerken Hyunjin kulağına eğildi. "Çok kaçıyorsun Seungmin".
"Sende çok konuşuyorsun Hyunjin, yeter". Hyunjin iç çekip önüne döndü.
Çıkış zili ile okuldaki herkes çıkarken kulaklıklarını takarak ilerlemeye başladı.
Market aldıkları ile bir parka otururken önünde ki nehri izliyordu. Bunu sık sık yapardı, tek başına bira kafa dinler sonra eve dönerdi.
Planı gene aynısı yapmaktı. Sabahtan beri içini kaplayan bu kötü enerjinin nedenini çözmeye çalıştı.
Sinirle iç çekip gözlerini kapatarak başını geriye attı. Bu sırada kulaklarını dolduran "Hey Seungmin!" sesiyle şaşkınlıkla başını indirdi.
"Haru bir dur! Evet Seungmin bir dur!". Önde kızıl tilki arkada ise Jeongin koşuyordu.
Seungmin onlara gülüp bacaklarını kendine çekti. Oluşan boşluğa zıplayan tilki artık onu korkutmuyordu hatta uzanıp başını bile sevmişti.
Jeongin nefes nefese yanına gelip banka oturdu. "Senin kokunu nasıl o kadar uzaktan aldı bilmiyorum ama iki saattir peşinde koşuyorum".
Nefesini düzene soktuktan sonra ona gülen gence karşılık verip göz kırptı "Neyse sonuçta yol sana çıktı, değdi biraz koşmaya".
Seungmin her ne kadar göz devirse de kalbinin hızlandığını hissetmişti. "Neyse, bu tilki çok kaçıyor senden seni sevdiğine emin misin?".
"Bence seni seviyor o" dedi gözlerini kısarak. Kahveli güldü ona sürtünen tilkinin başını sevdi "Kim seni sevmez ki diyen sensin sonuçta".
"Evet hala o sözün arkasındayım". Seungmin dudaklarını birbirine bastırıp gülüşünü engelledi.
"Bugün müdür neden ıslaktı, ne yaptın". Keyifle gülen siyahlı "Aslında amacım müdür değildi, tuvalet muslukları ile oynarken şanslı kişi oydu" dedi.
Kahkahası ortamı kaplarken Seungmin bu sefer kendini tutamayıp güldü. "Manyaksın sen" dedi.
Omuz silkti "Galiba öyleyim biraz". Ortamda sessizlik oluşurken Seungmin parmaklarıyla oynamaya başladı.
Sormak istediği soruyu derin bir nefes alarak sordu. "Bugün yanıma hiç gelmedin" dedi bir çırpıda.
Jeongin ile gözleri birleştiği an gözlerini kaçırdı. Nehre bakarken saçlarına konun el ile tekrar ona döndü.
"Bazen seni rahatsız ettiği mi düşünüyorum ve yanına gelmemem gerektiğini".
"Neden ki?" diye sordu. Kaşları havaya kalkmış gözleri biraz açılmıştı. Jeongin bu haline güldü.
"Sen zekisin Seungmin yani biz çok zıt oluyoruz, seni bunaltmak istemem".
"Saçmalıyorsun" dedi anında. Jeongin ona bakarken sözlerine devam etti. "Senden rahatsız olsaydım bunu zaten dile getirirdim. Ama olmuyorum hatta yanıma gelmen beni mutlu bile ediyor".
Sözlerini söylediği gibi gözlerini kaçırmış Jeongin ise gülmüştü. "Bunu duymak güzel geldi" dedi.
"Yanına gelmediğini için üzgünüm o zaman".
"Affedildin".
Siyahlının gülüşü etrafı kapladı tekrardan. Ayağa kalkıp "Eh bizde eve eşlik ederiz" dedi.
Seungmin gülmüş başını sallayarak ayağa kalkmıştı. Peşlerine takılan tilkiyle beraber evlerinin yoluna koyuldular.
Seungmin'in evinin önüne geldiklerinde kahveli diğerine döndü. "Yarın görüşürüz".
El sallayan tilki gözlü "Görüşürüz güzellik" dedi. Göz deviren beden ile gülmüş Seungmin'in eve girmesini beklerken genç durmuştu.
"Jeongin sana sarılsam olur mu?" diye sordu çekinerek. Ne Jeongin ne kendisi temas insansı değildi.
Bu yüzden Jeongin şaşırırken hızlanan kalbini görmezden gelmeye çalıştı. Kollarını açmış "Gel buraya" demişti.
Seungmin hızla yanına varıp kollarını boynuna sararak sıkıca sarıldı. Belini saran kollar ise kendini güvende hissettiriyordu.
Bir süre öyle kaldıktan sonra geri çekilip "Evet görüşürüz" diyerek hızla evine koştu.
Arkada kalan Jeongin gülmüş, içeri giren kahveli ile iç çekerek yoluna devam etti.
Kapıya yaslanmış Seungmin ise kalbini tutarak nefesini düzene sokmaya çalışıyordu.
Sabahtan beri içinde ki dert uçmuş sadece huzur vardı. Arkadaşlarının sözleri aklına gelirken yüzünü ovuşturdu şokla.
"Siktir ya".
---
Seungmin galiba aşık oluyorsun
Baysss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cheese // Seungin ✓
FanfictionOkulun enerjik ve yaramaz öğrencisi Jeongin ve çalışkan öğrenci Seungmin "Şimdi, 1, 2, 3 Peynir!" Jeongseung Jilix Hyunho Binchan