1.6

539 104 22
                                    

Odasının ortasında sinirle nefes alıp veren müdür "Yang Jeongin!" diye bağırdı.

Hızla odasından çıkıp etrafına bakınmış, koşan beden ile başını iki yana sallamıştı.

Oradan geçen Seungmin ise odaya bakmıştı. Gözleri şaşkınlıkla açılırken "Uğraşmış mı cidden?" dedi hayretle.

Odanın her tarafı sarı post-it ile kaplıydı. "Bu çocuk asla akıllanmayacak"

Seungmin gülüp "Klasik Jeongin işte hocam" demişti. Odasına bakan müdür de gülerken "Ben buna iki gün ceza veriyim bı" demiş seungmin tekrar gülmüştü.

Müdürün yanından ayrılırken "İşte bu yüzden uzak dur diyoruz ondan" diyerek Hayoung yanına geldi.

Kahverengi uzun saçlı kız ile göz devirdi Seungmin. "Bakalım bu sefer ne diyeceksiniz" diye söylendi.

Hayoung onu takmayarak "Jeongin cidden başa bela biri. Baksana Jiwon'a yaptıklarına! nasıl onla yakınsın anlamıyorum. Uzak durmak en iyisi".

Uzaklaştırma aldıkları haftayı da sayarsak kavganın üzerinden beş hafta geçmişti, buna rağmen ise hala gündemde olan bir konuydu.

Derin bir nefes aldı. "Benin yakın olduğum kişiler sizi alakadar etmez Hayoung. Kiminle yakın olacağımı ben seçiyorum".

Kız göz devirip "Seni de kendisi gibi dibe çekiyor o çocuk. Herkes senden uzaklaşmaya başladı farkında isen"

"Umrumda değil? Bana Jeongin ve kendi arkadaşlarım yetiyor. Başkaları beni ilgilendirmez".

"Ne halin varsa gör" diyerek yanından uzaklaşan kız ile iç çekti.

Haklıydı, Jeongin ile olduğu için zaten sık sık onu uyarsalar da kavgadan sonra Seungmin den direk uzaklaşmaya başlamışlardı.

Aşağı kata indiğinde "Pşt" diyen sesle etrafına bakındı. Gördüğü beden ile gülüp ona adımladı.

Jeongin'in tekrar siyah yaptığı saçları ile iç çekip "Kızıla alışmışım ya" dedi. Siyah saçlı kıkırdadı. "Bende ama kendime koyu saçı daha çok yakıştırdım"

Seungmin omuz silkip "Her şekilde güzel oluyorsun" demiş Jeongin ise elini kalbine koyup "Bak deme şöyle" demiş ikiside gülmüştü.

"Müdür sana iki gün ceza yazacak" demesi ile "Ov güzel günü galiba normalde üç yazar".

Seungmin'in göz devirdiğini görmesi ile güldü.

Ders başlayacağı için kendi sınıflarına geçerken onu mutlu gören arkadaşları "Ooo" demeye başlamıştı.

"Yürüyün gidin ya" diyen Seungmin ile hepsi güldü. "Jeongin'in yanından geldiğini bu kadar belli etme o zaman" diyen Jisung ile omuz silkti.

Duygularından emin olduğu zaman kendini arkadaşlarına açmış, onlar ise hem destek olurken hem de uğraşıyorlardı.

Seungmin için ise sıkıntı yoktu sadece gülüyor ve kendini mutlu hissediyordu.

Çıkış zamanında ise mutluluğu dan eser yoktu. Diğerlerine yalnız kalmak istediğini söyleyerek kendi başına dolaşmaya başladı.

Çıkmadan önce hocası onu yanına çağırmış ve sürekli açtığı konuyu tekrar açarken Seungmin iç çekmişti.

Fakat hocasının bu sefer 'Bir gün sana da Jiwon gibi saldırırsa ne yapacaksın?' demesi son nokta olmuştu.

Sinirle önün de ki taşı tekmeledi. Bu şekilde eve gitmek istemediği için etrafta dolaşıp duruyordu.

Yağmaya başlayan yağmur ise planlarını bozmuştu. "Sen eksik kal zaten!" dedi sinirle.

Yine de umursamayıp yavaşça yürümeye devam etti. Tanıdık bir ses kulaklarını doldururken başını kaldırıp önünden geçtiği eve baktı.

Jeongin ise kapının önünde şaşkınlıkla ona bakıyordu. "Seungmin dışarda ne işin var? Çabuk buraya gel".

Kapıyı eliyle tutup şemsiyeye uzanırken aradan kaçan Haru ile "Hey!" diye bağırdı Jeongin.

Kendiside peşinden koşarken "Seungmin içeri gir!" diye seslenmişti.

Seungmin ise olduğu yerde kızıl tilkiyi kovalayan genci izledi. Gözleri dolarken "Neden?" diye fısıldadı.

Yağmur hızlanırken onu duymayacağını bilerek "Neden?" diye bağırdı.

"Neden insanlar konuşup duruyor?! Sürekli neden senden uzak durmamı söylüyorlar?! Jeongin senin ne kadar güzel biri olduğunu neden görmüyorlar".

Gözlerinden yaş akarken elini kaldırıp silmedi. Burnunu çekip titrek nefesini dışarı bıraktı

"Seni seviyorum diye neden bana bunu yapıyorlar?".

Sonunda tilkiyi yakalayan siyah saçlı iç çekip "Başıma belasın ya" dedi. Hala yağmurun altında olduğunu gördüğü sarışın ile iç çekip yanına adımladı.

Bileğini nazikçe tutarken Seungmin kızarmaya başlayan gözleriyle ona baktı. "Hadi içeri girelim"

Jeongin ikisini de eve sokmuş, Haru direk kucağında inip ıslak haliyle evde dolaşırken göz devirmişti Jeongin.

Kapının önünde olan gence dönüp. "Sana temiz kıyafetler ve havlu getireyim".

Odasına gideceği sıra Seungmin onun tişörtünü tuttu. Ona merakla bakan beden ile ıslak olmalarını umursamadan sıkıca boynuna sarıldı.

Duraksayan Jeongin ise kollarını beline doladı. "İyi misin güzelim?"

Seungmin başını sallamış "Sarıl bana sadece" demişti. Jeongin onun ıslak saçlarına öpücük kondurup daha sıkı sarıldı.

"Hasta olacaksın" demesi ile omuz silkti Seungmin. Tilki gözlü güldü onun çocuk haline. "Hadi güzelim temiz kıyafetler giyip, saçlarımızı kurutalım daha sonra da sıcak birşeyler içelim tamam mı?".

Seungmin bu sefer zorlamayıp usulca başını sallarken Jeongin onun elini tutup odasına ilerledi. Seungmin ise küçük çocuk gibi paytak adımlarla onu takip ediyordu.

Jeongin ona temiz kıyafetler vermiş, kendisine de kıyafet alıp "Rahat ol tamam mı?" demişti. Başını sallayan sarışının ile gülümseyip odadan çıktı.

Siyah saçlının kıyafetlerini giyen beden ise aynadan kendine baktı. Yüzünde küçük bir gülümseme olurken gözleri küçük odada dolandı.

Kendi kıyafetlerini alıp çıkarken Jeongin de banyodan çıkmış, kendi kıyafetleri içinde gördüğü sarışın ile yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamamıştı.

"Bunları ne yapsak ki?" diye soran Seungmin ile mutfaktan torba aldı jeongin. "Bunun içine koy"

Seungmin kıyafetlerini torbaya koyup çantasının olduğu yere koydu. Arkasına döndüğünde dibinde olan beden ile yutkundu.

Jeongin ise onun nemli sarı saçlarını geriye yatırıp alnına öpücük kondurdu. Kızarmış yanaklarıyla kendisine bakan bedenin yanağını okşayıp "Peki ne olduğunu anlatmak ister misin?" diye sordu.

---

Bu Jeongin'i çok seviyorum demiş mıydım hiç

Baysss

Cheese // Seungin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin