Su içip kendimize gelince durumu açıklamaya çalıştım. "Bilmiyorum çocuklar, anın büyüsüne kapıldım sanırım. O sırada lafın gelişi öyle dedim."
"Evet doğru, çok iyilerdi..."
Seungmin uzaklara dalıp "Ben de büyülendim. Özellikle Hyunjin farklı bir sınıfta. Milletin ondan neden çekindiği anlaşıldı." dedi. Konu bu şekilde kapanmıştı.
🎵🎵🎵
3. haftada artık okul heyecanımız bitmişti, dersten sıkılma moduna geçmiştik.
Keman hocamızın adı Miyeon'du. Bize bu hafta sürpriz yapacağını söylemişti. Derse gelmesini bekliyorduk.
"Günaydın çocuklar! Size bir sürprizim olduğunu söylemiştim ya, işte o şu an kapının arkasında."
Merakla ne çıkacağını bekliyorduk. "Üst sınıflarınızdan kıdemliniz, Hyunjin! İçeri gel bakalım."
Kızlar ismini duyduğu gibi alkışlamaya başlamıştı. Hyunjin de başını hafifçe eğerek kendini tanıttı. Hoca onun yanında rahat davranıyordu, elini omzuna atarak sınıftakilere güldü.
"Kızlar, kızlar... Hepinizin gözlerini buradan görebiliyorum ama onun favorisi benim hahaha öyle değil mi Hyunjin?"
Asla duruşunu bozmadan ve herhangi bir mimik yapmadan sessizliğini korudu. Hoca istediği tepkiyi alamayınca sesini temizledi ve konuşmasına devam etti: "Neyse, şimdi size kısa bir şey çalacak. Bunu normalde yapmasına gerek yok ama benim isteğim üzerine geldi."
Kesinlikle onun için gelmediğine emindik, bununla arkada sessizce gülüştük. Hoca da bizi fark edip sinirlendi.
"Hey, dersimde saçma sapan hareketler istemiyorum. Siz üçünüz dağılın. Konuşkan olan yine orada kalsın, uzun boylu olan cam kenarına."
Sonra beni gösterip en öndeki sırayı işaret etti. "Sen de buraya gel bakalım." ^^
En önde oturmaktan gerçekten nefret ediyordum ama Hyunjin'i yakından göreceğim için de sevinmiştim. Seri adımlarla sıramı değiştirdiğim sırada hocamız da sınıfı toparlamıştı.
"Şimdi tek bir ses bile duymak istemiyorum. Başlayabilirsin Hyunjin."
Klasik 'kemanist' duruşunu aldı ve derin bir nefes aldıktan sonra çalmaya başladı. Bu seferki daha duygusal bir parçaydı.
[A Postcard to Henry Purcell]
Her pürüzsüz geçişten sonra yaptığı ani hareketle alnının önündeki saçları oynuyordu. Parlak ve yumuşak duruyordu.
Geçen gün onu uzaktan görmüştüm, şimdi ise bir metre önümde duruyordu. Dudakları çok dolgundu, burnu ve gözleri de hem agresif hem estetik duruyordu. Bu ciddi ifadesinden çıkıp gülümsese herkesin aşık olacağından emindim. Gerçi gülümsemese de herkes aşıktı.
Kısa bir süre sonra gözlerini bana kilitledi. Tamamen gerilmiştim çünkü insanlarla göz teması kurmaktan hoşlanmıyordum. Sonra 'Bana niye baksın ki? Arkamda bir kıza falan bakıyordur.' diye düşünüp kendimi rahatlattım ve tekrar keyifle müziğine odaklandım.
O mükemmeldi... Gülümsememi saklayamamıştım. Bittiği gibi diğerleriyle birlikte heyecanla alkışlamıştım. Başını eğip selam verdikten sonra kendi dersi için yukarı çıktı.
"Hepiniz büyülendiniz değil mi? Hyunjin okulumuzun prensi gibidir. Çocuk tam bir müzik dehası. İleride ünlü olacağını bildiğimiz için biz hocalar bile ona saygıyla hitap ediyoruz hahaha"
Benimle göz göze geldiği gibi geri ciddileşti. "Siz üçünüz bundan sonra benim dersimde böyle oturun."
En önde odaklanamıyorum.
Zaten sosyal sıkıntılarım var...🎵🎵🎵
Birkaç gün geçti, Çello dersinde uyumak üzereydik ki kapının çalınmasıyla kendimize geldik. "Merhaba hocam, dersinizi böldüğüm için özür dilerim. Şu öğrencileri üst sınıfların keman hocası çağırıyor: Seungmin, Jeongin ve Felix.
Jeongin eğilip kulağımıza fısıldadı.
"Kesin fark ettiler..."Seungmin de umutsuz bir tonla üstüne ekledi. "İşimiz bitti."
Onlar böyle deyince gerilmiştim. Ne yapacaktık? Ceza falan mı vereceklerdi?
Üçümüz öndeki öğrenciyi takip ederek kıdemlilerin olduğu sınıfa geldik. En arkadan ben girdiğim için kapının önünde duruyordum.
-Oyy bunlar çok tatlı ya.
-Biz de bu kadar küçük müydük?
-Arada 1-2 yaş var abartmayın.Kapının tekrar açılmasıyla uğultular durdu. Birden yanımda beliren bedenle irkildim. Gelen Hyunjin'di. Bu kadar boy farkımız olduğunu düşünmemiştim.
Bir saniye yanımda dursa bile heyecanlanıyordum. Kapıyı kapattıktan sonra arkada bir yerlere oturdu. Hoca da konuşmasına başladı.
"Şimdi, duyduğuma göre performans katında elinizi kolunuzu sallaya sallaya dolaşmışsınız, üstüne üstlük yakın tarihteki en büyük gösterilerimizden birinin provasını ortada bölmüşsünüz. Ne yapıyordunuz orada?"
Ağzımızı bıçak açmıyordu çünkü diyecek bir şeyimiz yoktu. Kalabalığın önünde böyle durmaktan hoşlanmıyordum. Sınıftan da çıt çıkmadığı için stres olmuştum. Başımı öne eğip ellerimle oynamaya başladım.
"Neyse, hatanızı telafi etmek için 2 hafta boyunca stüdyo ve pratik odalarındaki temizlikte kıdemlilerinize yardım edeceksiniz. 3 grubumuz var, hepsinin uygulama dersleri farklı saat. Seçin size uygun olanı. Saat 5,6 ve 7'de ders veriyoruz. Hangisinde yardımcı olmak istersiniz?"
Seungmin direkt 5'i seçmişti, okul çıkışı beklemekten nefret ederdi. Jeongin de ardından hemen 6'yı kaptı. Hoca bana doğru başını eğdi ve yumuşak bir tonla konuştu: "Sen niye bu kadar sessizsin tatlım? 7 de sana kaldı."
Başımla onayladıktan sonra her birimizi kendi grubumuzun yanına oturttu. Telefonu çalınca dışarı çıktı.
Gruplar yaklaşık 10 kişiydi. Jeongin hemen kıdemlileriyle sohbet edip şakalaşmaya başlamıştı. Seungmin de nasıl ceza aldığımızı grup liderine anlatıyordu.
Benim grubum Hyunjin'in liderlik yaptığı gruptu. Sınıftaki en profseyonel ve katı grup. Yavaşça arkaya yürüdüm. Hyunjin'in yanı boştu ama panik olmamak için bir arka sıraya oturdum. Önden bir çocuk bana döndü ve "Kıdemlini görmezden mi geldin sen? Boş yer varken neden arkaya oturuyorsun?!" diye kızdı. Hemen özür dileyip Hyunjin'in yanına geçtim.
Tırnaklarımla oynamaktan bir hal olmuştum. Ama her zamanki hallerimdi, panik olunca böyle yapıyordum. Birden ellerimin durduğunu fark ettim ve başımı eğdim. Hyunjin ellerimi tutuyordu.
"Bu kadar basit bir şekilde bile stres oluyorsan nasıl müzisyen olmayı planlıyorsun?" dedi ve haklıydı. Eziğin tekiydim. Ağlayasım geldi.
Bir süre yüzümü inceledikten sonra iç çekip elini kaldırdı. Bacak bacak üstüne atıp önüne döndü. Ben de şimdi rahatça gözümden bir iki damla yaş düşürebilirdim. Şanslıydım ki en arkada sadece ikimiz vardık. Diğer gruplar daha toplu oturduğu için önde kalmışlardı. Bir de alay konusu olmak istemezdim.
Hoca sınıfa geldiği gibi yanaklarımı sildim. "Evettt grubunuzla kaynaştınız mı bakalım? Yapılacak çok iş var, hocalarınızdan izin aldım. Bugün bizimlesiniz."
🎵🎵🎵
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kemanist | Hyunlix
FanfictionLee Felix ile buz gibi kişiliğinden dolayı kimsenin yaklaşamadığı okul prensi Hwang Hyunjin. ❗️Smut içermektedir.❗️ 🥇#hyunlix [07.10.2023] 🥇#skz [23.10.2023] 🥇#kpop 🥇#fic 🥇#pov [13.10.2023] 🏅#chanbin