Hyunjin'in de aynı benim gibi belinde havlu vardı, üstü çıplaktı. Bir şey demedim ve yerimden doğruldum.
Yatağın başına doğru geri geri hareket ettim. O da benimle birlikte dizlerinin üstünde yürüyordu. Yüzünü hiç uzaklaştırmıyordu.
Şampuan kokularımız birbirine karışmıştı. Bir süre saçlarıyla oynadım. Hyunjin bana dokunmadan önce izin aldı. "Bu gece daha ileri gitmeyi sen de istiyor musun Felix?"
Elim saçlarındayken gözlerine bakarak başımla onayladım. Bana gülümsedikten sonra dudaklarıma yaklaşıp minik bir öpücük bıraktı.
Duştan yeni çıktığı için teni sıcaktı. Diğer elimi yanağına götürüp ben de öpmeye başladım.
Belimi tutarak rahatça uzanmamı sağladı, dudaklarımızı ayırmadan üstüme çıktı. Bir elimi omzundan göğsüne indirip okşadığım gibi bileklerimi yukarıda buluşturup dudaklarımı emmeye başladı.
Boştaki eliyle beni kendine doğru kaldırıyordu ve alt kısmımızı sürtüyordu. Bileklerimi bırakmadığı için savunmasız kalmıştım ama bu hoşuma gidiyordu.
Ellerimi bırakıp biraz aşağıya indi ve göğüs ucumu yaladı. "Mmh, Hyunjin..."
O emdikçe daha çok inlemiştim. Kendine çeke çeke emdiği için ucum kızarmıştı, ısındığını hissediyordum.
Öbür göğsüme gelince de ucumu diliyle hızlı hızlı dürttü. Gözlerim kapanmaya başladı ve altımı kaldırıp ona sürttüm. Hafifçe ısırıp öyle emdi. "Ah... bir daha ısır..."
Bu sefer ısırıdığında bırakmadı ve kendine çekti. Yüksek sesle inlediğim için canımın acığını düşündü. "Özür dilerim bebeğim..."
Başı hâlâ oradayken saçlarını okşadım. "Hayır, bu çok hoşuma gitti."
"Bu gece seninle en sona kadar gitmek istiyorum ama koruyucu yok..." deyince gülümseyip çekmeceye uzandım.
"Bak burada ne var?"
"Oh! Otellerin bunu koyduğunu bilmiyordum." dedi. Aslında ben almıştım ama ona çaktırmadım.
Başını eğip boynuma geldi ve kokumu içine çekti. Gıdıklansam da ona izin vermiştim, bir süre zevkle emmişti. "Mmh... Tenine hastayım..."
O emdikçe daha çok kasılıyordum. Eliyle boynumu tutup daha sert bir şekilde emdi. Başını kaldırınca ben de dudaklarını emip kendime çektim. "Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum." deyip öpücüklerine dilini katmaya başladı. Dudaklarımı biraz aralayıp içeri girmesine izin verdim.
Çıkan ıslak seslerle tahrik oldukça ben de dilimi kullanıyordum. Havlumdaki kabartıyı görünce utanıp durdum, o da bunu fark etti.
Yanaklarımı öpüp utancımın geçmesini bekledi. Bir eli belimden yavaşça kasıklarıma kaydı. Havlumu açtıktan sonra doğruldu ve kendi havlusunu da çıkardı.
Çekmeceden koruyucuyu alıp taktıktan sonra penisine dokunmak istemiştim. Elimi değdirdiğim gibi hafifçe titredi. Biraz daha okşamamla Hyunjin'in gözleri kapandı, nefesleri hızlandı.
Dayanamayıp ellerimi çarşafın üstüne sabitledi ve dudaklarımı emdi. Kendimi yukarı çekip ona sürtündüm. "Hyunjin becer beni..."
Bunu duyunca bir an şaşırdı. Benden böyle bir cümle beklemiyordu. Utansam da çok istiyordum. Dilimi dışarı çıkarınca eğildi ve dillerimizi buluşturdu. Dudaklarıma son bir öpücük bıraktıktan sonra aşağıya yöneldi.Sabırsızlığım hoşuna gitmiş olmalıydı ki kötü kötü sırıtmaya başlamıştı. Deliğime hizalanıp bir parmağını soktu, inlememi umursamadan diğer parmağını da yolladı. Parmaklarını içimden çıkarmadan hareket ettirince alışmaya başlamıştım.
Penisini deliğime değdirip biraz dışarıdan sürttü ve iyice uyarılmamı sağladı. Yavaşça içime girerken gözlerim dolmuştu. Tam dibe geldikten sonra ileri geri hareketlerle devam etti.
Zevkten gözlerim kapanmıştı. Kalçamı biraz yukarı kaldırdı, rahatça gelgit yaparak devam etti. Benim elim de penisime gitti. Hyunjin'in hareketleriyle aynı hızda okşuyordum.
Nefes nefese bir şekilde konuştu: "Benim yardımcı olmamı ister misin? Yoksa böyle mi seviyorsun?"
Gözlerim hâlâ kapalıydı. İnlerken konuşmaya çalışıyordum. "Mmh... Bana fark etmiyor. Bir süre böyle yapalım..."
Bunu duyduğu gibi biraz daha hızlanarak içimde hızla gidip gelmeye başladı. Parmaklarına tükürüğünü bıraktı ve göğüs ucumu dairesel hareketlerle dürttü.
Arada bir parmaklarının arasına alıp çekiyordu, bir süre bırakmadan bekliyordu. Bununla çarşafları sımsıkı tuttum. "Ah, acıtıyorsun..."
Her seferinde en dibe kadar giriyordu. Zevkten dört köşe olmuştum. Eline tükürüğünü bırakıp penisimi okşadığında iyice kayganlaşmıştı. "Mmh... Geliyorum Felix..."
Belimin yay gibi olmasıyla içime tam girmişti, vücutlarımız bir olmuştu. İkimiz de aynı anda boşalmıştık. Birkaç saniye öyle kaldıktan sonra kendimizi bırakıp nefes almaya çalışmıştık.
"Seni biraz daha o şekilde izlemek istiyorum Felix..."
Başımla onayladım, sertçe en dibe girmeye devam etti. Her seferinde vücudum biraz yukarı gidip geri iniyordu. Zevkle çıkan inlemelerim de aynı şekilde ritmikleşmişken gözlerine bakıyordum.
"Ah... Ah... Hyunjin... Bu çok güzel..."
Dudaklarımı ısırdım ve gözlerim kapalı bir şekilde penisini içimde hissetmeye devam ettim. "Çok seksi görünüyorsun Felix... Sana doyamıyorum."
Yavaşça içimden çıktı ve doğruldu. "Mükemmelsin. Rahatlamamıza rağmen seni o durumda izlemek istediğim için devam etmeme izin verdin, teşekkür ederim..."
"Ben teşekkür ederim... Bu gece çok güzeldi."
🎵🎵🎵
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kemanist | Hyunlix
FanficLee Felix ile buz gibi kişiliğinden dolayı kimsenin yaklaşamadığı okul prensi Hwang Hyunjin. ❗️Smut içermektedir.❗️ 🥇#hyunlix [07.10.2023] 🥇#skz [23.10.2023] 🥇#kpop 🥇#fic 🥇#pov [13.10.2023] 🏅#chanbin