12. Kabus

2.2K 255 116
                                    

-Hyunjin'in ağzından-

Bangchan'la kısaca konuştuktan sonra telefonu kapatıp kenara koydum. Dayanamıyordum, aklımdakini sormazsam kafamda hep bir soru işareti kalacaktı.

"Felix sana bir şey soracağım. Aslında bunu haftaya yapmam gerekiyordu ama birbirimizi tutamadık ve işler değişti."

"Hm, söyle." derken ensemdeki elleriyle saçlarımı seviyordu. Gözleri çok tatlı bakıyordu.

"Seungmin'le sevgili misin?
Daha doğrusu sevgilin var mı?"

Bununla bütün ifadesi değişti, biraz geri çekildi. "Hyunjin sen ne dediğinin farkında mısın?"

"Evet, yani-" dediğim gibi yüzüme tokadı yemiştim. Hemen üstümden kalktı ve eşyalarını aldı.

"Bu da neydi Felix?"

"Sevgilim olduğunu düşünüp aynı anda başka bir erkekle bunu yapmama ihtimal vermen midemi bulandırdı. Uzaktan çapkın gibi mi görünüyorum..." deyince kendini tutamayıp ağlamaya başladı.

"Hey hey, dur. Hayır ben tabii ki böyle düşünmedim. Sadece-"

"Sadece ne? Ayrıca Seungmin ne alaka? O benim en yakın arkadaşım!"

Omzumu sertçe itince yana kaymamı sağladı ve kapıyı üstüme kapatıp yoluna devam etti. Koskoca pratik odasında tek kalmıştım.

🎵🎵🎵

Felix'i aramaya çalıştığımda engel yediğimi fark ettim. Birkaç gündür ortalıkta yoktu. Kayıtlar tamamlanınca ben de keman partımı çaldım.

Hazır işler hızlanmışken ilk boş vakitte Bangchan'a her şeyi anlattım. Benim için çok üzülmüştü, diğerleriyle konuşmamız gerektiğini söylemişti.

Seungmin olayları duyduğu gibi direkt patladı. "SALAK MISINIZ SİZ?!"

Changbin ara buluculuk yapıp "Lütfen durur musunuz? Burada bir takımız." dese de Jeongin ve Seungmin sakinleşmemişti.

-BAŞLATMA TAKIMINA DA.
-Felix ne kadar kırılmıştır şimdi.
-O çok hassas biri zaten...

Son cümleyle gözlerim doldu. Arkamı dönüp sessizce ağlamaya başladım. Bangchan da bu sırada beni savunmaya çalıştı.

"Bakın ben de Seungmin'le onu sevgili sandım. Eğer Hyunjin daha ileri gitmek istiyorsa bunu sorması gayet normal değil mi?"

Seungmin merakla "Felix ile sevgili olup olmamam seni neden ilgilendiriyor ki?" dedi. Bangchan bununla bir süre ona baktı, garip sessizlikten sonra konuşmasına devam etti.

"Hyunjin'i liseden beri tanırım ben. O temiz bir çocuktur. Şu an gözünüzde nasıl bir imajı var bilmiyorum ama asla öyle biri değil."

Yan odaya gittim ve burnumu silmek için peçete aldım. Bir süre burada oturacaktım, kapı aralık olduğu için sesleri geliyordu. Seungmin de sakinleşmeye başlayınca bir köşeye çekildi ve dinledi.

"Bakın ben, bunu Hyunjin'in yanında söylemek istemezdim ama mecbur bırakıyorsunuz. Lisede anne babasını kaybetti. O zamandan beri kimseye güvenmedi, kimseyi sevmedi. Herhangi biriyle ilişkisi bile olmadı. Felix'e karşı farklı bir şeyler hissettiğini baştan beri anlamıştım. Hyunjin o zamanlar farkında değildi ama sonunda birine kalbini açmıştı. Onun adına çok mutluyum."

Jeongin Bangchan'ın bu açıklamasıyla ikna olmamıştı. "Ee? Bunun kurduğu cümleyle ne alakası var? Yakınlaşmalarından hemen sonra böyle bir soru sorması ağırdı! Sanki Felix şeymiş gibi..."

"Başta minik adımlar atmaya çalıştı ama Seungmin'le yakınlığını görünce afalladı. Farkında olmadan hızlı ilerlemiş olmalılar ki ortada sormak zorunda kalmış. Ne yapmasını bekliyordunuz? Her şey iyice karıştıktan sonra sormasını falan mı?"

Seungmin sessizce mırıldanıp cevap verdi. "Bu çok saçma... Felix benim dostum."

Jeongin ikna olmuştu, derin bir nefes alıp koltuğa oturduktan sonra suyunu içmişti. Felix için düşüncelere dalmıştı.

"Bakın o arada geçen diyalogu ne ben biliyorum, ne siz biliyorsunuz. Yanlış bir dille sormuş olabilir ama bir hata olmuşsa çözmemiz gerek. İkisinin de birbirini sevdiği belli. Bakın Hyunjin'e, onu daha önce hiç ağlarken gördünüz mü? Ne yapıp edin Felix'i ikna edin."

Jeongin ve Seungmin başını sallayınca içime su serpilmişti. Bangchan'a borçluydum, onun gibi konuşma yapamazdım...

🎵🎵🎵

-Felix'in ağzından-

Tam yakınlaşmaya başlamışken Hyunjin'in sorularını duymamış olmak için dua ediyordum. Küçük bir kabus falan olmalıydı bu.

Hıçkıra hıçkıra ağlayarak evin yolunu tuttum. Hâlâ şokunu atlatamamıştım. Sevgilim olduğunu düşünüyorsa ne diye vücudumu okşayarak dudaklarımı öpmüştü ki?

"Rezil herif."

Hayatımda ilk defa biriyle bağ kurmak istemiştim, ona duygularımı ve kendimi teslim etmiştim. Sonuç ise tam bir fiyaskoydu.

Aynı birkaç ay önceki gibi insanlarla temas bile kurmayan kişiye dönecektim. Onu bir daha görmek istemiyordum.

🎵🎵🎵

Birkaç gün okula gidemedim. Yine de evde kendi kendime koreografiyi ezberledim, arkadaşlarıma karşı sorumluluklarım vardı.

Onun videosunu izlemek sinir bozucuydu. Ama bu özel bir coverdı, başka kimsede yoktu. Mecburen devam ediyordum.

Telefonu elime alıp ekrandaki prense bağırmaya başladım. "TAM BİR ŞEREFSİZ OLDUĞUNU BİLİYORSUN DEĞİL Mİ?!"

Bizimkilerden ses çıkmıyordu. Hiç mi merak etmiyorlardı, anlamadım. Engel atsam da Hyunjin'i görmek istiyordum. Bu durumda bile onu özlediğime inanamıyordum. Acaba sorusuna fazla mı tepki vermiştim?

Telefona baktığımda hiç bildirim yoktu. "Nasıl arkadaş bunlar..." diye mırıldandım. Canım sıkıldığı için mutfağa inmişken zil çaldı.

Kapıya baktığımda karşımda Jeongin ve Seungmin vardı. Hayretle karışık trip atıyordum. "Hoş geldiniz çocuklar-"

Sözümü keserek üstüme çullandıklarında ikisi de sımsıkı sarılmıştı. "FELIX SENİ ÇOK ÖZLEDİK!"

"Ben de- sizi- özledim."

Vakit kaybetmeden salona geçip konuşmaya başladılar. Anlattıkları mantıklı gelmişti... ama yine de Hyunjin'e kırgındım. İlk defa beni değil, onu savunuyorlardı.

-Bangchan'dan dinleseydin şimdi barışmıştınız. Harika bir konuşmacı.
-Evet, aynı konuşmayı Hyunjin'den dinleseydim bu kadar ikna olmazdım.
-Neyse, durumlar böyle Felix. Acil dönmen gerekiyor. 2 gün sonra yarışma var ve hâlâ hiç pratik yapmadınız.

O günden beri Hyunjin'i görmemiştim.
"Nasıl yapacağım ki onunla..."

-Hey! Farkında mısın bilmiyorum ama bu işin sonu 2 günlük tatile bakıyor.
-Ve bu bir grup projesi. Kendi duyguların yüzünden insanların emeğini çöp edemezsin.
-Hadi kalk gidiyoruz!
-Prensin seni bekliyor.

Başımı doğrultup ikisine baktım.
"Ne? Prens mi?"

Jeongin gülümseyerek "Evet, senin için videodaki kıyafetlerin aynısını giydi." dedi.

Açıkçası fazlasıyla merak etmiştim ama onu son görüşümden beri hep kötü bir ruh halindeydim. "Benim biraz kafa dinlemem lazım çocuklar. Akşam giderim yanına."

"HAYIR OLMAZ FELIX.
ÇOCUK HAZIRLANDI O KADAR-"

Banyoya çıkıp kapıyı kilitledim. Çocukların gidip gitmediğinden bile emin değildim. Bu kadar duygusal olmak yorucuydu ama elimde değildi.

🎵🎵🎵

Kemanist | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin