11. Öpücük

2.7K 313 273
                                    

-Hyunjin'in ağzından-

Felix'in gün boyu benden kaçtığını görmemek için kör olmak lazımdı. İçeride Seungmin'le tekrar sarıldıklarını gördüm. Ama Felix'e direkt "Bu senin sevgilin mi?" diye soramazdım sonuçta.

Bangchan'dan el atmasını isteyecektim ki onu da Felix'le dip dibe bir şekilde gördüm. NEDEN HERKES FELIX'E YAKIN?

İyice deliye dönmüştüm. Hava almam lazımdı. Sevgilisi veya flörtü olup olmadığı hakkında ona direkt soramayacağımı fark edince hareketlerimle test etmeye karar verdim.

Felix'le ben de yakınlaşmak istiyordum ve kendimi tutmakta zorlanıyordum. Çünkü diğerlerinden daha fazlasını istiyordum.

Odama geldiğinde endişelenmiş gözüküyordu. Kısaca konuştuktan sonra yine gidecekti ki... bu sefer izin vermedim.

Bileğinden tuttuğum gibi onu kendime çektim. Ne yapacağımı kestiremediğim için kapıyı da üstümüze kapattım.

Yumuşak sarı saçlarıyla oynadığım sırada beni itmemesi için dua ediyordum. "Seni özledim Felix... Sen beni özlemedin mi?"

Felix'in gözleri titriyordu, nereye bakacağını bilmiyor gibiydi. Yanımdan uzaklaşmamıştı ve ona dokunmama bir şey dememişti. En sonunda dudaklarıma baktı ve gözlerini oradan uzun bir süre ayırmadı. Artık hazırdım.

Bir elim beline bir elim ensesine gittiği gibi onu kendime çektim ve dudaklarını öptüm. Çok uzun sürmeden yüzümü geri çektim. Tepkisini kontrol etmek istediğimde ağzı açık kalmıştı, şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Hala aynı şekilde duruyorduk, uzaklaşmamıştık.

Yanakları kızarınca bunun hoşuna gittiğini düşündüm ve hafif aralık kalmış dudaklarını emmeye başladım. Eli enseme geldi, o da karşılık verdi.

Bir süre daha öpüştükten sonra dudaklarını aniden ayırdı. "Dur Hyunjin... Buna dayanamıyorum..."

Panikle odadan çıkmıştı. Birkaç saniye içinde ne olduğunu anlayamamıştım. Öylece donmuş bir şekilde oturuyordum.

Buna dayanamıyorum mu?
Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi?
Neden dur dedi ki? Hoşuna gitmedi mi? Benim çok hoşuma gitmişti... O gün stüdyoya hiç uğramadan direkt eve gittim.

Yatağıma uzandığımda hâlâ o cümleleri düşünüyordum. Anlayabilmek için bir de sesli bir şekilde tekrar ettim. "Dur Hyunjin... Buna dayanamıyorum... Bu ne demek şimdi?"

Saçlarımı karıştırıp yatağın içinde çırpındım. "Aish... Çok yoruldum, kafayı yememe az kaldı."

Yoksa sevgilisi olduğu için mi böyle demişti? Yarın ilk iş bunu netleştirecektim.

Sabah kapıda Jeongin ile karşılaştık. Biraz konuştuk, ciddi görünüyordu. "Sunbae sana bir şey demeliyim. Özel hayatında ne olduğu beni asla ilgilendirmez ama şu 1 haftalık proje boyunca lütfen sadece işimize odaklanalım, olur mu? Şimdi çıkıp diğerleriyle de tek tek bunu konuşacağım. Görüşürüz!"

Dediğinde haklıydı, hiç profesyonel davranmıyordum. Felix'le konuşmamı sonraki haftaya erteledim. Artık işimize odaklanıp projeyi kazanmamız lazımdı.

 Artık işimize odaklanıp projeyi kazanmamız lazımdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kemanist | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin