"Yavrum?"
Kahvemi yudumlayıp ona baktım.
Kahvaltı yapmıştık ve şimdi de balkonda kahve içiyorduk."Efendim?"
"Okulun açılmasına ne kadar kaldı?"
"3 hafta galiba." Diye cevap verdim.
Ne çabuk geçmişti bir hafta oysa günler geçmezdi ben Antalya'ya gelince.
Gülümsedim. Alpay yanımda olunca günler daha verimli geçmişti."Ben döneceğim bu pazar."
Kalbimde bi ağırlık hissettim,ne çok alışmıştım ona.
"Anladım."
Sadece bu kelime çıkabildi ağzımdan. Alışkanlıkları bırakmak zor geliyordu bana ki bu Alpay olunca ayrı bir zordu.
"Aslında Aleyna,ben nasıl düşünürsün bilmiyorum ama yani amına koyyum konuşamıyorum!"
Kaşlarımı çattım.
"Ne oldu?""Benimle gel." Dedi bir çırpıda.
Ha?
Nasıl?
Hakkariye mi?Uzanıp elimi tuttu.
"Bak güzelim seni yalnız bırakmak istemiyorum,benimle gel."Biliyordu,hissetmişti.
Anne ve babamın beni istemediğini biliyordu.
Güldüm acıyla,kim olsa fark ederdi zaten!"Ben." Dedim ve yutkunup devam ettim.
"Şey ben sana yük olmak istemem hem burası evim,alışkınım ben,yalnız kalmaya.""Yük mü? Sen gerçekten böyle mi düşünüyorsun!? Aleyna bak bana bak gözlerime. Ne görüyorsun? Seninle yattıktan sonra hiç bi şey olmamış gibi gideceğimi mi?"
Göz yaşlarımı daha fazla tutamadım.
Yerinden kalkıp önümde diz çöktü,koca adam benim için diz çöktü..."Yavrum." Eli yüzümde gezindi.
"Güzel gözlüm,benim için çok değerlisin bu hep devam edecek,bu hisler geçici değil Aleyna,bırakmam seni."Göz yaşlarım arasında sarıldım sıkıca ona. O da belimi kavrayıp sarıldı.
"Seni seviyorum." Diye fısıldadım.
"Sana aşığım Aleyna."
"Seni nefesimin sonuna kadar sevip kollayacağım,Yarbay Alpay Ertekin sözüm sana." Dedi.Bir insan evinden ayrı yaşayabilir miydi? Hayır.
Bu yüzden ben de Alpay'sız yaşayamazdım...