"Özür dilerim sizi üzdüğüm için ama baban seni ve anneni çok seviyor bir daha asla sizi üzmeyeceğim."
Uyku sersemi halde duyduğum sözlerle gözlerimi açtım. Alpay karnıma eğilmiş daha fasulye kadar bebekle konuşuyordu. Sessiz kaldım ve dinledim onu.
"Annen ile bizim bi sözümüz var artık üçümüzün sözü olacak." Karnıma küçük öpücük bırakıp devam etti konuşmasına.
"Size Yarbay rütbemin üzerine yemin ediyorum,asla gözünüzden yaş akıtmayacağım,ama mutluluktan olabilir."
Gülümsedim.
Ah be Alpay..."Kıskandım ama." Dememle Alpay göz ucuyla bana baktı sonra karnıma eğildi tekrar.
"Gördün mü annemizi uyandırdık."
Önce karnıma öpücük bıraktı sonra benim dudaklarıma."Günaydın güzeller güzelim."
Sakallarını okşadım."Günaydın yakışıklı."
"Acıkmış mı bu güzel anne?"
"Hem de çok!" Dedim dün hiç bir şey yiyemedim midem bulandığı için.
"Aşçınız emrinize amâde." Dedikten sonra beni tekrar öpüp mutfağa gitti ben de duşa girip rahatladım.
Üstümü giyindikten sonra Alpay'ın yanına geçtim ama o çoktan hazırlamıştı kahvaltıyı ben de çayları doldurup oturdum.
Hava kapalı ve yağmurluydu.
Ankara'nın klasik havasıydı aslında ve ben alışmıştım bu duruma. Kendimi iyi hissetmemi bile sağlıyordu."Nasılsın?"
Mide bulantısını kastediyordu.
Çayımdan yudum alıp cevapladım;
"İyiyim geçti gibi."Yağmur şiddetini arttırıyordu.
"Aleyna?"
Gözlerine baktım,ciddi ifadesiyle karşılaştım.
"Evet?" Diye bildim.
Onu daha önce hiç bu kadar emin ve ciddi görmemiştim.Ağzından çıkan cümle bütün bedenimin düşünme yetkisini kısa bir süre kaybetmemi sağladı
"Evlensene benimle."
Nasıl yani!?