20

130 20 20
                                    

Arda arda çalan zille yüzümü buruşturarak gözlerimi yavaşça araladım. Sabahın köründe kim gelmişti ki!

Yataktan hafifçe doğrulduğumda hala çalmaya devam eden zille birkaç lanet savurduğumda yataktan kalkmıştım. Daha doğrusu kalkmaya çalışmış ve kalçama saplanan derin sızıyla geri yerime oturmuştum.

Dün gece aklıma en ince ayrıntılarıyla dolarken kapının artık yumruklanmaya başlamasıyla elimi belime sabitleyerek paytak adımlarla yürüdüm ve kapıyı açtım.

"Oha amınakoyim bu saatte hala uyuyor musun cidden!?"

"Ne!? Saat kaç ki?"

"3"

"Ne!"

Gerçektende bu saate kadar uyumuş muydum?

"Sen neden geldin?"

Felix kollarını birbirine doladı.

"Seo Teyze akşam için hepimizi arkadaşının yeni açtığı mekana davet etti. Sende telefonları açmamışsın, bende endişelenip bakmaya geldim"

Kafamı anladım dercesine salladığımda Felix beni ittirerek içeri geçmişti.

"Saat 6 gibi orada olmamız lazım sende vakit kaybetmeden hazırlan"

"Ben gelmesem olmuyor mu?"

"Olmuyor! Seungmin bile gelicek"

"Seungmin mi? O ne alaka "

"Bilmem onu da Seo Teyze'yle tanıştırmak istedim"

"Seungmin'de gelmesin o zaman "

Felix kollarını tekrardan birbirine doladığında bana 'ciddi misin?' bakışlarından atmıştı.

Bunun üzerine ellerimi havaya kaldırarak suçsuzum der gibi yapmıştım.

"Boynuna ne oldu senin?"

"Boynum?"

Yanıma yaklaşarak ,

"Şurası morarmış"

dediğinde aniden gelen farkındalıkla elimi boynuma bastırdım.

"Sinek ısırmıştır ya"

demiştim.

"Hmm şimdi taşlar yerine oturuyor , anlamadık sanki"

Felix oturma odasına yönelirken bende yakalanmış olmanın utancıyla direkt kendimi banyoya atmış, ne zaman giyindiğimi veya giydirildiğimi hatırlamadığım kıyafetlerimden kurtulduğumda aynadan kendimi süzmüştüm.

"Hasiktir.."

Bedenimi baştan aşşağı incelerken tabloya döndüğümü farketmemle başımı öne eğdim. Ben bunları nasıl kapatacaktım?!

Vakit kaybetmeden sıcak bir duş almış ve giyinmek için odaya geçmiştim.

Gardolaptan çıkardığım gri boğazlı kazak, siyah sweat ve aynı şekilde siyah bir pantolonu yatağımın üzerine koyduğum sırada çalışma masamın üzerindeki küçük eczane poşedini görmüştüm.

Bunun benim olmadığına emin olduğum için poşedi incelediğim sırada içinde birkaç ağrı kesici ve ufak bir not olduğunu gördüm.

Minho'dan olduğunu düşündüğüm notu açtığımda düzgün el yazısını okudum.

"İşlerim olduğu için çıkmak zorunda kaldım özür dilerim sincabım. İlaçlarını al ve ayrıca dolapta senin için bir paket var onu güzelce ye"

İs not it enough ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin