17

150 24 26
                                    

2 gün sonra

"ahh"

"İyi misin?"

"Galiba"

Elimdeki iğneyi çekmeceye kaldırırken Jeongin'i harap etmiş olan kediye baktım.

"Neden uslu durmuyorsun bitti işte"

Bunun üzerine kedi bir kere daha tısladığında zar zorda olsa kafesine koyarak sahibine teslim etmiştik.

Sonrasındaysa Jeongin'e ilk yardım malzemelerini alarak eline pansuman yapmaya başlamıştım.

"Aaa Jisung yavaş yanıyor"

Bir yandan pamukla silip bir yandan da üflerken açılan kapıyla içeriye giren kişiye dönmüştüm.

"Selam"

Yaklaşık 1.68 boylarında, hafif kaslı olan bedeni süzmüştüm.

"Hoşgeldin Changbin Hyung"

"Hoşbuldum"

Changbin mi? Acaba Minho'yu arayan kişi bu olabilir miydi?

"Merhaba sen yeni başladın galiba. Ben Changbin memnun oldum "

Bana uzattığı elini hafifçe sıktığımda aynı şekilde karşılık verdim.

"Jisung"

Gülümsediğinde beni es geçerek Jeongin'in yanına oturdu.

"Elin fena olmuş "

Jeongin omuz silkmişti.

"Önemli bişey yok , her zamanki gibi "

Bunun üzerine Changbin, Jeongin 'in elini kaldırarak çiziklerin üstünü öpmüştü.

Gördüğüm kadarıyla yakın olmalılardı.

"İçecek birşeyler almıştım ister misin?"

"Olurrr"

Jeongin onu onayladığında oturduğu yerden kalkmıştı.

"Jisung sen"

"Olur teşekkürler"

Kafasını aşşağı yukarı salladığında odadan çıkmıştı. Bende onun çıkmasını fırsat bilerek hâlâ hayranlıkla arkasından bakan Jeongin'e yaklaşmıştım.

"O kim?"

"Changbin Hyung mu?"

"Evet, yani yakın görünüyordunuz. Çıkıyor musunuz?"

"Hmm hayır , İkimizde birbirimizden hoşlanıyoruz ama kimse ilk adımı atmıyor gibi birşey "

"Oh anladım peki şey.."

"Ney?"

"Bu Changbin Hyung ve Minho'nun bir bağlantısı var mı?"

"Ahh onlar kuzenler"

"Kuzenler mi? Peki sen? "

"Ben aileden değilim sadece burada çalışmaya başladıktan sonra buradakilerle yakınlaştım. Minho'ya gelirsek de bunu benim söylemem doğru olmaz sanırım "

Ve yine onun hakkında bilmediğim tonlarca şey..

Tam ağzımı açıp birşey diyeceğim sırada Changbin elinde tepsiyle içeri gelmişti.

Cebimdeki telefonu çıkararak saate baktım. 15.30 'du, yani daha bir buçuk saatim vardı.

Önüme uzatılan kahveden bir yudum aldım.

"Eee Jisung sen kaç yaşındasın?"

"20"

"20 miiii!?"

İs not it enough ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin