7

208 28 35
                                    

"NEYMİS EFENDİM YARAĞIM GÖZÜKÜYOMUŞ!"

"Neyin gözüküyormuş"

"YARR- Ayyy Jisung beni nerenle dinliyosun ya ! Kapatıyorum baybay"

Yüzüme kapanan telefonla gözlerimi devirdim. Tamı tamına 57 dakikadır Felix'in Hyunjin'le olan gereksiz kavgasını dinliyordum.

Felix gri eşofman giydiği için Hyunjin yarakın gözüküyor diyip kavga çıkarmış cart curt.

Yerimden hafifçe doğruldum ve televizyonu kapattım.

Saate baktığımda 11'e geldiğini gördüm . Heyecanla yerimden kalkmaya çalışsam da bugün tüm evi temizlediğim için belim ağrımaya başlamıştı.

Hızla mutfağa giderek ağrı kesici attım ve dolaptaki fıstık ezmesini alarak yatak odasına geçtim. Kapının arkasındaki sırt çantamı alarak içine eşyalarımı koymaya başladım. Üstümdeki pijamadan kurtularak siyah eşofman ve siyah bir sweet giydim.

Boy aynasından kendime baktığımda güzel gözüktüğümü farkettim ama birazcık göz altlarım şişmişti.

Makyaj masasına oturarak çekmeceden çıkardığım kapatıcıyı göz altlarıma sürerek ani farkındalığım karşısında duraksadım. Ben ne ara kendime bu kadar özen gösterir olmuştum?

Felix'in dedikleri aklıma dolarken kapatıcıyı bırakarak odadan çıktım.

Hayır Jisung hayır. Minho için hazırlanmadın hayır.

Kendi kendime tekrar ettiğim cümlelerle ayakkabımı giyerek evden çıktım. Ve sorna geri döndüm çünkü fıstık ezmesi için kaşık almamıştım. Eve geri girdiğimde ayakkabılarımı çıkarma zahmetinde bulunmadan direkt mutfağa adımladım.

Tamam , sadece onun hakkında bir şeyler öğrenmek için bunları yapıyorum. Başka birşey yok. Kesinlikle.

Kaşığı peçete sararak çantama attığımda yeniden evden çıkmış ve merdivenlere yönelmiştim.

Merdivenleri çıkarken çatı kapısının açık olduğunu farketmiştim. Gelmişti.

İçimi nedensiz bir heyecan kaplarken kapıdan içeri girdiğimde köşeye döndüm. Her zamanki gibi duvarın üstünde oturmuş yıldızları seyrediyordu.

Aklıma ilk gün ki görüntüler dolarken gülümseyerek yanına adımladım.

"Merhaba Bayım. Sizde mi yıldızları izlemeye geldiniz?"

Şaşkınla bana dönerken ne yaptığımı anlamış bir şekilde o da gülümsedi.

"Hayır, yıldız olmaya geldim"

Arkasını dönerek duvardan atladığında yere oturarak sırtını duvara yasladı.

Meraklı gözlerle onu izlerken bakışları benimle buluştu.

"Otobüs bekliyorsun herhalde?"

diyerek yanını patpatladığında sırıtmama engel olamayarak yanına gittim ve oturdum.

Kafasını bana çevirdiğinde bir süre yüzümü inceledi.

Dik dik bakarak beni incelemesi yanaklarıma alev basmasına neden olurken bakışlarımı kaçırdım.

Fakat yeniden dönmüştüm çünkü yüzümde hissettiğim eller yeniden ona dönmemi sağlamıştı.

Yüzümün iki yanına sabitlediği ellerindeki baş parmakları göz altlarımı okşuyordu. Kalbimin delicesine atarken nefes almaya çalıştım.

Sakin ol Jisung, sakin!

"Kapatıcıyı iyi dağıtamamışsın"

söylediği şeylerle derin bir nefes vermiştim. Doğru ya! Ne düşünmüştüm..

İs not it enough ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin