15

152 25 20
                                    

"Hadi çıkalım"

Sabahtan beri götümde dönen Minho'yla artık bıkkınlık gelirken elimdeki fincanı sertçe tezgaha bıraktım.

"Bilmem farkında mısın ama çalışıyorum!"

"Farkındayım. Ama benim iş yerimde çalışıyorsun o yüzden ben istersem istediğin vakit çıkarsın"

"Hayır. Bayan Seo'nun iş yerinde çalışıyorum"

"Aynı şey. Ha annemin ha benim"

"Minho saçmalama istersen , daha ilk günden işten kaytarmayacağım ! Boşuna uğraşma"

"İyi bekle o zaman"

Mutfaktan çıkarken sadece sabır diledim. Nedenini bilmediğim bir şekilde bugün fazla yakın davranıyordu. Hemde fazla yakın.

Kanayan elime musluğu açarak su tuttum. Son gelen kedi fenaydı.

Yüzüme de su çarpacağım sırada Seo Teyze mutfağa girdi. Tabi arkasından da Minho .

"Jisung bugün erken çıkabilirsin . Hem seni ilk iş gününden yormayayım"

"Ama-"

"Minho'ya yardım et sen zaten gitmesine az kaldı . Hadi size iyi eğlenceler "

Seo Teyze kapıdan çıkarken yüzünde zafer gülümsemesiyle yanıma gelen Minho'yla kaşlarımı çattım.

"Ona ne söyledin?"

Minho kollarına birbirine dolayarak kalçasını tezgaha yasladı.

"Yeni kıyafet almak için yardıma ihtiyacım olduğunu ve senin tarzın güzel olduğu için yardıma ihtiyaç duyduğuma dair birkaç şey "

dediğinde 'ciddi misin?' bakışlarını atmıştım.

"Ee hadi çok oyalanıyorsun"

Minho yaslandığı yerden doğrularak yanıma gelmiş ve tek hamlede üstümdeki önlüğü çıkarmıştı.

Sandalyenin üstündeki çantamı da tek eliyle alırken elimi tutarak beni merdivenlere doğru sürüklemişti.

"Bugün neden böylesin?"

"Nasılmışım?"

"Garip. Düne göre çok garip"

"Hmm"

Adımları yavaşlarken durduğunda benden tarafa dönmüştü.

"Benim bildiğim Minho sert tavırlı biriydi bir günde ne değişmiş olabilir ki?"

Söylediğimle düşünür gibi yaparak boşta kalan elini çenesine koyduğunda diğer elini şıklatarak sanki cevabı bulmuş gibi bana dönmüştü.

"Ağlaman hoşuma gitti"

"Ne?"

"Diyorumki seni ağlarken görmek o gün akşam çok hoşuma gitti. Bu yüzden ağlarsan felan tekrar görmek için seninle takılmaya karar verdim"

Dedikleriyle ağzım iki karış açılmıştı.

"Bu nasıl bahane aminakoyayım"

Minho omuz silktiğinde elimden çekiştirerek merdivenleri inmiştik.

Girişte Felix'i gördüğümde bakışlarını direkt birlikte olan ellerimize kaymıştı.

"Ohh Felix ben çıkıyorum sen işini hallettin mi?"

"Aynen bende Hyunjin'i bekliyorum yemeğe gideceğiz"

"Ah tamam be- Minho bir dur . Hey kime diyorum . Felix görüşürüzz"

İs not it enough ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin