4

266 35 47
                                    

Burnuma gelen kokuyla uyandığımda yavaşça gözlerimi araladım. Felix birşeyler hazırlıyor olmalıydı. Yarı uykulu yarı uyanık halimle kokuyu ayırt etmeye çalışıyordum.
Bir saniye bu yanık kokusu muydu?

Aniden yerimden fırladığımda içeriden gelen dumanı görmemle ayağımı umursamayarak yerimden sıçradım.

Sekeleye sekeleye mutfağa girdiğimde fırından gelen dumanların arasından fırının fişini çekerek kapağını açtım.

Yüzüme firar eden dumanlar karşısında öksürük krizine girmişken kapının açılma sesiyle elinde ekmeklerle içeri Felix girdi.

"But still I want it more, more, more
I gave a second chance to Cupi-
LAN BURDA NOLUYO "

"ANANIN ŞEYİ OLUYO FELİX "

"Jisung evin yanıyor "

Hızla eline bir havlu aldığında tek eliyle burnunu tıkarken tek eliylede fırında ki tepsinin üzerine vurarak alevleri söndürmeye başlamıştı. Bende o sırada camları açmış boğucu havanın gitmesi için olanak sağlamıştım.

"Felix sen gerizekalı mısın? Fırına birşey koyup gitmekde nedir! Hadi ya uyanamasaydım? Hem senin elinin ayarı brownieden başka birşeye tutmuyo anla artık"

"Off! Ne biliyim ben hemen yanacağını, Ekmek almaya gitmiştim . Benim güzel çöreğimm"

diyerek mızmızlandığında kafasına bir tane geçirdim. Mutfaktan kendimi dışarı attığımda diğer odalarında penceresini açtım. Temiz hava içeri dolarken tek dileğim birinin itfaiyeyi aramamış olmasıydı.
Ah Felix ahh.. ne diye kalmana izin verdiysem.

Bir süre soluklarımı düzene sokmak için pencerenin kenarında beklediğim arkamdan adım sesleri yükselmişti.

"Yalnız yanmasaymış güzel olucakmış"

diyerek elinde fırın tepsisiyle yanıma gelen Felix'e gözlerimi devirdim.
Yemin ederim bu çocukta kromozom eksikliği var!

"Felixcim . O tepsiyi müsait bir yerlerine sokucam şimdi "

dediklerimle ağzı beş karış açılırken tek elini de açık olan ağzını kapatarak ayıplarcasına baktı.

"Aaaa! Ne diyosun terbiyesiz. Tersinden kalktın bugün herhalde "

Yeniden mutfağa geri döndüğünde bende pencerenin başından ayrıldım.

İkinci kinci bir yangın vakası olmaması için peşinden gittiğimde pert olmuş fırınıma baktım. Aldığım günden beri kullanmaya kıyamadığım fırınım şuan hurda haldeydi.

Felix çay için ocağa su koymuş bir yandanda yanıkları temizlemeye çalışıyordu.

"Üzülme Jisung ben sana fırın alırım. Bu arada ne yiyelim?"

sorduğu soruyla sesli bir nefes verdiğimde elimle şakaklarımı ovmaya başladım.

"Ne yersin bilmem ama, az daha zorlarsan dayak yicen"

diyerek mutfaktan kışkışladığımda tezgahın üstündeki çikolatayı almayıda ihmal etmemiştim.

İki elimide belimin iki yanına sabitlediğimde bıkkınlıkla mutfağıma baktım.

Belkide dün gece onu eve almak doğru bir karar değildi. Gerçekten de onun bana bakacağına inanmış mıydım?
Daha kendisine zor baktığına emindim.

Suyun kaynamaya başlamasıyla bende bardak ve kahvaltıları masaya koymaya başlamıştım.

Yaklaşık yarım saatin ardından herşeyi hazırladığımda Felix'i çağırdım.

İs not it enough ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin