10

174 22 10
                                    

Sabah yüzüme vuran gün ışığıyla gözlerimi yavaşça araladım. Bir süre nerede olduğumu idrak etmekle uğraşırken yerimden doğruldum.

Kanepede uyuduğum için birazcık belim ağrımıştı ama sorun değildi çünkü Felix'le uyursam kesinle sabah ağzımda bir adet ayakla uyanabilirdim. Bu yüzden seçimim yüzünden kendimi bir kez daha tebrik ettim.

Yavaşça yattığım yerden doğrularak ayaklarımı yere sabitledim ve lavaboya doğru ilerledim.

Elimi yüzümü iyice yıkadıktan sonra aynada kendimi bir süre inceledim.

Gece gözüme giren yastıktan dolayı hafif kızarmış olan gözüme baktım. İç çekerek ağır adımlarla lavabodan çıktım ve Felix'in odasına doğru ilerledim.

Kapıyı tıklatma ihtiyacı duymadan yavaşça açarken içeride Hyunjin'i esir almış bir adet Felix gördüm. İşte bu yüzden Felix'le uyumak bana işkence gibi geliyordu, temassız uyuyamıyordu.

Küçücük bedeniyle resmen çocuğun tüm vücudunu kaplamıştı. Ayaklarını ayaklarının üstüne atmış, kollarını da beline dolamış adeta ayıcığa sarılır gibi sarılmıştı. Hyunjinin'de ondan pek farkı yoktu. Tek kolu Felix'in başının altındayken tek koluda belindeki elinin üstündeydi.

Onların bu haline gülümserken hızla salona koşarak telefonumu aldım ve geri döndüm. Uyandırmamak amacıyla telefonu sessize aldığımda fotoğraflarını çektim ve kapıyı kapattım.

Elimdeki kozla gülümseyerek  mutfağa geçtim.

Krep yapmak için yerlerini ezbere bildiğim malzemeleri çıkardım. Felix genelde benim yaptığım yemeklere bayılırdı  hatta bir keresinde Yuna teyzeden bile güzel yaptığımı söylemişti. İnkar etmedim çünkü gerçekten bu konuda başarısız olduğunu söyleyemezdim.

Malzemeleri derin bir kaba boşaltarak çırpmaya başladım. Tabiki de bunu yaparken canımın sıkılmaması için şarkı da açmıştım. Bir yandan şarkıyı mırıldanırken bir yandan da krepleri yapıyordum.

"Fourty days and fourty nights
I waited for a girl like you to come and save my life
All the days I waited for you
You know the ones who said I'd never find someone like youuu"

Artık sadece söylemekle kalmamış dans da etmeye başlamıştım. Bazen böyle kendi halim de takılmak hoşuma gidiyordu .

Krep sosunu tavaya döktüm. Ayağım yere ritimli bir şekilde vuruyordu.

"....

You were out of my league
Got my heartbeat racing
If I die, don't wake me
'Cause you are more than just a dream"

Kendi kendime mırıldanmaya devam ederken farkında olmadan bitirmiş olduğum krep tabağına baktım.

Tabağı elime alarak dolaptan bal çıkardım ve kreplerin üstünde kısaca gezdirdim.

Krepleri masaya koyarak kahvaltılıkları da masaya dizdim. Sıra içeride horul horul uyuyan çifte kumruları uyandırmak olduğu içeri gittim.

Bu sefer pozisyon değiştirmişlerdi. İkiside yüz yüze gelecek şekilde yan dönmüş. Felix'in ayakları Hyunjin 'in ayaklarının arasında kaybolmuştu.
Cüsse farkına bakınca bile insanın gülesi geliyordu. Felix adeta Hyunjin'in yanında karınca gibi kalmıştı.

İs not it enough ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin