24.Bölüm

1.1K 27 9
                                    


Nalan öleli 1 hafta olmuştu acısı dün gibi icimde hayat çok kısaydı bir kaç saat önce gülüşünü eglendigkmiz arkadaşımızı bir kaç gün sonra toprağa koymuştuk zoruma gidiyordu benim sevdiğim kişiler beni terk edince kalbim acıyordu Alpaslan nasıldı kim bilir ya Poyraz o nasıldır asıl bir kaç saat önce evlenme teklifi ettiği kız şuan toprağın altında onun kadar kimsenin canı yanmıyordu şuan Alpaslan zor tutuyordur onu bu dünyayı yakmak istiyordur kesin ben poyrazı bilirim o artık bizim eglendigimiz bizi eğlendiren bir Poyraz olmayacak artık o öldü nalanla birlikte gömdük o toprağa o herseye rağmen acısını göstermeyen hayat dolu bizi güldüren çocuk öldü...

Bugün modellik çekimim vardı hiç halim yoktu ama gitmek zorundaydım makyajımı yaptıktan sonra odamdan çıktım evrimi gördüm onunda benden farksız bir yanı yoktu
"İşe gidiyorum ben" dedim olumlu anlamda başını salladı sadece konuşmadı omuzlarından tutup kendime döndürdüm
"Evrim" diye mırıldandım gözlerini gözlerime sabitledi
"Kendine gel" nalan için böyleydi evrim de çok severdi nalanı hatta benden çok alev ve nalan genelle evrime takılırlardı
"Aklımdan çıkmıyor" dedi mırıldanarak eliyle başına vurdu
"Buradan çıkmıyor elisa" dedi anliyordum onun için zordu zar zor kendine gelip sarıldım
"Güçlü olmak zorundayız" saçlarını sevdim evrim ise gözyaşlarını serbest bıraktı
"Nalan bizim güçlü olmamız ister değil mi?" Olumlu anlamda başını salladı yüzüne baktım ellerimi yanaklarına koydum okşadım benim de canım yanıyordu hemde çok yanıyordu bunu evrime belli edersem daha çok yıkılırdı onu toparlamam zor olurdu gözyaşlarını sildim
"Şimdi benim ise gitmem gerek gelince konuşuruz yine" olumlu anlamda başını salladı birbirimize sımsıkı sarıldık ayakkabılarımı giyip kendimi dışarı attım derin derin nefes aldım hava biraz soğuktu buz gibi soğuk rüzgar yüzüme çarptı gözlerimi kapatıp derin derin nefes almaya başladım soğuk hava yüzüme carptikca kendime geliyordum sanki bu soğuk havayı yiyince hersey daha güzel olacakmış gibi geliyordu

******
Soyunma odasında alevle birlikte oturuyorduk nalan da çok istiyordu beni fotoğrafa çekimlerin de görmeyi bu düşünce aklıma gelince derinden ofladım
"Elisa kendine gelmek zorundasın" aleve baktığım da gözleri kan çanağı dönmüştü en yakın arkadaşıydı nalan
"Gelemiyorum alev" diye mırıldandım aleve döndüm
"Alpaslan nasıl?" Diye sordum merakla bir kaç sefa aradığım da açmamıştı telefonlarımı
"Delirdi her yerde yapanı arıyor" dedi sözüne devam etti
"Bir de" dedi durakladı merakla sözüne devam etmesini bekledim kalbim acı acı atıyordu yine yine mi birsey olmuştu
"Bir de ne?"
"Poyraz abi ortalıkta yok onu arıyorlar" bu daha kötüydü alpalsan köpürmüştür iyice poyraz acısını dindirmek için saklanmayı mi tercih ettirdi bu benim tanıdığım Poyraz değildi ne olursa olsun kacmazdı benim tanıdığım Poyraz ama onu yargılanıyor çok sevdiği bir insanı kaybetti ben hiç sevdiğim bir insanı kaybetmemistim bu zamana kadar kaybedince ne yapılır bilmem saklanır miyim? Kaçar miyim? Yoksa deli gibi feryad mi ederim? Bilmiyordum yani

Bugün abiye tarzı çekimlerinin vardı kızlı erkekli kırmızı bir elbise giydim kalcama kadar yırtmaçı vardı makyajım ve saçım hazır olduktan sonra çekim yerine geldik barış bey yanımıza geldi
"Ha elisa hazır mısın", olumlu anlamda başımı salladım bir erkeği yanıma çağırdı
"Bu senin panterin bugün beraber çekim yapacaksınız" dedi elimi cocugs uzattım çocuk zaten gözlerini benden ayırmıyordu gülümsedim
"Elisa ben" elimden tutup dudaklarına götürdü
"Hakan bende" gülümsedim
"Menmun oldum" dedim elimi hemen çektim
"Bende" dedi boğazını temizledi
"Çekime geçelim mi?" Diye sordu alev minnetle gülümsedim bitse de gitsem diye düşünüyordum ilk cekimim olacaktı heyecanlıydım elbet ama içim buruktu birsey yapasım gelmiyordu

Hakanla yan yana geçtik fotoğrafçı bizi yönlendiriyordu barış ve alev kahve içerek bizi seyrediyordu
"Evet hakancıgım,elisanin belinden tut kendine biraz daha yaklaş" dedi ne zaten dip dibeyiz hakan bana gülümsedi belimden tutup kendine doğru çekti dudaklarimiz çok yakındı sıcak nefesini dudaklarıma üfledi zorlukla yutkundum hakanın gözleri dudaklarıma takıldı gülümsedi ne yapıyordu bu asam böyle kaşlarım çatık bir şekilde baktım
"Ne yapıyorsun sen" kıkırdadı
"Poz veriyorum" dedi çapkın bir şekilde baktı
"Harikasınız,hakancıgım şimdi elisayi biraz yatır gözlerinin içine bak" dedi hakan beni hafif bir şekilde yatırdı hâla çok yakındık bu yakınlık beni zorluyordu Alpaslan bizi böyle görse ne yapardı kesin bizi parça parca edip dağıtırdi

EFULİM+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin