25.Bölüm

872 20 7
                                    


Olaylar olalı iki ay olmuştu Alpaslan az daha olsa poyrazın yokluğuna alışmıştı ona olabildiğince destek olmaya çalışıyordum tabi bu aralar kuduruklugu tuttu o ayrı duştan çıkıp üstümü giyindim saçlarımı kurutttuktan sonra aşağıya mutfağa indim annemle evrim kahvaltı ediyorlardı beni görünce iki kafa birden bana döndü evrim gulumseyerek selam verdi annem ise yüzüme bakmıyordu bana kırgındı neyime kirgindi eskisi gibi istediklerine yapmadığıma mi yoksa ayaklarımın üstünde durduğuma mi kızıyordu. Çay doldurup yerime oturdum yumurta kokusu burnuma dolunca midem bulandı bu aralar mide bulantılarım vardı herhalde usuttum ya da hava değişikliğindendir
"İyi misin?" Diye sordu evrim telaşla annem de bana döndü gözlerindeki Korkuyla bana bakıyordu
"İyiyim" diye mırıldandım hic iştahım yoktu bu yüzden sadece bir çay içmek istedim
"Yesene birseyler" dedi annem ona bakış geri önüme döndüm
"Canım istemiyor" diye mırıldandım
"Yüzün bembeyaz ama" omuzlarımı silktim

"Alpaslanla gorusuyor musun elisa" dedi annem zorlukla çayımı yudumladım cevap vermeyince kaslarini catik bir şekilde bana baktı
"Akıllanmazsın sen" dedi sinirlendim
"Anne ben kötü birsey yapmadım" anlamıyorlardı bu benim canımı acitiyorlsedı sanki keyfimden tanıştım ben alpaslanla
"Kardeşim için böyle birsey yaptım" dedim sinirle
"Neden onunla görüştün tekrar"
"Sevdim!" Diye bağırdım
"Bana da yalan söyledin,benimle tanıştırdın" desi dişlerinin arasında bikkinlikla yüzümü sivazladim
"Sana yalan söylemedim" dedim
"Ceo olarak tanıttı sende onayladin " gülümsedim yalan değildi alpaslanın sirketi vardı zaten
"Ee yalan değil annecim Alpaslan bir ceo kendi şirketleri var" dedim masadan kalktım
"Sana evlat acısı yaşatmamak için uğraştım ama görüyorum ki teşekkür edeceğinize hala soyleniyorsunuz" dedim annem elini masaya vurdu
"Yeter! Sana çok yüz verdim küçük hanım" kırgın bir şekilde güldüm hiç yüz vermemişti ki bana evet seviyorlardı istediğim birsey olunca alıyorlardı ama dünyayı serseler önüme sevgilerini gostermedikten sonra neye yarardı ki birsey demeden kapıya doğru yürüdüm
"Elisa Alpaslandan ayrılacaksın yoksa babana söylerim!" Cevap vermeden kapıyı sertçe kapattım burnum sızladı gözlerim onu burulastı tek tek göz yaşlarım döküldü bu aralar fazla hassastim durduk yere ağladığım falan oluyordu reglim yaklaşıyor olabilirdi

*******
Emrah(Dayı)
Yegenlerimden ayrılıp evimde doğru gittim dileğin varlığına o kadar çok alışmıştım ki her gün dua ediyordum içimden gitmemesi için içimdeki hisler büyüyordu gün geçtikçe bir yandan düşmanlarla uğraşıp bir yandan dileğe belli etmemek çok zordu ama öğrenirse benden korkacaksın ve uzaklaşarak sevgi ve kızlarla tanistirdim sevgi çok sevmişti dileği hayta bana dönüp dedi ki "çok mutlu oldum seninde kalbini dolduracak kadını bulduğun için mutluluğu hak ediyorsun" dedi yengem mutlu olmamdan mutluydu

Eve girdiğim de dilek koltukta oturmus ağlıyordu hızlı adımlarla yanına gittim ellerini tuttum
"Ne oldu?" Diye sordum oni böyle görmek yüreğimi parcaliyordu kırmızı olmuş gözlerle bana baktı cevap vermedi sadece baktı
"Dilek,ne oldu" adını söylemek ağzıma güzel tat bırakıyordu hickirdi
"Eniştem" dedi kaslarimi catok bir şekilde onu dinliyordum
"Yine beni buldu ve tehdit ediyor" bu adam çok oluyordu artık ellerimi yumruk yaptım çenemi sıkmaktan çenem ağrı girdi
"Beni orospuluk yapmakla suçladı bekar bir adım evinde çalıştığım için" dedi zor konuşuyordu ayağa kalktım şaşkınlıkla yüzüme baktı
"Nereye gidiyorsun" Korkuyla sordu kendimi gülümsemek için zorladım
"Telefon edip geleceğim"
"Birsey yapmayacaksın demi" olumsuz şekilde başını salladı dilek buna inanmayacak baktı bende daha fazla yanına durmadan dışarıya çıktım

Hemen emrenin numarasını çevirdim bir iki çalışta açtı
"Buyur dayı" dedi
"Emre koçum Sana işim dustu" sesimden anlamıştı sinirli olduğumu
"Soyle dayı emrin başım gözüm üstüne" dedi
"Sana bir ad soyad vereceğim işini bitir ama böyle vurarak falan değil fazla uyuşturucu fazla alkolden falan öldür" dedim dileğin benim parmağım olduğunu bilsin istemedim ad soyadı verdim emre tamam diyip telefonu kapattı içeriye gittiğim de dilek beni bekliyordu yanına oturup tekrar ellerini tuttum bir insan bir insanın ellerini tutunca ruhunu isitabilir mi benim ısınıyordu işte
"Ne oldu?" Diye sordu dilek
"İş için telefonla konuştum" dilek ağzını açıp cevap verecekken sozunu kestim
"Merak etme hersey çok güzel olacak" dilek bana inanmayarak baktı
"Evlenin benimle" dedim birden ağzımdan çıkmıştı dilek şaşkınlıkla yüzüme baktı
"Ne" diye mırıldandı Emrah kendine gel oğlum ne evliliği
"Sizi koruyum seni sinanı benimle evli olursanız kimse size dokunamaz" dedim canımdan böle korurdum onları dilek ellerini çekti ayağa fırladı
"Si-siz ne dediğinin farkında mısın?" Diye sordu olumlu anlamda başımı salladım dilek iç çekti sinirini yatıştırmak için gözlerini kapatıp açtı
"Siz beni çok yanlış anladınız ben buraya size hizmet için geldim evlenmek için değil" dediğime pişman olmuştum sözüne devam etti
"Sizd karşı hiçbir şey hissetmiyorum siz benim patronumsunuz" dedi kalbim kırıldı bana karşı birsey hissetmediğini bastıra bastıra söyledi bunu biliyordum ama söylemesine gerek yoktu karşısına dikildim vuracagimdan mi korktu bilmiyorum iki adım geri attı
"Özür dilerim o niyetle söylemedim" dedim boğazımı temizledim
"Bende size birseyler hissetmiyorum sadece koruma iç güdesligim meydana çıkıyor" dedim cevap vermeden çıkmak istedim bu konuşma devam ederse kalbimi parçalamaktan yok olacaktı kapıya doğru ilerledim arkamdan iki çift göz baktigi hissettim hızlı bir şekilde çıktım oradan havayı içime çektim ne olacaktı be oğlum sen seviyorsun diye o da mı sevecekti seni kimse sevmez dayı seni kendini kandırma

EFULİM+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin