Byeong genç kadının ağlamaktan şişmiş ve kızarmış gözlerine baktı.
"min-yeon,min-yeon ölmüş..."
byeong'un yanağından süzülen yaşlar,sadece 1 gün hatta 2 saat boyunca gördüğü küçük bir çocuk içindi.
"Sejeong..."
o da konuşamıyordu,dili tutulmuştu.Kim ne diyebilirdi ki böyle bir durumda?o saatlerce konuşsa da Sejeong için birşey farketmeyecekti,faydası olmayacakti.
sadece tekrar sarılmakla yetindi,sıkı sıkı.Hiç bırakmayacakmış gibi.
Sejeong'u sakinleştirmeye çalıştı.Yarım saat sonra genç kadının sadece hafif hıçkırıkları ve durduramadığı ufak tefek göz yaşları kalınca arabaya ilerlediler.
hala başı döndüğü için Byeong onu tutuyordu yürürken.
yolda konuşmadılar.ikisi de sessizce ağladı.byeong Sejeong'un yanında ağlamak istemiyordu.zaten üzgün olan kadını daha fazla hüzünlendirmek en son isteyeceği şey bile değildi.
sessiz bir yolculuktan sonra eve geldiklerinde Sejeong uyumuştu.
Byeong inip onun kapısını açtı,kemerini çıkartıp çantasından anahtarı buldu.daaha sonra genç kadını kucağına alıp eve girdi.
Sejeong'u yatağa bırakıp üstünü örttükten sonra gözünden süzülen yaşı sildi.Uykusunda bile hala ağlıyordu.
anahtarı yatağın yanindaki komodine bırakıp gidecekken Sejeong'un mırıltılarını duydu.
"gitme,sen de bırakma beni"
yarı uyanık,yarı uykudaydı.
Byeong geri dönüp yatağın yanına çöktü bu sefer.
"ben seni asla bırakmam.sen iyi ol yeter."
tanıdık gelen bu sözlere Sejeong gülümsemek istese de gülümseyemiyordu.O küçücük kız şuan toprağın altına girmeye hazırlanırken o gülmeyi hak etmediğini düşünüyordu.
"söz ver,min-yeon gibi sen de beni bırakmayacağına söz ver,lütfen"
Byeong gözünde yaşlarla gülümsedi.
"söz veriyorum Sejeong,gökle yer birleşse,bu dünya yok olsa,ölecek bile olsam yine bırakmayacağım seni."
bu cümlelerle Sejeong yine ağlamaya başlamıştı.byeong o uyuyana kadar başında bekledi.ertesi gün çekim vardı ve sejeong'un sete nasıl bu halde geleceğini düşünüyordu.
genç kadın sonunda uykuya dalarken Byeong saçlarını okşadı,huzur vermek ister gibi.
saat çok geç olduğundan aşağı indi.
...
sabah Sejeong alarmla uyandı.Kahvaltı hazırlamak için iki katlı evin ilk katına indiğinde masanın çoktan hazırlanmış olduğunu gördü.
şaşırmıştı ama kimin yaptığını tahmin edebiliyordu.
arkasında Byeong'un nefesini hissedince irkildi.
"günaydın"
ona döndü.byeong'a gülümsemek,onu mutlu etmek istiyordu ama istese de yapamıyordu.o yüzden sadece sarıldı.
kahvaltı masasına geçtiklerinde başta ikisi de hiçbir şey yemedi.
"Sejeong,yapma böyle hadi lütfen"
elinde değildi,dayanamıyordu.
"Byeong,gerçekten kasıtlı yapmıyorum.Dayanamıyorum,o toprağın altında yatmaya hazırlanırken ben burada gülüp eğlenmeye,hayatıma devam etmeye utanıyorum.ona haksızlık ediyormuşum gibi geliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
every night//kim sejeong & cho byeong kyu
Fanfictionkim sejeong evinin duvarına tam uyacak mükemmel tabloyu bulmakla beraber,hayallerindeki kişiyi de bulmuştu.