Sejeong telaşla yataktan kalktı,hızlıca hazırlandı ve şirkete doğru ilerledi.Kim çekmişti bu lanet olası fotoğrafları?
Fotoğraflarda Byeong'la sevgili gibi gözükmeseler de magazindi bu işte,insanların dikkatini çekmek için binbir türlü yalan uyduruyorlardi.
Kendi başına dert almasının yanında Byeong'a da ne diyeceğini bilmiyordu.O kadar dikkat etmesine rağmen onu nasıl bulduklarını hâlâ anlamış değildi.
Şirkete vardığında CEO ile görüşmek istediğini iletti.Sejeong'un başına genelde böyle şeyler gelmezdi,sadece şarkıları ve kendi başarısıyla gündeme otururdu.Bu yüzden alışık olmadığı bu durumda CEO'nun ne tepki vereceğini de kestiremiyordu.
İçeri girdiğinde CEO ayakta sinirle diğerlerine birşeyler anlatiyordu."Geldi işte"Jihyo ayaklanıp Sejeong'un yanına geldi ve sarıldı.Bilerek yapmadığını biliyordu.Yıllardır aynı şirkettelerdi,bu zamana kadar Sejeong hakkında böyle bir haber ne görmüş,ne de duymuştu.
"Sejeong bu fotoğraflar,bu haberler ne?Sen bizi delirtmek mi istiyorsun?"Ne yapacağını bilmiyordu zavallı kız.Üstüne üstlük bu belayı başına kendi almıştı ama ne garip ki geçirdiği o günden bir gram pişman hissetmiyordu.
"Benim bilerek yaptığım birşey yok.Özel hayatımda arkadaşlarımla rahatça görüşemeyecek miyim?"CEO gittikçe sinirlenirken ne yapacağını düşünüyordu.Sejeong ise kendini ifade etmeye çalışıyordu."Ayrıca benim sevgilim olsa ne olur?Şirkette böyle bir kural yok.Sevgili serbest değil mi?Evet belki sevgilim değil ama olsa ne olur?"
CEO kendini tutamayıp sinirle bağırdı."Sejeong yeter sus artık!"Bağırışla irkilen Sejeong'a Jihyo daha sıkı sarılmıştı.Şu lanet olası CEO'ları gerçekten korkutucuydu ve ne yapacağı belli olmuyordu."Siz de şu haberlerin bir an önce kaldırılmasını sağlayın.Hiçbir yerde hiçbir şey kalmasın.Anlaşıldı mı?Kafayı yiyeceğim tam da dizi teklifi gelmişken."
Çalışanlar onaylayıp işlerine döndüler.Sejeong dizi mevzusunu merak etse de birşey diyemedi."Bu kadar yeter.Eğer hâlâ mesleğine devam etmek istiyorsan o çocuğu bul ve seninle açıklama yapması için ikna et.Ha eğer ben yapmam diyorsan,o zaman Jihyo'yu da ,bizi de,mesleğini de unut."
Jihyo şaşkınlıkla CEO'ya saydırırken Sejeong'un beyninde kelimeler yankılanıyordu.Mesleğini çok seviyordu ve kaybetmek istemiyordu ama Byeong'a bunu yapamazdı.Fotoğraflardakinin o olduğu anlaşıldığında zavallı çocuk yeterince linçlenecekti zaten.
"Hayır" CEO ve Jihyo,Sejeong'a kitlendi."başka bir yol olmalı."
"Başka bir yol mu?Tanrım gerçekten öleceğim!"Sejeong hızlı adımlarla çıkıp giderken Jihyo arkasından koşuyordu.CEO ise hâlâ bağırmayı kesmemişti."Ne dizisiydi şu söylediği?"Jihyo başta anlamasa da daha sonra yeni çekimleri hatırladı.
"The Uncanny Counter diye bir dizi çıkacakmış.Seni role çok uygun bulmuşlar.Teklif geldi."Jihyo Sejeong'a gerçekten çok yakın olduğu için o Sejeong hakkında,Sejeong'da onun hakkında ne olup biterse bilirdi.
"Bussines Proposal'dan sonra tekrar bir aşk dizisi çekebileceğimi sanmıyorum aslında.Zor oluyor"Sejeong bu işi bir şekilde halledebileceğinden emindi bu yüzden bunu düşünüyordu.
"Sejeong,aşk dizisi değil aksiyon dizisi.Sence isminden aşk dizisi gibi görünüyor mu?İleride araya partnerlik katarlarsa bilemem ama şuanlık öyle birşey görünmüyor.Ya senin şuan başka şeyler düşünmen gerekmiyor mu?Mesela o kimdi,bana anlatman gerekmiyor mu?İlla soracak mıyım ya"
"İyi tamam gel şuraya geçelim anlatacağim"bir banka oturdular ve Sejeong baştan sona olanları anlattı.
"Hatta onu seninle görüştüreceğime de söz verdim.Bu olay çıkmasaydı seni arayacaktım.O da karşılığında sen ve ben için birer tablo yapacaktı ama hepsi yalan oldu tabii.Onunla birdaha görüşebileceğimi sanmıyorum.yazık oldu,çok eğlenceliydi.Yakışıklıydı da."Sejeong yukarı bakıp ofladı.Jihyo hâlâ düşündüğü şeye hayret ediyordu.
"Yani bu saatten sonra görüşemezsiniz de,hâlâ çocuk yakışıklıydı diyorsun Sejeong.Mesleğin söz konusu kızım,manyak mısın sen?"Jihyo saçmaladığını söylerken Sejeong onu duymuyordu bile.O gece de takılıp kalmıştı.
"Yani diyorum ki...Sen beni dinliyor musun?"
"Ha,ne?Of Jihyo çok eğlenmiştim o gün,tekrar yapmak için can atıyordum.Hatta neler yapacağımızı bile düşünmüştüm.Yemin ederim çok eğlenceli birisi ya!"Jihyo daha fazla dayanamayıp kendi alnına elini yapıştırdı."Ya yeter!Merak ettim he,tanışmak istiyorum ben de.Ama siz bir daha görüşemezsiniz değil mi?"Sejeong keyifsizce başını salladı.Jihyo ise kendi kendine mırıldanıyordu."Buldum!buldum,buldum,buulduuuuum!!"Jihyo yolun ortasında zıplayıp dururken Sejeong ona anlam veremiyordu.
"Ne,ne buldun?"
"Buldum iste kızım,çocuk çok yakışıklı demedin mi?Eğer gerçekten yakışıklıysa gideriz şirkete,oynayacağın diziye yan rol olarak falan isteriz.Senin de onunla tablo için tanışmış olduğunu,o yüzden onu ikna etmek için yemeğe çıkardığını söyleriz.Nasil fikir?Hem çocuğa da hayatında bir daha bulamayacağı bir firsat doğar?"
Basta ne kadar saçma gelse de sonrasında fikir Sejeong'un aklına yatmıştı.Hem Byeong'a karşı mahcup olmayacak,hem de mesleğini kaybetmeyecekti.Üstüne isterse her gün bile onunla görüşebilirdi.
"Aklınla bin yaşa Jihyo,çok seviyorum seni!"diyip hızlıca sarıldı genç kıza.
Şirketi ikna etmeleri kolaydı.Orasını hallettiklerinde yönetmenle ve diğerleriyle şirket konuşurdu.Geriye kalan tek şey,Byeong'u ikna etmekti...
Yine yağmurlar yine ben,sonunda bı çözüm buldular.Valla kırk saat nasıl cozecekler diye oturup dusundum aklıma bu geldi.700 kelimeyle bitiriyorummmm hoscakaliiiiiiiiiinnnn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
every night//kim sejeong & cho byeong kyu
Fanfickim sejeong evinin duvarına tam uyacak mükemmel tabloyu bulmakla beraber,hayallerindeki kişiyi de bulmuştu.