"You'll do this with me.."
İki Ay Sonra:
Bacaklarımda hissettiğim yer yer sızlamaların kalbimin heyecanla atmasını sağlamasına rağmen endişeyle arka bahçeye doğru sürmeye devam ettim sandalyemi.
Ağaçların sık olduğu küçük alana doğru ilerledim ve kalın gövdelerinin arkasına sığındım. Saklanmaya çalıştığım kişi James'ti.
Sebebi ise yürümeye çalışmayı denemekten korkmam ve onun bu konuda beni zorlamasıydı.
Sandalyemin arka kısmını ağaca dayayarak rahatlamaya çalıştım ancak çok geçmeden ayak sesleri duymamla kalp atışlarım tekrar hızlanmıştı.
Neden beni rahat bırakmıyordu ki?
"Hadi ama," dediğini duyduğumda sesi yakınlardan gelmişti. Beni nasıl bu kadar çabuk bulabilmişti ki? "Tekerleklerin toprak yolda iz yapıyor gerizekâlı, nereye gittiğin bariz belli."
Bu pislik adam uğruna içimden bile küfredip hanımefendiliğimi bozmayacaktım. Değmezdi bile. Yine de sessiz bir şekilde durmaya çalıştım.
"Hera," dediğinde küçük bir gülümseme oluştu dudaklarımda. Bu kadar küçük bir hareketi engellemek için bile yeteri kadar kuvvete sahip olamamıştım. "Hadi bırak şu inadı güzelim." Ne, güzelim mi?
Tek bir kelime beni binlerce senaryoya sürüklerken birden sandalyemin başka bir güç tarafından hareketlendirilmesiyle dudaklarımın arasından küçük bir çığlık koptu. "İşte buldum seni."
Açık alandan çıktığımız an önüme geçerek diz çökmüş ve boyumuzun aynı hizada olmasını sağlamıştı. "Kaçmayı bırak artık."
Kafamı dikleştirerek, "Kaçtığımı da kim söyledi?" diye sordum. "Ben tam buradayım."
Dudakları kıvrılıp bana alayla baktığını gördüğümde, gözlerini oyasım gelmişti. Ama hiç de hanımefendiliğimi bozamazdım bu şuursuz adam için. "Çocuk gibi ağaçların arasına kaçıp saklanan da dedemdi zaten, değil mi?"
Hissettiğim küçük çaplı şaşkınlık nedeniyle duraksadım. "Senin deden yaşıyor muydu ki?" Kendisi bile yüz yaşında değil miydi, ben mi yanlış hatırlıyordum?
Bakışları adeta deli olduğumu haykırırken, "Aptal mısın?" diye sordu. "Vampir soyundan falan geldiğimizi mi düşünüyorsun?"
"Yüz yaşındasın be adam!" dedim geri gitmeye çalışarak. "Vampir soyundan geliyor olsaydın daha mantıklı olurdu."
"Zırt pırt uzaylıların bastığı gezegende mantık mı arıyorsun cidden?" diye sorduğunda, hakkı vardı gerçekten. "Ayrıca ne yapmaya çalıştığını biliyorum. Beni sinirden delirterek bu durumdan faydalanıp, yine kaçacaksın değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PETRİCHOR ~Bucky Barnes
Fiksi PenggemarSmut warning⚠️ Petrichor: yağmur sonrası toprak kokusu Winter soldier yüzünden hem babasını, hem bacaklarını kaybeden Hera, vicdanından kurtulamayan Bucky Barnes'tan yalnızca onu rahat bırakmasını istiyordu.