30' ARADIĞINIZ KİŞİYE ŞUAN DA ULAŞILAMIYOR

62 8 6
                                    


*


"Aradığınız kişiye şuan da ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.." Kulağıma dayadığım telefondan gelen bu kaçıncı operatör mesajıydı bilmiyordum ama ısrarla aramaya devam ettim, içimde hissettiğim o korku duygusu açığa çıkıyordu her saniye, ardı arkası kesilmeyen aramalarım, sürekli meşgule düşen telefon hattı kalbimdeki sıkışmayı daha da arttırdı.

"Jimin!" sesimin gür çıkmasına özen göstererek benim odamın dışında masası bulunan ve benim için iş boyu oradan ayrılmayan asistanıma seslendim, duymasını ummuştum. Neden bağırdığımı bile bilmiyordum oysaki, masamdaki telefondan bir tuşla onu arasam hemen gelirdi.. kafam o kadar dalgın ve o kadar endişe doluydu ki içim, ne yaptığımı bile bilmiyordum.

"Bay Jeon.." beni duymadığını düşünerek yeniden bağırmak için dudaklarımı aralamıştım ama Jimin'in içeriye girmesiyle dudaklarımı yeniden sımsıkı kapattım, elimdeki telefonuma çevirdim bakışlarımı o girince, yeniden ekrandaki numaranın üzerinde bulunan arama butonuna tıklayıp titreyen elimle kulağıma götürdüm telefonu.. gözlerimi kapadım, Tanrı'ya içimden dualar ederek açması için yalvardım, o duymayı istemediğim ses doldu yeniden kulağıma. Sımsıkı tuttuğum telefonu kırmak istercesine daha da sıktım.

"Aradığınız kişiye şuan da ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar dene-" telefonu kulağımdan çekip masanın üzerine fırlatırcasına attığımda çıkan o şiddetli ses Jimin'i yerinden sıçratmıştı. Ellerimi masanın kenarlarına yaslayarak derin derin soluklandım, "Bay Jeon sorun ne?" diye sordu Jimin ürkekçe, kapının önünde duruyor içeriye adım atmaya korkuyordu sanki, sinirim, kızgınlığım ya da korkumun sebebi o değildi, ona karşı bir şeyim yoktu ama beni yanlış anlayıp onun yüzünden bu halde olduğumu sansın istemiyordum.

"Taehyung'a ulaşamıyorum." dedim doğrudan, lafı gevelemenin, uzatmanın bir anlamı yoktu, ulaşamıyordum sevgilime ve nerede olduğunu bilmiyordum. Nefeslerimin sıklığı, ellerimi yasladığım masanın kenarlarını sıkmama neden oldu, parmak boğumlarım sıkmaktan beyazlamıştı.

"N-nasıl?" diye sordu endişeyle, şimdi kapının önünde dikilmeyi kesmiş, odanın içine doğru adımlamaya başlamıştı, "ulaşamıyorum Jimin, dün gece gitti ve hala ondan bir haber alamadım, telefonlarımı açmıyor, mesajlarıma bakmıyor.." hemen arkamda duran sandalyeye düşercesine oturdum, dizlerimde güç kalmamıştı.

"Nereye gittiğini biliyor musunuz?" diye sordu masamın önüne kadar gelerek, oturmak yerine ayakta dikilmeyi seçmişti, tedirgindi ve bu tedirginliği gözlerine yansımıştı, elleriyle oynamaya başlamış ne yapacağına dair soruları beyninde tartıyormuş gibi düşünmeye adamıştı kendini.

"Bilmiyorum.. kahretsin ki bilmiyorum.." dedim dişlerimin arasından, çok korkuyordum, çok sinirliydim, çok kızgındım.. ama Taehyung'a değildi kızgınlığım, babasınaydı.

"Kavga mı ettiniz bay Jeon? neden gitti durduk yere, isterseniz Yoongi'ye haber vereyim belki o biliyordur nerede olduğunu.." arka arkaya sıraladığı fikirleri, soruları durmadan söylüyor bir sağa bir sola bakıp duruyordu.

"Kavga etmedik.." dedim sakinlemiş gibi, gücüm tükenmişti, tüm yaşam enerjim çekilmiş gibiydi. Nefesim içimde takılıyor, ciğerlerime ulaşmamak için direniyordu sanki. "Kavga etmedik, o.." söylemeli miydim bilmiyordum, kimsenin bilmesini istemiyordu, şimdi nasıl Jimin'e babasıyla buluşmaya gitti derdim..

"Benim için Yoongi'yi arar mısın?" Dedim söylemek istediğim şeyi geri iterek, Taehyung'un istediğini yapacak ve kimseye bir şey söylemeyecektim.

"Ararım tabi ki.." dedi hiç düşünmeden, "başka bir şey ister misiniz.. elimden ne gelirse yapmaya çalışırım.."

"Teşekkür ederim, sadece Yoongi'yle konuşmak istiyorum belki o bir şeyler biliyordur.." düşüncelerimin komikliği ama umutsuzca buna tutunmam beni aciz ve aptal mı gösteriyordu bilmiyordum, umurumda da değildi. Tek istediğim Taehyung'a ulaşabilmekti, parmak uçlarıma kadar karıncalanıyordu bedenim..

I KNOW YOU | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin