10' RAHATSIZ OLMADIM

118 11 2
                                    




*

"Hey.. Jungkook.." sırtımda hissettiğim el öyle garip hissettiriyordu ki, hangi korkuma odaklanmam gerektiğini bilmiyordum, kendi isteğimle girdiğim kollarının arasından nasıl çıkmam gerektiğini de bilmiyordum, ve bunu istemiyordum da.

Kollarının arasından çıkmayı hiç istemedim.

Bu nasıl bir duyguydu böyle? Ne hissedeceğimi bilmiyor, nasıl davranmam gerektiğini anlamıyordum. Korkuyordum sadece, çok korkuyordum. Ama sanki sığındığım yer güvenli bir alanmış gibi hissettirmişti, sanki orada, göğsünde bana hiçbir şey, hiç kimse zarar veremez gibiydi.

Derin derin nefesler alıyordum, hem tir tir titriyordum hem de vücudum soğuk terler döküyordu.

"Sakinleş.. korkma.. bak çıkacağız buradan.." duyduklarım yeterli değildi, zaten o da ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu, eli ayağına dolaşmış ona bir anda sarılan bir bedenle ne yapacağını şaşırmış gibiydi ki bunun nedeni benim başından beri ona karşı olan tavrımdan dolayıydı. Ondan kaçarken, bana dokunmasını istemezken bir anda kollarının arasına girmiştim.

Saçlarımda hissettiğim dokunuşla irkildim bu defa. Hayatımda ilk kez saçlarımda bir el hissettim. Şefkatli dokunuşlarını bana sunan bir el. Sımsıkı kapattığım gözlerimi o dokunuşla, o hisle bana açtırmayı başaran bir el.

"Daha iyi misin?" Ona dönüp baktığımda gözlerinde gördüğüm şey endişeydi, korkuydu.. çok iyi bildiğim için bu duyguyu tanımıştım. Bulunduğum duruma baktım, gözlerimi gezdirdim üzerimizde.

Geri çekildim, istemesem de geri çekildim.

"İyiyim.. iyiyim.. ben.. şey.. " cümleleri toparlamaya çalışıyordum, kelimeler hiç bu kadar yabancı olmamıştı bana, ben her gün konuşurdum kendimle, kendimle dertleşirdim. Yabancı olmazdı bana kelimeler.

"Tamam sorun yok, bak birileri fark edecek, koskoca şirket.. eminim sorun her neyse hemen düzeltilir, korkma lütfen.." normalde olsa birisi asansörde kaldığı için korktuğunda ona gülünür değil mi? Dalgaya falan vurulur bu durum, peki neden benim olduğum durum bu kadar korkutuyor? Bu kadar endişelendiriyor? Ben bu kadar acınası mı görünüyorum? Evet.. ben bu kadar acınası ve zayıf biriyim.

Güçsüz kollarımdan ne kadar destek alabilirsem o kadar destek alarak geri çekildim asansörün zemininde otururken, aynı şekilde benim gibi çöküp oturmuş olan Kim Taehyung'a baktım korkuyla, yere koyduğu telefonundan el fenerini açmış zifiri karanlık olan asansörü az da olsa aydınlatmayı başarmıştı.

"Teşekkür ederim." Diyebildim, geri çekilip asansörün en köşesine sindiğimde üzerimdeki bakışlarını çekmeden o da benim gibi geri yaslandı. Yüzünde hafif bir tebessüm gördüğüme emindim. Dokunmuyordu bana, ben izin vermeden, ben dokunmadan bana dokunmuyordu.

"Bu korkunun sebebi yanlış anlama lütfen beni.. kapalı alan korkusu mu?" Bu soruyu ciddi olarak sormadığını bizi hiç tanımayan biri kulak misafiri olsa bile anlardı. Duymak istemediği cevabı verecektim ona. "Hayır." Dedim, duvarlarımı sağlamlaştırmayı düşünen ben, ona karşı cephe almayı düşünen ben şimdi ona en saf haliyle doğruyu söyleyecektim. Yalandan hoşlanmazdım çünkü.

"Karanlık." Dedim dizlerimi kendime çekip kollarımı dizlerime sardığımda, "karanlık korkutuyor beni.."

Kafasını salladı, yaklaşmak istiyordu bana. Anlayabiliyordum ama ne o ne de ben ikimizde durumun tuhaflığıyla düzgün hareket edemiyorduk. Ben korkumla savaşıyordum, o ise savaşı sonlandırmak için çabalıyor gibiydi.

"Doğru zaman değil biliyorum.." dedi çekingence, "ama seninle gerçekten konuşmak istediğim şeyler var.." tek bacağını boylu boyunca yere sermiş bir dizini kendine çekip oturmuştu karşımda, kolu kaldırdığı dizine yaslı duruyordu, konuşurken bana bakmıyordu, bende zaten ona bakamıyordum.. "sen diye hitap ediyorum ama rahatsız olmuyorsun değil mi?" Dedi bu defa, kafamı sağa sola hayır anlamında sallayıp cevap verdim ona, yeri izliyordum, gariptir ki içimdeki korku varlığını hissettirmiyordu bana, unutturmuştu kendini.

"Buradan çıktığımız an seni hastaneye götüreceğim ve sonra uzun bir konuşma yapacağız." Dedi keskin bir dille, her ne kadar keskin konuşuyor olsa da altındaki naifliği, o yumuşak tonu hissedebilmiştim. "Emrivaki yapmaktan hiç hoşlanan biri değilim, birbirimizi tanımıyoruz bile ama ben seni tanıdığıma eminim, ilk gördüğüm an da tanıdım seni ve içimdeki bir ses bana sürekli seninle konuşmamı söylüyor.. ne konuşacağımı bile bilmiyorum ama sürekli olarak beynim bana seni hatırlatıyor, git konuş diyor ama ne konuşacağımı söylemiyor.." dedi açıkça her şeyi bir bir söyleyerek, içinde tutmaktan sıkılmış gibiydi.

"Ben de tanıyorum.." diye mırıldandım, "ama bilmiyorum nereden tanıdığımı.." beni duyduğuna emindim, kısık sesle konuşuyor olsam da asansörün içinde sadece biz vardık ve küçücük alanda beni duymuyor olması imkansızdı. Cevap vermedi bana, hiçbir şey söylemedi.

"Daha iyisin.." dedi dakikalar geçtikten sonra, "biraz daha konuşalım ister misin?" diye sordu, benimle böyle açık açık konuşmasının nedeni beni rahatlatmak için miydi? Öyleyse işe yaramıştı, yaşadığım şaşkınlıkla yerde sabit tuttuğum bakışlarımı bir anda Kim Taehyung'a çevirdim, ona döndüğümde bana bakıyor olması anlık kalbimdeki atışı değiştirmişti ama bu defa korkudan değildi sanırım.. korku değildi hissettiğim. Korku değildi.

"Neden bana iyi davranıyorsunuz?" diye sordum aniden, beynimde dolaşan ve virüs gibi tüm her yere yayılan o soruyu sormuştum bir anda, cevabını merak ediyordum, "benim normal biri olmadığımı kendiniz gördünüz.. bana acıdığınız için mi böylesiniz? Bay Kim.. ben acınası bir insanım biliyorum ama lütfen bana acıdığınız için yanımda olmayın, ben.." devam edecektim konuşmama ama yine sözüm asansörün bu kez hareket etmesiyle kesildi, ışıklar yanmış asansör eski haline dönüp çalışmaya başlamıştı.

Panikle bir anda ayağa fırlayıp üzerimi düzeltmeye çabaladım, Kim Taehyung hala yerde oturuyor az önce tuhaf bir cesaretle söylediğim şeylerin etkisinden çıkmaya çalışıyordu.

Birkaç saniye geçtikten sonra ayağa kalktı benim gibi, konuşmuyordu.

Lanet olasıca beynim, benimle oyun oynuyordu ve yine dönmeyi istemişti, dengemi koruyamadım. Arkamdaki asansör demirine tutunmak istedim bir an ama elimi attığımda boşluğa denk geldiği için tutunamadım.

Belimde hissettiğim şeyle ayakta durmayı başarabilmiştim, Kim Taehyung kolunu belime sarmış düşmemi engellemişti. Rahatsız olmadım, ona baktığımda kolunu çekmek için hareketlendi ama izin vermedim, kolu belimde dursun istedim, kolu belimdeyken ayakta kalabileceğimi biliyordum çünkü.

Kendimle çeliştiğimi biliyordum ama neden böyle davrandığımı henüz çözememiştim.

I KNOW YOU | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin