16' ŞİMDİ GEÇMİŞİN ACISI BİTECEK Mİ?

109 12 2
                                    


Sevdiniz mi hikayeyi? 

Yorum yapıp oylamayı unutmayın lütfen, çok kalp..


*

Şimdi bitecek mi geçmişin acısı? Dinecek mi her şey.. durulacak mı o sonsuz dalgalar? Kesilecek mi bütün ses.. susacak mı karanlık düşünceler?

Olmayacak.

Geçmişimin kara gölgesi bırakmayacak asla peşimi.

Ama belki durulur, sakinleşir o hırçın sular, belki de huzuru tadarım az da olsa, belki de.. susar zihnim biraz.

O kadar karmaşığım ki, hangi düşüncemi dinlesem bir diğeri çığlık atıyor beynimde, birbirine karışıyor her şey, sesler susmuyor.

Taehyung önümde çökmüş oturuyor ama ona neyi nasıl anlatsam bilmiyorum, keşke anlatmadan anlayabilse beni, keşke o karanlık günü ona bu kadar anlatmak isterken, ağzımı açmaktan korkmasam. Susarak konuşabilsem keşke onunla, sessizlikte bağırsam.

"Ben.." dedim elimi yüzünden çekerek, ortamın garipliği, onu tanımışlığın verdiği tuhaf his, yaptıklarım, farkında olmadan söylediklerim, her şey o kadar garipti ki etrafıma bakınmaktan alamadım kendimi, rüyadaymışım gibi hissettim. Hâlâ uyuyormuşum gibiydi, uyanamamışım gibi.

"Özür dilerim.." dedim, bana bakışı yumuşaktı, gözlerinde gördüğüm şefkat içimi rahatlatıyordu ama bu yetmezdi onun garip bakışlarını engellemeye, anlamıyordu çünkü, bana öyle bir bakıyordu ki, bende anlayamıyordum.

"Hayır hayır.." geri çekilip ayağa kalktı, "özür dileme, neden özür diliyorsun.. asıl ben.." dedi arkasını dönerek, tuhaftı, ona beni kurtardığını söylediğimden beri bir garip davranmaya başlamıştı, zoraki gülümsüyordu sanki, rahatsız olmuş gibiydi.. "ben özür dilerim senden."

Ona öyle çok güveniyordum ki, ona olan bağlılığımı öyle bir hissettim ki engel olamadım kendime bu konuda, rüyalarımdaki çocuğa aşıktım ben, ben Kim Taehyung'a aşıktım öyle mi?

Ama ben daha hiç tanımıyordum ki onu.

"Neden?" Dedim, merakla. Benden neden özür dilediğini merak etmiştim doğal olarak, geri çekilip masamın önündeki koltuklara oturdu, endişeliydi sanki üzgün gibiydi, tedirgindi. İnsanların duygularını anlamakta pek iyi değildim ama karşımdaki çocuk ayna misali yansıtıyordu her bir duygusunu ya da ben hissediyordum her birini, bilmiyorum.

"Sana daha önce gelemediğim için." Dedi, içimde o an kopan fırtına, durulan suları ayağa kaldırdı. Sanki gökyüzüm yeryüzüne karıştı, yer göğe, gök dalgalara kapıldı.

"O.." dedim kekeleyerek, "O ne demek öyle.." diye mırıldandım hemen sonrasında.

"Ben.." derin bir nefes aldı, daha az önce oturduğu koltuktan kalktı yine, ellerini nereye koyacağını bilemiyor, ne söyleyeceğini kestiremiyor gibiydi. "Sen Jeon Jungkook.. ben nasıl söylemem gerektiğini bilmiyorum." Dedi, yine önüme geldi, yeniden çöküp oturdu karşıma, sandalyemi çevirip ona döndüm, merakla gözlerine bakıyordum, çekmiyordum gözlerimi ondan, istemiyordum. Hep ona bakmak istemiştim, hayatımın bundan sonraki döneminde hep onu görmek istemiştim. Bir hayatım olacaksa onunla olsun istemiştim.

"Ben.." dedi, tam söyleyecekti, tam açılacaktı, hazırlanmıştı ama o an kapımın çalınmasıyla susmak zorunda kaldı, kafasını çalınan kapıya çevirdiğinde benim 'gir' dememe kalmadan Jimin içeriye girmiş, ağzını açıp söyleyeceği neyse onu söylemek için bana döndüğünde ağzının açık kalmasıyla kapının önünde öylece kalakalmıştı.

I KNOW YOU | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin