17' 12 MAYIS 2009

102 12 5
                                    




*

Yarım saat içinde başlaması gereken toplantı ertelenmiş, gelen iş adamları bekleme salonuna alınmış bir an önce toplantının başlaması için bekletiliyorlardı.

"Ben iyiyim gerçekten." dedim yanımda oturan Taehyung'a bakarak, yaklaşık yarım saat önce yaşadığımız o garip tetiklenme anı onu bir hayli etkilemişti, Jimin odamın bir köşesinde durmuş bekliyordu korkulu gözlerle bana bakarak, ilk defa, bu şirketin başına geçtiğim andan beri ilk defa beni bu şekilde görmüştü, aslında görmemişti teknik olarak, sadece sesleri duyup odaya girdiğinde bana ağlayarak sarılan Taehyung'u ve yerde oturan beni gördüğünde ufak bir şok yaşamış, endişelenmişti ve dakikalardır gözlerini ayırmadan bana bakıyordu. Sürekli olarak sert mizaçlı bir Jungkook gördüğü için, çaresiz, acınası ve korku dolu gözlerle etrafa bakan Jungkook ona çok garip gelmiş olmalıydı.

"Biraz daha bekleyebilirler." dedi Taehyung, ısrarla burada durmam için bir şeyler söylüyor, elindeki su şişesinden su içmem için uğraşıyordu. Diyemedim, bu benim sürekli olarak başıma geliyor, ben alışkınım diyemedim.

"Aslında.." diyerek çekildiği köşesinden sessizce çıkarak yanımıza gelen Jimin'e döndü bakışlarımız, "daha fazla beklemeyeceklerini söylediler." elindeki tableti hafifçe kaldırıp ikimize gösterdikten sonra gelen bildirim sesiyle bakışlarını tabletine çevirdi, "ve gerçekten beklemiyorlar, 10 dakika içinde toplantı başlamazsa tüm sözleşmeleri iptal edip şirketle olan anlaşmaları bozacaklarını söylemişler."

Bakışlarım Taehyung'a döndü, "siktirip gidebilirler Jimin, bunu ilet." Dedi düşünmeden. Tamam, anlıyordum. Endişeliydi, korkmuştu ve gerçekten kötü etkilemişti benim durumum onu farkındaydım ama adamların hiçbir şeyden haberi yokken ve dakikalardır boş yere bekletiliyorlarken böyle bir tepkiyle onları şirketten göndermek biraz kötü bir durumdu aslında.

"Bay Jeon?" Jimin'in gözleri bana döndü, ne de olsa son sözü söylemesi gereken kişi bendim.

"Beklemek istemiyorlarsa gidebilirler, ama 10 dakika içinde toplantının başlayacağını da ekle." Dedim Taehyung'a bakmadan, nedense çekinmiştim bir an. Sanki bana kötü kötü bakıyormuş gibi gelmişti. "sen kendini iyi hissedene kadar seni bu odadan çıkarmayacağım." Dedi, yine bakmadım ona, daha doğrusu bakamadım, gözlerim bir bende bir de Taehyung arasında mekik dokuyan Jimin'deydi. "İyiyim ben.." dedim mırıldanıp.

"Ben söylediklerinizi aynen iletiyorum, Bay kim'in dediği hariç.." anlık bakışlarını ona çevirip yeniden bana döndü, "ben ofisime dönüyorum, acil bir şey olduğunda lütfen haber verin." Diyerek ve başıyla selam vererek odamdan çıktı.

"Senin yerine toplantıya ben katılabilirim sadece, sonuçta ortağız artık yokluğunu sorgulamaya hakları yok." Dedi Taehyung, ellerime odakladım gözlerimi, başımı kaldırıp ona bakmaktan çekiniyordum çünkü. Az önce yaşananlar kalbimi acıtmıştı, az önce yaşanan o garip an içimde bir yerlerde olmaması gereken bir duyguyu uyandırmıştı sanki. Ben birine karşı sevgi beslemeyi bilmiyordum ve sanırım karşımdaki bu çocuk o duyguyu uyandırmıştı.

Sevgi. Böyle bir şey miydi? Gözünden akan bir damla yaş bile kalbimi sızlatmıştı, kollarının arasındayken hissettiğim titreme onun canının yandığını belli ederken benim de canım yanmıştı.

Tanımadığım ama tanıdığımı hissettiğim, tanıdığımı sandığım birine karşı sevgi beslemek normal miydi? Ya da benim ki sadece merak ve bu duygulara yabancı olduğum için yalancı bir his miydi?

"Evet." Dedi ben konuşmayınca, "sen bekliyorsun, burada dinleneceksin ben toplantıya senin yerine katılacağım." Bir anda ayaklandı, sonunda gözlerimi ellerimden çekmeyi başarıp ona dönmüştüm.

I KNOW YOU | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin