18' BENİ BÖYLE KABUL EDER MİSİN?

106 12 5
                                    


Yorum ve beğeniyi unutmayın lütfen, yorumlarınız benim için çok değerli..



*

Günler geçti, saniyeler, dakikalar geçti. İnsanlar milyon kez nefes alıp verdi, ağaçlar yapraklarını özgürlüğe kavuşturdu.

Bazı insanlar sevdiklerine kavuştu, bazıları ömrünün sonundayken, bazıları bu dünyaya yeni açtı gözlerini. Bu iğrenç dünyaya yeni gelen ruhlar, neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlardı tabi..

Zaman aktı, bulutlar gitti, vakit değişti ve sular sakinledi. Azgın denizin durulmaz dalgaları kesildi.

Ben mi? Ben aynıydım. Tek bir farkla. Hayatım aynı akışına devam ederken soğuk ve terk edilmiş bir kasabanın asfaltındaki ufacık çatlaktan doğan bir çiçek gibi hayatıma giren Kim Taehyung vardı şimdi yanımda.

Kabuslarımın koruyucu meleği, renksiz hayatıma renk getirmişti şimdi. Gökkuşağını hissediyordu kalbim, renklerine bulanmış içimdeki karanlığa inadına kafa tutuyordu ve birbirlerine karşı büyük bir savaşa girmişlerdi.

Renkler kazansın istedim.

Korkunç bir fırtınanın ardından kara bulutlar dağıldığında açığa çıkan bir gökkuşağı gibi, hayatımı aydınlatmıştı Kim Taehyung.

Evimde oturuyordum şimdi, şirketteki işlerimi bitirmiş gece yarısını geçen bir saatte eve atmıştım kendimi.

Uyuyamıyordum zaten, uzun zamandır uyuyamıyordum bu yüzden bazı zamanlar gece yarılarına kadar şirkette oturur, halledilecek işlerimi hallederdim. Çok yoğun bir programım olmuyordu genelde ama kendimi meşgul edecek şeyler buluyordum her zaman.

Kim Taehyung şirketime ortak olduğundan beri işlerim de hafiflemişti, Jimin ikimiz arasında mekik dokuyor, sürekli olarak şirket içi çalışmaları bize aktarıyordu, genelini de Kim Taehyung üstleniyordu.

Telefonum çaldı, tüm düşüncelerimden beni sıyırıp alan o gür sesi aradım bir süre, telefonumu nereye bıraktığımı bile bilmiyordum, evin balkonunda oturuyor ve saatlerdir önümdeki manzarayı seyrediyordum, gökyüzünü, gökyüzünü aydınlatan kocaman ay'daydı gözlerim.

Hızla kalkıp telefonumu aramaya koyuldum, her zaman ki gibi çalışma masamın üzerinde, dosyaların altında kalmıştı.

Ters dönmüş telefonu elimde aldığımda arayan kişinin kim olduğunu başta görmemiştim, gecenin bu geç saatinde beni arayan kimse de olmazdı normalde, belki Jimin? Bir kaç kez yoğun geçen iş programındayken aramıştı ama şuan bir yoğunluğumuz yoktu.

Bir diğer tahmin ettiğim isimdi arayan.

Kim Taehyung.

"Efendim?" Dedim ellerim titreyerek açtığım telefonu kulağıma götürdüğümde, kalbimin ritmi değişmişti ismi gördüğümde.

"Rahatsız ediyorum bu saatte kusura bakma.." kulağıma dolan tok ses çok sakindi, "uyumuyordun değil mi?"

"Uyumuyordum." Dedim, uzun zamandır diyemedim.

"Beni de uyku tutmadı.." derin bir nefes aldı, sadece durmuş onu dinliyordum sessizce, "acaba.." dedi hemen sonrasında, söylemek istediği şeyi çekinerek söylüyordu.

"Yürüyüşe çıkalım ister misin?" Bir anda sordu, böyle bir şey sormasını beklemiyordum ve doğal olarak üzerimdeki şaşkınlık yüzünden susup kalmıştım.

"İstemiyorsan.. sorun değ-" sözünü kesip araya girdim aniden, "isterim." Dedim, "yani.. yürüyüşe çıkmayı isterim olur."

Neşeyle soluk verdi, "Tamam o zaman.. hem.. dondurma yeriz.." gülümsememe engel olamadım. İlk defa böyle hissetmiştim. Sıcacık.. kalbim yumuşamış gibi, huzurlu.

I KNOW YOU | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin