Yedinci katın kapısı Lee Felix yaklaştığında açıldı kendiliğinden, kıyametini tanımaz mıydı hiç cehennemin en derini? Sessizce, çaresiz bir yavaşlıkla karşıladı sonunu. Yakıcı bir hava yayıldı anında, kat tanıdı sahibini ve yeni meleğini.
Birkaç adım attılar, her adımları yankılandı katın rahatsız edici girişinde. Sonra durdu Hwang Hyunjin. Meleğine döndü, dudaklarında gururlu bir gülümseme vardı. Omuzları her zamankinden dik, bakışları hep olduğu gibi sertti.
"Kırmızı ışıklar..." derken çukurlar taştı hırsla. "...ve yakıcı alevler. Küçüğüm, işte evimiz. Şehvet Meleği'sin artık, Şehvet Meleği'm."
Felix'in mavi saçlarına oldukça tersi bu isim. Yine de gururla taşıyacaktı, şeytanı ona layık görmüşken nasıl reddedebilirdi?
Melek ilerledi, etrafta gezindi gözleri. Bu kat diğerlerinden daha derindi. Her adım biraz daha dibe batırıyordu meleği. "Son kat." dedi prens. "En büyük günahlar, en büyük acılar. Bu katın bir sonu yok, meleğim. Bizim odamız ise bu sonsuzluğun ortasında. Çünkü sonsuz olan biziz."
Meleğin elini tutup yürüttü onu uçsuz bucaksız katta. Gözlerini kapattı bir anlığına, açtığında alevleri çoktan ele geçirmişti karanlık harelerini. Diplerinden en ucuna kadar parlak bir sarıya döndü saç telleri. Felix şaşırdı, tek rengi kırmızı sanmıştı. "Nasıl?" diye sordu merakla.
Şeytan durdu. İfadesiz gözlerine tezat, kibirle gerildi şehvetten dudakları. "Ben," dedi, ellerini iki yana açarken değişen kıyafetleriyle eş zamanlı. "Şehvetin Prensi'yim." Başında tacı belirdi. Muhteşemdi. "Arzuladığım her şeyi yaratabilirim."
Lee Felix'in nutku tutuldu, aralanan dudakları tek bir kelimeye bile can veremiyordu. Karşısındaki şeytan öyle kusursuz görünüyordu ki bütün cehennemin kalbi olduğu bakışlarındaki karanlıktan belliydi.
İnce belini saran, ateşten yapıldığı hissiyatını veren iddialı bir korse ancak onda bu kadar iyi durabilirdi. Kibir günahı ikinci bir şeytana ancak bu kadar yakışır, kıskançlığı yalnızca o Jeongin kadar iyi yayabilirdi. Öfke kırmızısını Chris'ten başka yalnızca o taşıyabilir, Changbin kadar güçlü ve aynı zamanda Seungmin kadar zarif durmayı bir tek o başarabilirdi. Açgözlü değildi, etrafındakilere bu günahı yaşatacak kadar güzeldi. En güçlü şeytan olmasının kesinlikle bir sebebi vardı.
Sarı saçlarına mükemmel bir buyum sağlayan tacı Tanrı'yla dalga geçer gibi gösterişsizdi. Süse ihtiyacım yok, diyordu sanki şeytan. Senden her türlü daha iyiyim. Ve de günahı altında eziyordu yaratıcısının dinini.
"Lee Felix." dedi meleği düşüncelerinden kurtarmak ister gibi. "Kırmızı ve mavinin uyumsuzluğundan mı korktun?" Parmak uçlarını değdirdi meleğin pürüzsüz yüzünde. "Korkma, küçüğüm." Elini uzattı boşluğa, etrafını dikenler saran bir ayna yükseldi orada. Meleği aynanın önüne götürdü, arkadan sarıldı incecik beline. "Nasıl yaratıldığımız önemli değil. Tüm evrende bizden daha uyumlu kimse yok."
Fısıltısı ürküttü meleği. İnce ve uzun parmakları yeniden tırmandı Felix'in yüzüne. Okşadı sakince, kirliydi bakışları; oysa melek hiç bu kadar temiz hissetmemişti.
"Kırmızı ışıklar..." dedi. Meleğin saçları yeniden değiştirdi rengini. "...ve yakıcı alevler." Artık Lee Felix'in de saçları sarı, başında zarif bir taç vardı. "Şehvet Prensi ve Şehvet Meleği." diye fısıldadı şeytan. "Birbirimiz için yaratıldık, meleğim. Bırak, ruhun karışsın ruhuma."
Şeytan öptü meleğinin dudaklarını şehvetle. Kan karıştı zevke, cehennem inledi arzularına ses olarak. Karşı konulmazdı. Hwang Hyunjin kesinlikle günahların en cezbedici olanıydı.
El ele geçtiler sonsuz cehennemin her köşesinden. Melek yeni saçlarıyla birlikte yeni hislerle de tanıştı her bir adımında. Sonra, bir şey oldu; şeytan bile korktu. Cehennem çukurlarından biri taştı emir almadan. Lee Felix'in elinde tuttuğu kanat figürü yaktı onu, inledi melek acıyla. Yere düştü figür, oysa meleğin sırtına ateşlerden işlenen kanat dövmesi onun eseriydi.
Kanatlarınıza kavuşacağınız an, ateşler uyaracak sizi. Han Jisung, Açgözlülüğün Prensi. Çok geç olmadan kaçın. Biliyordu. Han, gerçekten kehanete dair bir şeyler biliyordu.
Lee Felix olanları anladığında ise çok geçti. Zira şeytanı ve kendisine ait olması gereken yatakta uzanan ölü meleğin çıplak bedeni ve kendisini bekler gibi havada süzülen kanatlar, pek iyi şeylere işaret değildi.
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red lights | hyunlix (ARA VERİLDİ)
FanfictionYedi cehennem prensi, bir ve tek eril melek. Bir kehanet, ortak yazılmış kader ve aşktan kopan kıyamet. Hwang Hyunjin, Şehvet Prensi. Ve Lee Felix, meleklerin sudan güzeli. "Kırmızı ışıklar ve yakıcı alevler... İşte evin, küçüğüm. Meleğin doğuşuna ş...