(...)
Öksürerek gözlerimi açtığımda nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Dazai'nin ve olanların bir kabus olmasını istiyordum ama değildi.
Burası tıpkı depo gibi karanlık ve tozlu bir yerdi. Üstelik çok havasızdı ve bu yüzden durmadan öksürüyordum. Sanarım tahtadan yapılma külübe benzeri bir şeydi. Yandaki küçük pencereden sızan ay ışığından gece olduğunu anlamıştım.
Hareket etmek istedim ama yapamadım. Dikkatli baktığımda el ve ayak bileklerimden zincirlerle duvara bağlı olduğumu gördüm.
Birden kapı açıldı. Yoksa Dazai miydi?
( BİRKAÇ SAAT ÖNCE )
( DAZAİ...)
Arabamdan inip ceketime sardığım arkadaki baygın çocuğu kucağıma aldım ve eve doğru ilerlemeye başladım.
Bu küçük velet benim için sürpriz olmuştu. Eğer düşündüğüm kişi oysa ömrüm boyunca beklediğim an gelmiş demektir...
Eve girmeden önce arka bahçeye gittim. Junichiro ve Kenji kamelyada oturmuş sohbet ediyorlardı. Beni görünce yanıma geldiler. Çok şaşırdıkları anlaşılıyordu.
Jh. Dazai senpai... Hoş geldiniz, acaba-
Dz. Ne soracağını biliyorum Junichiro ama uzun hikaye. Öncelikle sen şimdi gidip içerden battaniye ve yastık alıyorsun, Naomi'ye de sıcak bir şeyler hazırlamasını söyle. Sana gelince Kenji, beni takip et...
Junichiro içeri giderken Kenji peşimden gelmeye başladı.
Dz. Ahşap külübenin anahtarlarını çıkar Kenji.
Duyduğum tıngırtı sesinden anahtarları çıkardığını anlamıştım. Külübenin önüne gelince durdum.
Dz. Kapıyı aç.
Kj. Şey, işinize karışmak gibi olmasın senpai ama bence burası... Ona uygun değil...
Kaşlarım çatılsa da bu minik civcivin haklı olduğunu biliyordum.
Dz. Biliyorum Kenji. Zaten o yüzden Junichiro'dan battaniye istedim. Hem merak etme,hep orada kalması gerekmeyecek...
Kj. O zaman onu boş odalardan birine-
Dz. KENJİ! Az önce dediklerimi duymadın sanarım? Ben izin verene kadar burada kalacak, sen de akıl vereceğine kapıyı aç hadi!
Kenji ben bağırınca az kalsın elindeki anahtarı düşürecekti. Ona daha önce hiç bağırmadığım için korkmuş olmalı... Aptal Dazai, durup dururken ne bağırıyorsun çocuğa?
Kenji kapıyı açınca içeri girip çocuğu yerdeki eskimiş ,ama temiz, minderin üstüne bırakıp kapının yanındaki Kenji'nin yanına döndüm. Bana bakmıyorudu. Elimi omzuna koyup dönmesini sağladım. Gözleri parlıyordu, ağlıyor muydu?
Dz. Kenji! Ne oldu?
Elleri ile hızlıca yanaklarını silmeye başladı.
Kj. Sorun yok senpai. Sadece toz-
Ellerini tutup onu durdurdum.
Dz. Kenji... Bak, az önce biraz sinirlerim bozuktu ama... Özür dilerim sana bağırmak istememiştim.
Ellerimle yanaklarındaki gözyaşlarını silerken gülümsediğini görmek daha iyi hissettirdi.
Kj. Sorun değil senpai, unuttum bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE IN İMPOSSİBLE _DAZATSU
DiversosYetim Atsushi Nakajima ve mafya Osamu Dazai... Shipler : Dazatsu Chuuaku Ranpoe Odango !!!! UYARI!!!!! KÜFÜR, ZORBALIK, ŞİDDET, TACİZ, CİNSELLİK, ERKEKLERİN HAMİLE OLABİLMESİ VS UYGUNSUZ ŞEYLER OLACAKTIR RAHATSIZ OLACAKLAR OKUMASIN!!!!!