" Yeni Ailem... "

157 9 42
                                    

(...)

Ne kadar zaman geçtiğini bilmeden Mori'nin işkencelerine maruz kalmıştım. Boynumda, kollarımda, omzumda, ellerimde hatta bacaklarım ve yüzümde bir sürü dayak ve kesik izi vardı. Üstelik arada adamları dokunamasalar bile sözleriyle ve bakarak beni taciz ediyorlardı.

Bıkmıştım tek kelimeyle...

Keşke gerçekten Dazai'nin dediği gibi yetimhanede geberip gitseydim. Ölmeyi bile beceremiyorum...

Senpailerim ne yapıyor acaba? Kesin gittiğimi anlamışlardır. Onlar çok özlemiştim. Hatta gariptir ki Dazai'yi bile özledim...

Mori beni yakında öldürüceğini söyleyip duruyor ama galiba ondan önce acılarım öldürecek beni...

Ne olacaksa hızlıca olup bitsin işte...

Gözümden gelen yaşlarla bunları düşünüyordum. Şu an bulunduğum yerde tektim. Birden ensemde bir nefesin sıcaklığını hissettim ve o sesi duydum.

Dz. Atsushi... Benim Dazai...

Dazai mi?

Normalde olsa korkardım ama şu an buna sevinmiştim. Arkama dönüp ona bakmak istedim ama çok sıkı bağlanmıştım. Galiba yapmak istediğim şeyi anlamıştı.

Dz. Sakin ol, halledeceğim...

Önce ağzımdaki bağı, sonra da eğilip ayaklarımı bağlayan ipi çözdü. Ardından arkama geçti. Kelepçeyle uğraşıyordu.

At. Senpai... Sen...

Dz. Şimdilik boşver, benim işim bu. Sonra konuşuruz...

Koca kelepçeyi de çıkarıp atmıştı. Sonra elimi tutup beni kaldırdı ve yavaş yavaş kapıya kadar yürüdük. Kapıyı aralayıp biraz etrafa bakındı.

Dz. Şimdi koşacağız Atsushi, 1,2,3!

Koşmaya başlamıştık. Uzun zamandır sandalyede bağlı olduğumdan dolayı biraz zorlanıyordum ama Dazai çok hızlıydı.

Dz. Atsushi! Mori burada mıydı?

At. Bilmiyorum Senpai, galiba bir iş varmış ama adamlarını bırakmıştır.

O an aklıma geldi Mori'yi nereden tanıyor bu? Neyse sonra öğrenirim.

Uzun koridordan geçince bir odaya gelmiştik. Ama burada karşımıza iki tane adam çıkmıştı. Dazai hemen yandaki kapıdan geçip merdivenden inmeye başladı.

Dz. Atsushi bunları ben hallederim. Sen buradan inince dümdüz devam et ve gördüğün ilk siyah kapıdan çık. Bende sonra yanına gelirim.

At. Tamam.

Dz. Hadi şimdi!

Dediğini yapıp ayrılınca koşmaya başladım. Ama sorun şuydu ki adamlardan biri Dazai'nin diğeri benim peşimden geliyordu. Yine de kapıya kadar yakalanmadım ama sanarım adam silahını çıkarıyordu.

Dışarı çıkınca bile aynı şekilde koşmaya devam ettim. Adamsa hâla peşimdeydi. Tam kenardan dönüyordum ki takılıp yere kapaklandım. Adamsa silahını çıkarmıştı...

?1. Elveda de bücür...

Tetiği bana doğrultmuştu. Sanarım sona gelmiştim. Gözlerimi kapatıp olacakları bekledim. Bir silah sesi duydum ama hiç bir şey hissetmemiştim. Gözlerimi tekrar açınca adamın önümde yere yığıldığını gördüm. Zorlanarak ayağa kalktığımda karşıda Dazai'yi gördüm. Elinde bir silah vardı. Benim için adam mı öldürmüştü?

At. Dazai Senpai...

Dz. Atsushi!

Elindeki silahı attıp bana doğru koşmaya başladı. Tanrım, yine mi olacaktı? Kurtulduğum için sevinmiştim ama kaçtığım için beni cezasız bırakmazdı. Yanıma gelmişti.

LOVE IN İMPOSSİBLE _DAZATSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin